Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - merhaba canlarım, ka aşıklılarım, biraz ayrı kaldım

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

merhaba canlarım, ka aşıklılarım,
biraz ayrı kaldım sizlerden lakin bu sizleri unuttum ,hayatımdan çıkardım anlamı oluşturmasın sadece bir ara verdim.o kadar yeltenmeme rağmen yazasım olmadı,olamadı, elim gitmiyor hala da yazabilecek durumda değilim kelimeler akmakta zorlanıyor.
belki can'ın dediği gibi bu sayfanın başlarından beri burada bir şekilde varlığını hissettiren ben hastalıklar vs derken kendimi biraz dinlenmeye ,sükunete bıraktım herhalde.
ve fakat dayanamadım canlar şu hikayeyi bırakıp hepinize var olan ve var olduğunu sadece düşündüğümüz yani yanılgıların ,öyle olduğunu düşündüklerimizin sadece gördüklerimizle oluşan kanaatlar olduğu ;bir de bizim görmediğimiz gerçekler olduğu ve merak,yargı vs ile bezendirip kendimizi paradokslara saldığımızı da unutmamak gerekir.
elçin den de şu pis ellerini çekmiş olsalar,linç girişimin de bulunmak isteyen , servis edilen magazinciler de artık diyorum.çünkü biz bunlara inanmıyoruz,gülüp geçiyoruz.
ve elçin yine yeniden yine hep güçlü ,vakur,prensipli,iyi yürekli, inandığı değerleriyle en güzelinden hem de en güzel kadın oyuncu olarak cevabınızı verecek...unutmayın bunu...

öğretmen, hikayeyi anlatmaya başlar.
gemi, denizin ortasında aniden batmaya başlar. gemideki bir çift cankurtaran botuna yaklaşırken sadece bir kişilik yer kaldığını görür.
o an adam, karısını geride bırakır ve bota atlar.
batmak üzere olan gemideki kadın eşine bakar ve son cümlesi şu olur.
öğretmen bir an durur ve öğrencilerine, “sizce kadın, kocasına ne demiş olabilir?” diye sorar.
öğrencilerinin çoğu: “senden nefret ediyorum. nankör herif!” demiştir diye cevap verir.
öğretmen, köşede sessizce oturan bir çocuk görür ve aynı soruyu ona da sorar. çocuk, “öğretmenim bence ‘çocuğumuza iyi bak demiştir'” diye cevap verir.
öğretmen şaşırarak çocuğa sorar, “daha önce bu hikayeyi duymuş muydun?”
çocuk kafasını sallar ve “hayır ama annem babam vefat etmeden önce aynı şeyi söylemişti.” der.
öğretmen suratında üzgün bir ifadeyle, “cevabın doğru” der.
gemi batar, adam evine gider ve kız çocuğunu tek başına yetiştirir.
yıllar sonra çocuk vefat eden babasının günlüğünü bulur.
meğerse, çift gemi seyahatine çıktıklarında kadına ölümcül hastalık teşhisi konmuş. o kritik anda, baba ölmek üzere olan eşi yerine kendini bota atmış.
baba günlüğünde, “denizin dibine beraber batmayı o kadar isterdim ki… ama çocuğumuz için, tek başına denize batmanı izlemek zorunda kaldım.” yazmış.
hikaye biter ve sınıf sus pus olur.
öğretmen, çocukların hikayeden gereken dersi çıkardıklarını düşünür. iyiyle kötüyü ayırmanın, aralarındaki ince çizginin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu anladıklarını düşünür.
bu nedenle, olaylara yüzeysel olarak bakmamalı ve ön yargılarda bulunmamalıyız.
hesap geldiğinde hesabı ödeyen bir arkadaş, zorunlu hissettiği için değil arkadaşlığa paradan daha çok önem verdiği için bunu yapar.
iş hayatında sürekli insiyatif alanlar bunu aptal oldukları için değil sorumluluğun ne demek olduğunu bildiklerinden yaparlar.
tartışma sonrasında ilk özür dileyen kişi bunu suçlu olduğu için değil etrafındakilere değer verdiği için yapar.
size sürekli mesaj atan birisi, yapacak başka bir şeyi olmadığından değil, size önem verdiğinden bunu yapar.
bir gün hepimiz sevdiklerimizden bir şekilde ayrılacağız. sohbetlerimizi ve beraber kurduğumuz hayalleri özleyeceğiz.
bir gün çocuklarımız eskilerden bir fotoğraf görecek ve “bunlar kim?” diye soracaklar. içimiz kan ağlayarak “bunlar, hayatımın en güzel günlerini geçirdiğim insanlar.” diye cevap vereceğiz.

hepiniz kocaman en insani duygularımla sevgiler gönderiyorum...

Paylaş


Oy Ver

7

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi