Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - günaydın periler. nigarın masalına devam edeyim dedim, kara
Kiralık Aşk
FatmaCan
Bayan
Ankara
23/6/1967 (58)
günaydın periler. nigarın masalına devam edeyim dedim, kara kedi sonrası (karakedi, aysunn, yazarokur ve tamer size gelsin, patlıcan da benim bu arada) :
kara prens ürkek bakışlarla ilerler. 50 metre gitmiştir ki aniden köşeden bağırarak, elinde üzerinde tuşları olan, siyah dikdörtgen bir nesneyi sallayan bir adam çıkar. adamın ne başında saçı, ne kaşı ne kirpiği, ne de vücudunda bir tane kılı vardır. elindeki nesneyi sallayıp bacaklarına baka baka çığlık çığlığa uzaklaşır.
kara prens: “bu da kim” der.
uzun yeşil çimenlerin arasından bir ses gelir. “onun adı kös” der. “insan diyarında elinde o alet ayak ve bacaklarını insanlara uzatıp kıllı resimlerini oradaki dostlara gönderirmiş. çılgın peri onu getirtmek için şatonun çatısını yapan işçileri gönderdi. peri gücü adına, adamın haberi olmuş işini gücünü bırakıp kaçarken yakalandı yine de”
kara prens “periler aşkına, aklımı mı yitiriyorum. bu ses de nerden geliyor” diye söylenirken, çimenlerin arasından kara bir kedi uzatır başını.
“benden korkma karaoğlan, ben kedi periyim, sana zarar vermem!“
kara prens: ama sen siyahsın ! burdaki herşey beyaz yeşil pembe ve maviyken sen nasıl siyah olabilirsin?
kedi peri: uzun hikaye karaoğlan ama bugün salı sana özet geçeyim. burda eskilerden 4 tane peri var. periler diyarının kurucularından. oldukça yaşlılar onaylayan, silen, söylenen ve döven periler. bunlar hoşuna gitmeyenleri silerler, yazıları çizerler, sözleriyle döverler, bir de buraya gelenlere onay verirler. ning yar adında bir peri vardı, çok yazardı. onunla uğraştılar. peri de dayanamadı gönüllü sürgüne gitti. arada uğrar buraya ama fazla kalmaz. bazı periler de ara sıra ziyaretine gider. ben de onun yokluğunda çok yazılar yazdım yoruldum. geçen hafta tatile çıktım bir sahil kasabasına. güneş altında bol keyif yaptım.
patilerini uzatır “nasıl iyi yanmışım di mi.? bak seninle de ten uyumunu sağlamışısız bu arada, hıhıhı” der.
kara prens: hııı evet iyi yanmışsın.
kara kedi: ha sana kös den bahsediyordum. işte işçiler bu kös ü getirdiler. çılgın perinin önüne attılar. çılgın peri çok titizdir, öyle kıl tüy görmeye dayanamaz. kös’e bir güzel ağda yaptı, adamı akladı pakladı...
kara prens kollarına bakar, elini sakallarına götürür endişeli gözlerle “çok mu titiz ?” der, içinden de "perilerin gücüne gidecek ama inşallah karşılaşmam" diye geçirir.
kara kedi duymaz, “hadi ben kaçtım, biraz daha yanmalıyım” der gözden kaybolur.
kara prens tedirgin birkaç adım daha atar. ileride solda beyaz bir şezlongda beyaz ipek elbiseli, elbisesinin eteklerini hafifçe sıyırıp bacaklarını açmış bir peri görür. perinin ayağında malbul daki perinin gönderdiği, üzerinde albinolu koala tüyünden bir terlik bulunmaktadır. şezlongun bir tarafında kiraz diğer tarafında payam ağacı vardır. iki köse adam birinin elinde kiraz diğerinin elinde payam dolu iki kase ile eğilip hizmet etmektedir periye. peri ise şatodaki iki köse işçiye bağırmaktadır.
“halktan kalk, o nasıl duvar örmek öyle? tuğlalar arasında çok boşluk bırakıyorsun nerdeyse patlıcan peri bile rahatça geçebilecek o boşluktan. şimşek oğlan sen de şatonun camlarını düzgün sil, bir o cam bir bu camı siliyorsun. nereyi sildin nereyi silmedin belli değil. basit bir cam silme . olayı bu kadar abartmaya karmaşık hale getirmeye ne gerek var canım” der. başını hafifçe çevirdiğinde şatonun kapısındaki bıyıklı adamın kendini izlediğini görür, kıkırdar.
tam o sırada kara prensle gözgöze gelir.
“hosgeldin yakiskli. ben periler diyarının çılgın perisiyim. sen de kimsin, in misin cin misin?”
kara prens: ben karlar ülkesinin veliahtıyım. aradığım aşkı bulmak için perilerden yardım almaya geldim.
çılgın peri : hımmm. demek öyle.
gözlerini kara prensten çevirmeden yanındaki iki köse adama “şunu soyun” der. kara prens bir anda kendini donla, perinin yanında bulur. utanır, ensesini kaşır hafiften.
çılgın peri:temizliği severim. erkeklerin kılları, tüyleri dökülüyor. hiiiç haz etmem. o yüzden buraya gelenin kılsız tüysüz olması gerekir.
bir yandan da kara prensin vücudunu incelemeye devam eder.
kara prens, şatonun kapısındaki bıyıklıyı göstererek ”ama ordaki adam bıyıklı!” der.
çılgın peri “onun yeri ayrı, o benim gözdem. kimse onunla kıyaslamasın kendini” der sertçe, sonra hafifçe gözlerini bayarak yeniden kıkırdar.
çılgın peri: üst vücut iyi de, o sakallar o saçlar o bacakların hali ne, ameleler hemen bir ağda kaynatın, bunu da yolmak gerekecek.
kiraz ağacının arkasından bir erkek peri koşarak gelir. “perilerin perisi, kankim yine ne yapıyorsun. seni de 5 dakika boş bırakmaya gelmiyor, hemen birilerini yoluyorsun”.
çılgın peri: er peri yine mi sen, ya bir yoldurmuyorsun gönlünce. bak bunlar gelip buralarda kıllarını tüylerini döküyor. sonra temizlik zor oluyor biliyorsun.
er peri: kankim, bırak gitsin bak koskoca prens çaresiz, duydum, derdine deva bulmaya gelmiş.yazıktır. günahtır.
çılgın peri: öyle mi diyon?
üç payam atar ağzına. "iyi peki hadi geçsin gari o zaman" der.
er peri (kara prensin kulağına eğilir, fısıldayarak): hadi kara prens ben kanki perimi oyarlarken bir an önce uzaklaş burdan.
kara prens: ya şu kirazdan çok canım çekmişti. 3-5 alsaydım.
er peri: kirazın, çileğin zamanı mı. hadi topukla dedim.
kara prens sanki kirazı yemiş de, dudağına yapışmış gibi dudağının kenarını eliyle silerek uzaklaşır.
Paylaş
Oy Ver
Puan verdiğiniz için teşekkürler (:
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz