Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - güneş tutulması cem sabah sabah uykusu açılsın diye

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

güneş tutulması


cem sabah sabah uykusu açılsın diye koyu  ve şekersiz bir kahve aldı kendine.
pencereden bakarak kahvesini yudumlarken ümit girdi içeri
 "  günaydın naber ?  .".dedi gözlerini ovuşturarak. 
 " günaydın ..ben iyiyim de sen daha kendine gelmemişsin sanki ..?!"
"ya sorma biraz fazla kaçırmisiz galiba. .
başım kazan gibi. ."
 "kızlara hava atıcam diye.."
 " napalım olum!..biz senin kadar yakışıklı değiliz ortamda dikkat çekmek istediğiniz için böyle yollara başvuruyoruz. ." der boynunu bükerek..
 " bırak bu işleri ya .."
ümit ve cem liseden beri arkadaslardi.
onlar şu  "ölümüne kankayiz" cinstenti. .
ikiside farklı şehirlerde farklı üniversitelerde ama aynı bölümü bitirdiler. .tıp fakültesi. 
birkaç yıl doğuda başka başka illerde çalışan bu iki doktor sonra  yine birlikte büyüdükleri istanbul'a döndü..
aslında karakter olarak birbirlerinden çok farklı olsalarda çok iyi anlasirlardi. .
ümit hızlı ve çapkın..
cem onun aksine durgun ve romantik. ..

ümit : "bişi dicem sen niye o kıza öyle ters davranıyorsun ?"
cem : " hangi kıza ?"
ümit : " hangi kıza ?" diye onu taklit etti. . "  hangi kıza olucak burcu ya tabi .."
cem : " ya ne bilim. . ben o kızı çok samimiyetsiz buluyorum .."
ümit : " samimiyetsiz ne ya?
şuna direk 'yapmacık ' desene "

cem : " şitt kibar ol lütfen!..üslup önemli ."
dedi alaycı alaycı gülerek. .
ümit :  " ya kız senden hoşlanıyor
görmüyor musun  ?."
cem : " farkındayım heralde ben de o yüzden soğuk davranıyorum .."
ümit : " daha ne kadar böyle yasicaksin .."
birden yüz ifadesi ciddilesir. .
cem : " sabah sabah sen de annem gibi
başlama lütfen !."
sesindeki sertlik odadaki havayı germisti. .
ümit : " cem sen daha o zaman çok küçüktün buna aşk denmez yapma hem bak. ."
cem : " ümit !!.."
sinirli bır şekilde bakarak
" bak ben kalbini kırmak istemiyorum .."
cem güneşe karşı ne hissettiğinin
ne olduğunu yıllar önce ortaokul sıralarında 
farketmisti. .
 "ay güneşle dünya arasına girer ve dünya güneş isinlarini alamadığı için karanlığa gömülür. ." dedi öğretmen konuyu özetlemek için. .
o zaman adını koyabilirmisti cem, ona karşı hissettiklerini
" güneş tutulması " diye anlatmıştı
yaşadığı duyguyu. .
ama sadece ümit'e bahsetmişti bundan
çünkü kime anlatsa onun deli olduğunu düşünürdu heralde. .
on iki yaşında tanıştığı kıza hala
aşık olduğunu kime söylese 
ona deli muamelesi yapardı heralde. 

ümit : " tamam ..konuyu değiştiriyorum. . ev işini naptin ?.."
cem : " buldum sonunda. .küçük ve biraz eski bir yapı ama işimi görür ..hem hastaneye de yakın. ."
ümit : " benim ev arkadaşı birkaç ay sonra askere gidicek evden memnun kalmazsan bana taşınırsin.."
cem : " sana ! ?.. sokakta yatarım daha iyi .."
ümit : " kiriyorsun ama beni .."
çocuk gibi dudagini büker. .
cem : " burda yeterince başımın etini yiyosun bide evde seni hiç cekemem. .böyle iyi "
ümit : " iyi ben gidiyorum şu yeni gelen doktor hanima bi bakiim bişeye ihtiyacı var mı ? .."
göz kirpar. .
cem : " iyi hadi git bak ben de birazdan inicem .."
ümit : "öğlen yemekte görüşürüz.."
cem : " görüşürüz. ."
ümit odadan çıkarken cem arkadaşının arkasından siritip başını salladi ..
sonra camdan dışarı bakmaya devam etti. .
gökyüzünde insanları uyandırmak için uğraşan sabah güneşine bakarken eli boynundaki kolyeye gitti 
" nerdesin ?.." diye fisildadi. .

güneş istanbul'a geleli altı ay olmuştu.
halbu ki bir haftaligina gelmişti  !?
babasının rahatsızlığını bahane edip kaçmisti aslında bunu o da annesi de çok iyi biliyordu. .
geldiğinde onu,  iki ay idare edicek kadar parası vardı. .
kendine hala komşuluk ilişkilerinin
yaşandığı küçük bir mahallede boş bir daire buldu. .
ev üç katli eski bir binaydi ama güneşe yeterdi. .
birkaç parça eşya alıp eve yerleşti. 
tabi bide iş bulması gerekiyordu. .
üniversitelere basvursa rahatlıkla kabul edilirdi ama  bunun yerine kendini çok yormicak bir iş tercih etti. 
yabancı dil kursunda ingilizce dersleri vericekti. 
onu,işe alan adam onun eğitim derecesini ve eskiden çalıştığı üniversitenin adını duyunca çok şaşırsa da onu hemen işe aldı. .
tabi annesi yeni işini duyunca. .
" güneş sen deli misin ? " 
diye tepki vermişti. .
ee!..ne de olsa profesör bir annenin iyi eğitimli kızıydi..
nasıl böyle bir işte çalışırdi !?
annesinin o anki surat ifadesini düşündü
ve için için güldü .
kurs dışında bir yayıneviyle konuşup kitap çevirme işini de eş zamanlı götürmeye karar verdi. .
ama bu işi parasindan çok hep hayalini kurduğu yazacağı kitap için hazırlık anlamında yapıyordu. .
 yurt dışında olmasina rağmen ana dilini kullanmaya özen göstermişti ama bu bir kitap yazmak için yeterli değildi. .
haftanın dört günü kursta ders veriyor geriye kalan günlerde kitap çevirisi yapıyordu.
ayrica türkçesini geliştirmek için bol bol kitap okuyor ve sözlük karıştırıyordu. 
tabi bunların yanında uzun yürüyüşler yapiyor değişik yemek tarifleri deneyip hayattan zevk almayi da ihmal etmiyordu.
bunlar hep yapmak istediği ama erteledigi şeylerdi. 
kendine yeni arkadaşlar da edinmeye çalışıyordu gülçin sayesinde. .
gülçin, onun kendini en yakın hissettiği tek arkadaşiydi. .
aslında onun çocukluk arkadaşiydi
amerika'ya gittikten sonra onunla görüşmeye devam etmişti.
istanbul'a döndükten sonra sanki hiç ayrılmamislar gibi kaldığı yerden devam etti dostlukları.
fırsat buldukça birlikte vakit geçiriyorlardi. 
gülçin de bekardi ama onun kadar kaçmıyordu insanlardan .
güneş'in aksine çok sosyal biriydi. .
yine bir aksam güneşin evinde birlikte yemek yerken. .
gülçin : " böyle evde oturarak hayatının aşkını bulamazsın " 
güneş : " bulmak istediğimi kim söyledi .."
umursamaz davranmaya çalışarak.
 gülçin :"yapma güneş sen o zaman hassas bir dönemdeydin. .
 anne ve baban boşanma arifesindeydi o yüzden cem senin için bu kadar özel. .
orda bir kırılma  oldu hayatinda ama  kurtulman gerek bu takıntıdan ..
artık yeni birini almalisin hayatına"
güneş : " bana terapiye gelmiş hastan gibi davranmaktan vazgeçer misin ?..  benim kimseye ihtiyacım yok. .
hem bana akıl verene bak senin aşk hayatında pek parlak değil. .
üç ayda bir yeni bir jön giriyor hayatına .."
gülçin :" benim durumum başka .."
güneş :" nedenmis ?"
gülçin :"erkekler  mesleğimden dolayi benden kaçiyorlar .. gerci adamlarda haklı. . 
kim bir pskologla çıkmak ister ki ? düşunsene sürekli beynini okuyan biri .."dedi  kahkaha atarak ..
gülçin kendiyle barışık biriydi ve erkeklerin ondan uzak durmasına alışıkti artık bununla dalga geçer bi duruma gelmişti .
güneş :" tamam bu kadar ikili ilişkiler muhabbeti yeter " dedi güneş sıkılmış gibi. .
gülçin : " tamam tamam gidiyorum zaten .
yemek için teşekkürler bu arada ..yine çok 
leziz olmuş .."
güneş : " bu acelen ne ?"
gülçin : " ya tamam itiraf ediyorum bi randevum var anlarsın ya "
dedi göz kirparak. .
güneş :"aman hiç vakit kaybetme ."
gülçin:"bilmiyorum farkında mısın ama otuzbes yasindayiz. .buda yolun yarısı eder senin gibi evde oturup beyaz atlı prensimi beklicek kadar sabırlı değilim ben .."
çantasıni ve ceketini eline alıp kapıya yürüdü..
güneş : " tamam tamam tekrar başa sarmadan git hadi .."
gülçin : " hadi görüşürüz canım "
uzanıp güneşi yanaklarından öptü ve el salladı. .

güneş, o gittikten sonra bulasklari yıkayıp
mutfagi toplayıp yatak odasına gitti. .
yatmadan önce biraz kitap okumak istedi ama bir türlü yoğunlaşamadi. .
kitabı bırakıp başucunda duran deniz kabuğunu eline aldı ve gülçin in söylediklerini düşündü. .
" nerdesin,neden beni bulmuyorsun?? "diye mirildandi
ve deniz kabuğunu kulağına götürüp gözlerini kapattı ve her zaman kurduğu 
hayallere daldı. .

" dikkat et!. onda kirilacak. ..hopp hopp !!.."
cem cümlesini bitirmeden karton kutu ümit'in elinden düştü ve merdivenlerde yuvarlandı büyük gürültü çıkararak. .
güneş yataktan zıpladi gürültünun nerden geldiğini anlamaya çalışarak etrafına bakindi. .
"noluyo ya ?"
kapıya doğru gitti. sanki onun kapısının önünde iki adam tartışıyordu bağıra bağıra. .
cem : " biraz dikkat etsen.. gitti bütün tabaklar .."
ümit : "ya olum ne kıymetli tabaklarin var ben sana daha güzellerini alırım tatlım merak etme   "
dedi siritarak
cem : " aman ne kadar komik .."
güneş sinirle kapıyı açar ve onlara bakar. .
ümit : " bişi dicem annen mi aldı bunları sana çeyiz diye ?.."
cem : " bak ya hala ..hem suçlu hem güçlü .."
ikisi güneşi farketmeden yüksek sesle konuşmaya devam ederler. .
bide üstüne espiri yapıp egleniyorlar. .
güneş : " pardon ama sabah sabah burda naptinizi sorabilir miyim ? "
dedi tüm öfkesini kibarligiyla kapatmaya çalışarak. .
cem ve ümit ikisi birden dönüp ona bakar.
cem ve güneş göz göze gelir.
 ikisi de " sanki bu gözleri daha önce gördüm" duygusuna kapılir. .
güneş, cem'in kömür karasi gözlerine bakmaktan kendini alamaz bir süre sonra silkelenir ve gözlerini kaçırır. .
ümit  : " çok çok özür dileriz ..
sabahın bu saatinde sizi rahatsız ettik ..arkadaş buraya taşınıyorda .."
dönüp cem'e baktı ama onun  başka bir alemde olduğunu anlayınca onu durtukledi. 
ümit :  " olum bişi söylesene .."
cem güneşi baştan aşağı süzdü. .
yataktan yeni kalktığı için dalga dalga olmuş kızıl saçları ve uykulu bal renkli gözleriyle ona bakan bu muhteşem varlığa hayran hayran bakarak
" çok güzel değil mi ? " diye mirildandi. .
güneş onun ağzı açık bir halde onu incelemesinden utandi ve yüzü kızardı. .
birden pijamali olduğunu farketti ve
iceri girip kapıyı kapattı. 
kapıya yaslanip elini küt küt atan
kalbinin üstüne koydu. .

devam edicek. .



 

 

Paylaş


Oy Ver

Gün içinde sadece bir kez puan verebilirsiniz!

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi