Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - deniz defnenin odasına girer.gösteri ile ilgili repertuarın
Kiralık Aşk
her
Bayan
zonguldak
1/1/1984 (41)
deniz defnenin odasına girer.gösteri ile ilgili repertuarın üzerinden geçip son kararları alacaklardır.tabiki bu denizin bahanesidir.her sabah ilk yaptığı defneyi görmektir.yoksa bu bina bu yer bu gökyüzü anlamlanmaz ki deniz için.
defne henüz gelmemiştir.defne geç kalmıştır.yine uyumuş olmalı diye düşünür."uykucu şirine"
tam çıkacakken masanın üzerindeki bir buket çiçeği fark eder.kalbi daralır.bakar bukete kır çiçeklerinin arasına serpiştirilmiş beyaz,kırmızı,pembe gülleri görürür.kartı eline alır.okuyup okumama arasında gidip gelse de öz saygısı izin vermez .çiçeği ve kartı masanın üzerine bırakıp çıkar.sanki aldığı nefes ciğerlerine ulaşamıyormuş hissine kapılır.kalbi hacim kazanmış ,içi allakbullak olmuştur.odasına giden koridor kapkanlıktır.her adımında binanın kolonları birbir üzerine yıkılıyordur sanki.kısa bir izin dilekçesi yazar birkaç gün uzaklaşmak iyi gelecektir.defne ye mesaj atar yapılacaklar listesi ve ailesini ziyarete gideceğini yazar ve telefonunu kapatır.
defne üni bahçesinde gelen mesajı okur."ailemin yanına gidiyorum.birkaç gün yokum.gösteri için konuştuğumuz repertuarı incele.bir parça eksiğimiz var.istediğin bir parçayı çalış repertuara ekle.akşamki törende beni temsil et.hoşçakal"
deniz hocanın tarzı değildir bu.defne ne olduğunu merak edip arar denizi am kapalıdır.neyse der.
odasına girdiğinde çiçeği fark eder.ilk kez çiçek geliyordur iş yerine.heyecanla bakar.kartı bulur "günün güzel geçsin.çiçekler uğur getirsin-ömer iplikçi 05..."
kartı defalarca okur.aslında kızması gerekirken hiç sinirlenmemesine şaşırır.teşekkür etmesi gerektiğini farkedince eli ayağına dolaşır.sakinleşmek için biraz çalışmak ister.ama işe o kadar kaptırır ki zamanı unutur.işlerini bitirir.telefon aklına gelir.önce numarayı çevirir.arama tuşuna basmadan vazgeçer.
ömer bütün gün gözü telefonda çalışmaya çalışır.ama nafile.içindeki kurt kalbini bitirmiş akciğerlerini kemirmektedir.çok ileri gittim.adi bir çapkın olduğumu düşünecek.keşke çiçek olayına girmeseydim.ah sinan ah.yaktın beni.sinanın aklıyla hareket edersen olacağı bu ömer iplikçi.hadi bakalım.kılavuzu karga olanın burnu ne zaman temiz kalmış iç sesi çocuk gibi azarlamaktadır ömeri.takiii telefonun mesaj sesi çalana kadar."ömer bey çiçekler için teşekkür ederim.defne"
yüzüne yayılan kocaman gülümsemesiyle koltuğuna 3 tur attıran ömer.hazırlanmak için eve gider.
defne akşam için hazırlanır.törene gitmeye hazırdır.siyah v yaka diz altı kalem elbisesini giyer.siyah stilettosu hafif makyajı bordo ruju dağınık yoplanmış saçlarıyla geceyi kurtaracağı kılığa girmiştir.taksiye binip törenin yapılacağı salona gelir.görevlinin gösterdiği yere oturur.deniz hoca yılın müzik direktörü ödülüne layık görülmüştür.onun ödülünü defneye vereceklerdir.
aynı sıralarda yasemin,sinan ve koray salonun önünde gazetecilere poz verir.iç tarafa geçip ömeri beklerken kokteyllerini yudumlarlar.ömer de nihayet salona gelir.siyah takım elbisesini giymiş.tüm asaletiyle göz doldurmaktadır.
k:ıyyy ömüş niye smokin giymedin
ö:vaktim yoktu koray.ne önemi var
k:var hayatım var.tabi taşınırsan kümes kadar eve sığdıramazsın...
s:yeter koray.hem ödülü sen alacaksın.boşver
y:hadi geçelim başlamak üzere.
bu grupta görevliyi takip eder yerlerine oturur.
ödül töreni başlar.yılın kadın oyuncusu,yılın erkek oyuncusu,yılın yönetmeni,yılın sarkıcısı...
sunucu:yılın fotoğraf sanatçısı ödülünü almak üzere koray sargını sahneye davet ediyorum
k:çok teşakkur ediyorum.alkışlayın kız.çarpık.(önce ömer sinan ve yaseminle öpüşüp tebrikleri kabul eder.etrafına sataşarak sahneye çıkar ödülünü alır)
sunucunun anonsu ömerin kalp etışlarını hızlandırır.gözleri parlar.pür dikkat sahneye bakar.
sunucu:yılın müzik direktörü ödülüne yine yeniden deniz tramba layık görülmüştür.deniz tramba aramızda olmadığı için ödülü almak üzere defne topal ı sahneye davet ediyorum.
defne tüm zerafetiyle sahneye yürür.ödülü alır.yerine döner.yavaşça çantasını alır çıkışa doğru ilerler.bir çift siyah gözün kendini takip ettiğinden habersizdir.
ö:sinan ben kaçtım.sen bunu oyala
s:hani ödülü kutlayacaktık
ö:defne gitmeden yetişmem lazım
s:iyi öyle olsun.ama söyliyeyim koray bunun acısını fena çıkarır.
ömer hızla salondan çıkar.
ö:defne
d:aa ömer bey merhaba
ö:merhaba defne
d:sizi burda görmeyi ummuyordum
ö:ben de.ama güzel tesadüf oldu.en azından benim için.
d:bence de.çiçekler çok güzeldi.çok incesiniz.
ö:şu beyi sizli bizli seviyeyi aşsak mı acaba
d:peki ömer o zaman
ö:nereye gidiyorsun
d:eve giderim.yorgunum biraz.
ö:peki beraber gidelim.yani ben de gidiyorum eve.
d:siz planınızı değiştirmeyin ben bir taksiyle giderim.
ö:planım yok.hadi gidelim.
ömer defnenin kapısını açar .yola koyulurlar."gırrr gurrr "diye derinden gelen sesler arabadaki sessizliği bozar.
ö:acıktın mı
d:şey evet yemek yemeye fırsatım olmadı.(yine rezil oldun defne.yarın gidip bağırsaklarımı aldırıcam.allahım o nasıl bir sestir ye.sanki içerde düğün var da midem halay başı olmuş zılgıt çekiyor iç sesi yine susmuyordur defnenin)
ö:bir şey mi dedin anlamadım
d:niye döndük
ö:yemeğe gidiyoruz.yakınlarda çok güzel bir restoran var.ya da ne yemek istersin.ona göre bir yere gidelim.
d:ben tarif ederim sana.
birbirlerine bakıp gülümserler.defne yolu tarif eder.ömer o kadar mutludur ki.gözlerinin içi güler.
deniz kenarında salaş bir lokantadır burası.ömer önce şaşırır.
d:iddia ediyorum istanbulun en güzel balığını burdan başka yerde yiyemezsin.
ö:iddialıyım diyorsun.deneyelim bakalım.
lokantanın içi de dışı gibi salaş ama sevimlidir.ön taraftaki küçük balkonunda gösterilen masaya otururlar.masa donatılır.mezeler salatalar bir bir yerini alır.defne buradaki yemeklerle ilgili ,burayı nasıl bulduğunu ,denemesi gereken mezeleri anlatır.balık siparişleri verilir.ömer defnenin anlattıklarından çok uzaktadır.defnenin yüzünün her santimini mıh gibi çakar aklına.mimikleri,gülerken kırışan küçük burnu,göz göze geldiklerinde kızaran yanakları,konuşurken büzülen dudakları,gülümseyince gerilen çenesi ve gözleri çölün ortasındaki vahayı andıran bal rengi gözleri...
yemek boyunca sohbet ederler.
"manisalıdır defne.müzik baba mesleği olmuştur.ilk hocası babasıdır.bağlama çalarmış babası.defnede yanında şarkı söylermiş.huzurlu hayatları babasının çalıştığı müzikholde çıkan kavgayla kabusa dönmüş.babası kim vurduya gitmiş.çıkan arbedede başına darbe alıp ölmüş.defne o zamna 10 yaşındaymış.annesi ve anneannesi tası tarağı tolayıp istanbula gelmiş.annesi bir süre tekstilde çalışmış.defne 15 yaşına geldiğinde yurtdışına gitmiş.evlendiği haberi gelmiş.anneanneside üni bitince manisaya geri dönmüş.tatillerde gidiyormuş defne anneannesini görmeye.deniz hoca içindeki müzik aşkını görmüş.haytta en güvendiği insan deniz hoca olmuş.öğrenciyken aldığı burslarla okumuş.tabi bursları sağlayan hep deniz hocanın referansı olmuş.müzik defneye kaybettiklerini unutturan bir sihir olmuş.her notada babasının ruhunu dinlendirdiğini düşünüyormuş rahatlıyormuş.çok özlediği babasına notalarla kavuşuyormuş.deniz hocanın yeteneği,deniz hocanın görüşleri,deniz hoca ya göre... kimdi acaba deniz?tanışmayı çok istedi bir an ömer.çok merak etti bu *kadını*."
Paylaş
Oy Ver
Gün içinde sadece bir kez puan verebilirsiniz!
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz