Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - merhaba dostlar,
öncelikle yazımı okuyup sorularıma tüm
Kiralık Aşk
merhaba dostlar,
öncelikle yazımı okuyup sorularıma tüm içtenliği ve dürüstlüğüyle cevap veren gonca, asiye, fanes, gamze, aysunn, nihalce, al yazmalım, hasret, mehpus, hülya ben, gülçin , gülgüncüm ve kanada'dan sevgilerimle'ye teşekkür ederim.
neden inanırız ve ilk inananlar kimlerdi sorusunun cevapları şu ara her yerde kendisinden ufak bölümler yayınlanan morgan freeman'ın sunduğu " inancın hikayesi " belgeselinde verilmeye çalışılıyor ve ilk inananların çiftçiler olduğu söyleniyor .
bana göre inanmak hayat amacıdır, varlığınızı sürdürme sebebidir. her şeye inanabilir insan: aşka, sevgiye, erdemli insan olmaya, diğer insanları mutlu etmeye, çocuklarına, güzel kadınlara, yakışıklı erkeklere, scientology kilisesine, iyiliğe, sağlığa, hijyene, uçan spagetti canavarına ve varlığını anlamlandıracak her şeye. anlam ise yaşamımıza devam etme sebebimiz.
goncacım ne kadar güzel söylemişsin, insanlar kendilerini tanımadan nasıl bir inanç sistemi geliştirecek gerçekten. eğitim sisteminin neresinden tutsan elinde kalıyor. ilkokul'dan üniversiteye kadar her kademden eğitimci öğrenci profilinden rahatsız. özellikle küçük yaşlarda da öğretmen memnuniyetsizliği sorunu kaynağında gözleri toplumun en küçük birimi aile çevirmekte. anlatılacak ve söylenecek çok söz olsa da bu konu üzerine esas olan çözüm için "niyet" tir. çözülmek istenirse çözülür. bu güzel yorumun için teşekkür ederiz.
asiyecim, çok haklısın inancı ile bütünleşince başka türlü davranmayı bilemez, bu özü olmuştur. bu şekilde davranmak için de anne olmaya gerek yok. her anne kutsaldır diye bir şey de yok çünkü. bu işi hak ettiği şekilde yapanlar olduğu gibi ,yazık , şanssız çocuk dediğimiz anneler de var. yapmam gerekeni yaparım diyen insan elini taşın altına sokabiken, cesur insandır. sıfatları önemsizdir. çok teşekkür ederim yorumun için.
tamer sana kocaman aşkolsun, şiirden sonra alejandro amenábar'ın 2009 yapımı agora'da hypatia şöyle şöyle diye anlatmıştım, yani aslında film üzerinden anlattım ben hypatia'yi yoksa gariban hypatia çok vahşi işkencelerle öldürülmüş ve etlerinden deniz kabuklari temizlenmiş. tamam bir daha bu kadar uzun yazmayacağım 😃 senin bile dikkatin dağılmış 😊 latife ediyorum sana biliyorsun, yorum yaptığın için teşekkür ederim😃 şimdi gördüm bir de gitmeye niyet atmışsın , o kadar kolay mı bizi bırakıp gitmek, hem nereye gidiyorsun, bırakmıyoruz.
güneşçim, karanlığın içinden aydınlığı görebilen, gösteren bilge ve şifacı güzel insan, yazdıklarımın aklına isadora'yı getirmesi bile büyük bir onur. kelimeler bu durumlarda yetersizler. o gerçek bir feniks, bir simurg olarak yaşadığı her acıdan sonra kendi küllerinden doğmuş, bana söylediğin her kelimen için çok teşekkür ederim. sadece sımsıkı sarılıyorum sana , iyi ki konuştun, yazdın, tanıştırdın kendini bizlere ve buradasın bizimle.
gamzecim, bana bilgeliği ilk. düşündüğün, söylediğin her güzel sözün için teşekkür ederim ve sizlerle uyumamak da ayrı bir keyif. sendeki kalbin yapılan her haksızlığa karşı çıkacak cesarete, iyilğe ,güzelliğe sahip olduğunu biliyoruz.
hülya ben , kesinlikle haklisin, karşılık bekleyerek ve hesap kitap edilerek yapılan şey bir kontrattir, anlaşmadır ve inanmakla ilgisi yoktur. teşekkür ederim yorumun için.
gülçin, mehpus insan inandıkları listesinin başında sevdiklerini koyuyor ve bunun için yapması gerekenleri yapıyorsa , yaparken kimsenin takdirini ve beklemiyor , inandığı hakikat o olduğu için gereğini yerine getiriyor. anlayan olursa o da sadece mutlu ediyor. çok teşekkür ederim güzel yorumlarınız için.
al yazmalım, inanmak gibi duygu dünyasına daha yakın bir kavramı mantıkla o kadar güzel yorumlamışsın ki, hayran olmamak elde değil. bu tercihi yaptırılanlar dürüst ve güvenilir değildir, bu yüzden de mücadeleye devam etmeli. ve belki de inanç duygular gibi gel gitli bir dünyaya ait değildir. çok haklısın, teşekkür ederim bu güzel yorum için.
aysunncum, hasretçim çok farklı bir noktadanoktadan ve çok güzel yayaklaşmışsınız. çok teşekkür ederim bunun için. inanmak ve o yola adamak kendini benim için çok yüce bir duygu.
fanes , duygularımız ve düşüncelerin çatışması ve bunun sonucunda inancımızın yaşamı değil yaşamımızın inancını yaşamak , bunlar o kadar derin ve anlamlı cümleler ki çok teşekkür ederim. bu çatışmanın sonucunda da özümüze aykırı davranarak, yılların bu çatışma birikimiyle de akıl ve ruh sağlığında çatlaklar oluşuyor. demek ki ilk derin darbeyi duygu ve düşünce arasında dengeyi bozarak indiriyoruz. çok güzel bir yorumdu çok teşekkür ederim.
gülgüncüm, sol yanım benim, çok haklısın" insanı dik tutan kas ve omurga sistemi değil, fikirlerdir" ve bunları savunabilecek cesaretidir , çok teşekkür ederim yorumun için.
kanada'dan sevgilerimle, beni çok mutlu ettin yorumunla. ben de melezim ve ne tek bir şehire ne de tek bir kültüre aitim. köklerim dünya ananın her yerinde dolaşan bir gezgin. çok sevdiğim halil cibran'la başladığın sözü devam ettirmek isterim, " ve ben hem eve, hem de yola derim ki, benim ne geçmişim, ne de geleceğim var, eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış. "
inandıklarımız ve anlamlandırdıklarımız kendi hakikatimiz olur ve şimdiyi yaşama sebebimiz. insan olmayı özel kılan ise bunların yüksek amaçlar ve erdem içermesidir. çok teşekkür ederim sen de iyi ki varsın.
şenay, dilek, suzal çok teşekkür ederim.
tamer'in başlattığı müzik kutusuna ben de dostlarla hep bir ağızdan bağıra bağıra söylemesi çok keyifli olan 4non-blondes'den "what's up" ı bırakıyorum.
yirmibeş yıl ve hala hayatım
o büyük umut tepesine tırmanmaya çalışmaktan ibaret
hedefime varabilmek için
anlamam gerektiğini öğrendiğimde hemen farkına vardım
dünya erkeklerin kardeşliğinden yaratılmıştı
bu her ne anlama geliyorsa…
ve ben bazen ağlıyorum
yatağımda yatarken
sadece atlatabilmek için
kafamda olup bitenleri
ve kendimi biraz tuhaf hissediyorum
ve sabahları uyandığımda
dışarıya bir adım atıyorum
derin bir nefes alıp gerçekten yükseliyorum
ciğerlerim müsaade ettiği kadar çığlık atıyorum
‘neler oluyor?’
diyorum ki ‘hey, neler oluyor?’
ve çabalıyorum, aman tanrım çok çabalıyorum
heçabalıyorum bu kurumun içinde
ve dua ediyorum, tanrım dua ediyorum
her gün dua ediyorum
bir devrim olması için
ve ben bazen ağlıyorum
yatağımda yatarken
sadece atlatabilmek için
kafamda olup bitenleri
ve kendimi biraz tuhaf hissediyorum
ve sabahları uyandığımda
dışarıya bir adım atıyorum
derin bir nefes alıp gerçekten yükseliyorum
ciğerlerim müsaade ettiği kadar çığlık atıyorum
‘neler oluyor?’
diyorum ki ‘hey,neler oluyor?"
yirmibeş yıl ve hala hayatım
o büyük umut tepesine tırmanmaya çalışmaktan ibaret
hedefime varabilmek için
sevgiler, saygılar herkese
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz