Kiralık Aşk - kredili hesap ben ilişkilerime başlarken kredi açarak

Kiralık Aşk

kredili hesap

ben ilişkilerime başlarken kredi açarak başlayanlardanım. ne demek istediğimi sanırım açmam lazım. hesapsız, kitapsız ilişki diyorum yani. benim için ilk ilişki esnasında güven ve inanç esastır. daha sonra karşımdaki insanın davranışları ona açtığım kredi miktarını artırır ya da bitirir. yani yaşamayı deneyimlemeyi tercih ederim. biraz yorucu ama insanın kendine ve karşısındakine şans vermesi beni mutlu ediyor. ancak çarpışma genelde kredi açmadan ilişkisine başlayanlarla zor oluyor. çünkü onlara göre önce güveni ve inancı sunmalısın ..bunu sağlayamadığın ilişki baştan yormaya başlıyor. hemen empati yapalım; şimdi benim tarzımda ilişkilerini kuran dizide “defne” yoruluyor, kırılıyor, üzülüyor. evet, bunların hepsi doğru... samimi ve içten bir ruhun bana göre başka bir ilişki kurma yöntemi olamıyor. deneme yanılma yöntemi yani, bunun tecrübesizlik, eğitimsizlik, yaşam şartı gibi destekleyicileri olabilir tabi…

diğer ilişki biçimini ele alalım “ömer karakteri” yalnızlık, korkuları korunma adına önlemler ve önemlisi tabi güvensizlik. kredinizin ilişki kurmaya çalıştığınız birinde sıfır olduğunu anlarsanız ne yaparsınız?

peki, bu kişiye âşıksanız; onun bu özelliğinin büyük bir ihtimal farkında bile değilsinizdir. eğer farkında iseniz de kredi almak için çaba harcarsınız. yani defne’nin bu güne kadar belki bilinçli belki bilinçsiz sergilediği tutum gibi…. peki ömer karakteri, zaten kendisine sonsuz kredi açan bir yürek var karşısında onun için bir problem yok bu konuda..

neden bu kadar güvensiz başlamış hayata sizce ömer… güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma diye iki farklı kavram varmış pskolojide maalesef anne ile çok sıcak ilişkilerin beklenmedik kopuşları çocukta bu güvensizlik haline neden olabiliyormuş. empati yeteneği malumunuz beyin sağ lopunda oluşur. ergenlik çağındaki erkek eğer yalnız yaşıyorsa “ kız gibi davranmamak, kuvvetli olmak gibi mesajları tekrarladıkça beyin empati yeteneğini sol lopa atıyor. beynimizin sol lopu hepimizce bilinir ki sahip olunan, edinilen ve yetenekler vardır. bunların arasına katılan empati işlevselliğini zamanla yitirir. şimdi belki “ömer” karakterinin “defne “ karakteri ile empati yapmakta zorlandığını biraz daha farklı analiz edebiliriz.

peki “defne” karakteri diyen sesleri duyuyor gibi oldum. çok kısa ve öz “defne” karakteri annesi gittikten sonra ergenlik dönemini yalnız ve tanımadığı insanlarla geçirmemiş. anne karakteri yerine anneanneyi koyabilmiş.

şimdi gelelim evlilik konusuna; her şeye rağmen evlenmeye karar veren bir çiftimiz var. sağlıklı bir evliliğin ya da ciddi bir beraberliğin en önemli yapı taşı dürüstlük, güven, sadakat… şeklinde uzar hepimizce malum. ortada bir kişinin hayatını alt üst edebilecek söylenmeyen bir sır var ise sizce bu evlilik olmalı mı? ya da böyle bir evlilik ne denli başarılı ilerler. içinde hiçbir kötü niyet barındırmasa da dürüstlük ilkesinin bozulmasına neden olan bu sır hiçbir sağlam ilişki de olmamalı. kaldı ki “ ömer” karakteri sırrı biliyor ya da bilmiyor. hiç fark etmez. zaten kendisinin hayatını alt üst edecek kadar önemli bilmediği bir olay olduğunu, “defne” karakterinin bu sır nedeniyle dengesizleşebildiğini, başkalarının yaptırımlarına boyun eğmek zorunda kaldığını biliyor. siz olsanız itirafı duymadan böyle büyük bir yolculuğa çıkar mıydınız? sevdiğiniz kadının bu sır yüzünden acı çekmesini hep kafasını kurcalamasını ister miydiniz? defne karakteri sırrı söylediğinde eğer ilişki bitecekse zaten bunca yaşanmışlıktan sonra sonuç bu noktaya geliyorsa bitmeli. eğer ömer karakteri defne karakterini anlayışla karşılayıp ailesi ve etrafında ki diğer kişilerden soyutlanıp yalnızlaşacaksa yanında artık eşi, hayat arkadaşı olacağı için yalnız kalmayacak… bu bir seçim aşkın galip gelmesi umuduyla…



sevgiler
güneş