Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - soba
çocukluğumda mahallede sobacılar derlerdi
Kiralık Aşk
soba
çocukluğumda mahallede sobacılar derlerdi yaptıkları iş lakap olmuştu aileye
artık çarşıda sıra sıra olan dükkanlar çok azaldı nadir kalan dükkanlardan biri bunlarınki yolum düştükçe veririm dost selamını hoş karşılarlar ara açılınca sitem gelir nerdesin diye ramazandan hemen önceydi uğradım oturduk eskiler açıldı gözler buğulandı bilirler gidenlerimi bende bilirim gidenlerini ve koybolan mahalleyi oysa mahalle dikine büyüdü yabancılaştı herkes bizim meslekte bitti dedi hüzünle ancak dağ köylerine ve anadoluya iş yaptıklarını anlattı bende sizin meslekle beraber birliktelikte bitti deyince nasıl dedi bende anlattım sobanın önemini tek odalarda yanardı o sobalar herkes etrafındaydı
biraz mecburiyet çokça alışkanlık dışardan gelen başındaydı sobanın hele kar yağdıysa ayaklarımız ıslanmış buz gibi ellerimiz donmuş parmaklar uyuşmuş koşardık yanına birden sıcağı gören parmaklar sızlardı soba borusunda olan tellere asılırdı ıslak çoraplar cısır cısır sesler çıkardı sobaya düşen damlalardan annelerin uyarılarını kulak arkası yapar ısınınca tekrar koşardık dışarıya karın daveti geri çevrilmezdi hangi çocuk çevirebilirdi kar masumdu bembeyazdı yuvarlanırdık üzerinde şen şakrak üzerinde gezerken cıkan kırt sesi cezbederdi hepimizi ve yine koşardık sobaya döngüydü sıcak soğuk arasında fırınlı sobamız vardı konuk olduğum ustanın elinden çıkan fırında börekler yapılırdı anne eli değmiş üstünde çaydanlık hep durur çok soğuklarda ıhlamur çaydanlığıda ilave olurdu uzun kış gecelerinde kestaneler olurdu üzerinde çentiklenmiş patlamasın diye ikramdı kestaneler komşular arasında çalınan kapıda komşu abla belirirdi avucuma koyduğu sıcak kestanelerde kalbide vardı aslında senin için derdi gülümsiyerek
mısırlar patlatılırdı sesli sesli çaylar içilirdi bardakları sarı seritli dostlar ağırlanırdı etrafında bakkaldan alınan bisküvi eşliğinde görünmez bir miknatıs gibiydi soba kopamazdın görünen metal parçası değildi ondan yayılan sıcaklık sadece ısıtmıyordu aynı zamanda bağlıyordu bizi bize gelişen teknoloji sadece ısı alışkanlığını değiştirmedi bağıda kopardı çokça duyar oldum ya iki kelime konuşmuyoruz odasından çıkmıyor diyenleri elimizde kalan yine duyarlı kadınlarımız oldu yıkılmıyan kale onlar gelenekler ve bağlar onların elinde görevleri büyük kopmaya yüz tutan bağlarımız onlara teslim
ben anlatırken usta artık hayatta olmayan yada yaşlanmış büyüklerimizi anlatıp ne kadınlarmış dedi eski mahallemde olanları biliyordum zaten oysa benim aklımda yeni mahallem vardı kısacık yokluğunda şasırıp kaldığımız her gün yolunu gözlediğimiz biri sadece resmini gördüğüm ama kalbini okuduğum birleştirici sarıp sarmalayan dingin yapısıyla olmazsa olmazlarımızdan iğde çiceği kokulu huzurumuz sığınağımız olan biri
gamze..ye
tamer
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz