Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - evler
çocukluğumun evleridir cumbalı bahçeli evler
Kiralık Aşk
evler
çocukluğumun evleridir cumbalı bahçeli evler çoğunlukla iki katlıdır üst kata gıcırdayan merdivenle çıkılır merdivenin yanında el işçiliği korkuluklar olur
hayat denen küçük ön avlular vardır neden hayat derler küçükken anlamazdım sonraları anlamının yerinde olduğunu gördüm hayat yani yaşam orada geçerdi ufak bir seki vardı tahtadan üzerinde rengarenk minderler olurdu
komşular orda buluşurdu çaylar eşliğinde demli sohbetler koyulaşırdı
kahkahalar taşardı arnavut kaldırımlarına orda oynayan bizlerde unutulmazdık mis kokulu lokmalar verilirdi ellerimize her zaman bulunan soğuk limonatalar eşliğinde hasta evlerinde yemek pişmezdi komşular gelirdi akşam alacasında tabak tabak nemliydi gözleri annenin hayırla yaderdi komşuları aç bırakmadılar diye imece usulüydü hasta evinde işler aslında çoğu iş öyleydi salçalar beraber kaynardı meraklı bakışlarımı gören biri tutuşturmuştu elime kepçeyi karıştır diye beceriyorsun lafı hoşuma gitmişti
mutluydum işe yaramanın hazzı başkaydı aşureler giderdi evler arasında karşılıklı ve sevda mektupları mektup taşımak öyle kolay değildi güvenilir olmalıydı postacı nerden bilebilirdim komşu ablaya gelen mektubun veda mektubu olduğunu postacı içine bakmazdı ki mektubun yüzüne karabulutlar çöktü ablanın pencere kenarında eli yanagında dalgın dalgın arnavut kaldırımlarına bakarken neden sonra gördü beni evin basamağında endişeli gözlerle seyrettiğimi gel dedi usulca gittim sarıldı öptü biliyormusun senin büyük onun küçük olmasını isterdim hiç anlam veremedim o zamanlar sevdası mahelleden gitmişti ablanın kederi geçmedi bir kısmeti çıktı evlendi gelinliğiyle veda etmişti bana öpücükler eşliğinde beni hiç unutma olurmu demişti unutmadım komşu ablayı pencere kenarında dalgın bakışları nasıl unutabilirdim ki sevdaya kızmıştım günler boyu olmasaydı üzülmezdi diye
değişen hayat alışkanlıklarıda mahalle kültürünüde değiştirdi dikine gelişti şehirler o güzelim evler yıkıldı gitti içimizde yaşattığımız hatıralarla beraber
yerine tabut gibi estetik yoksunu evler geldi bir gram yeşile hasret kaldı gözler
nerdeydi komşu teyzeler hani kandillerde yapılan mahelleye yayılan lokma kokusu komşuların hep beraber kamyon kasasında gittikleri piknikler
lapa lapa yağan karda komşu teyze ve ablaların seyyar merdivene sırayla oturup kızak gibi kullanmaları ve kıyasıya yapılan kartopu savaşı bozkır pişmaniyesi tel teli anneden ısrarla istemeleri bak kar yağdı yaparsın artık demeleri tabaklardaki tel telin ununu şakayla bir diğerinin üzerine üflemeleri unlanan kurbana kahkahayla gülünmesi aralıklara sıralanan tahta iskemleler evden eve çekilen kabloların üzerinde sıra sıra sarı lambalar dabruka çalan maharetli eller ve kına manileri bize bile kına yakılması erkek çocukta sadece küçük parmağa uğur getirsin diye. nerde her bahçeli evde olan dutlar can erikleri büyük siyah incirler el arabasında pamuk şekerler artık hepsi sisler arasında rüyalar aleminde gibi belkide yaşadığım rüya idi
şimdilerde çocukluğum ahmet hamdi tanpınarın mısralarında kaldı
billur bir avizeydi bursada zaman
serin hülyasıyla çeşmelerinin
tamer
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz