Kiralık Aşk - görünmez bağ sevmek güzel birinde aşkı aramak değil,o

Kiralık Aşk

görünmez bağ

sevmek güzel birinde aşkı aramak değil,o kişide bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında;kendini bulmaktır. demiş dostoyevsky
kiralık aşk aslında sadece aşkı değil;toplumun zorladığı hayatları harcanmış çocuklukları,kendi içindeki sırlarla en yakınların yaralayan ailelerin öyküsü.
duyarlı,naif,masum hataları,sevapları,acıları,sakarlıkları sonsuz içtenlikteki aşkı ile hepimizden birşeyler taşıyan aynı ölçüde defne&ömer özgün karakterleri.
defne he güçlüğe her şartta gögüs geren ve "asla pes etmeyen" bir kadın.içinde inanılmaz bir iyilik ve güç barındıran özel bir insan olağanüstü bir iradeye sahip.iki karakterde 40 bölüm boyunca yaşadığı yoğunluğa rağmen iradelerini sergilemişlerdir.ince ince senarist bizlere aralarındaki aşk'ı yansıttı.ruhlarını ve kalplerinde taşıdıkları aşkı ve tutkuyu hissettirdi.aralarında görünmez bir iple bağladı onları.tabi bizleride onlara ve birbirimize.
masumiyetin son bölümle bittiğini savunan düşünceye; mö dönemde bir kadın evlenmeden aşkı ile birlikte olmuş.bunu anlayan halk yargılanması için kadını dini liderler topluluğunun önüne çıkarırlar.dönemin liderleri suçunu sorarlar.yalnız etkileşim sağlamak için o anda orda olmayan saygın liderin fikrinin taşlanması olduğu hemen iletilir gruba .ceza bellidir kadın taşlanarak öldürülecektir.ancak grup lideri birden yere eğilir ve toprağa birşeyler çizmeye başlar.etrafına aranızda günahsız olduğunu düşünen kim varsa ilk taşı o atmaya başlasın ve tüm günahsızlar kadını taşlayarak öldürsün der. yalnız unutmayın düşünmek ile yapmak arasında bu konuda hiçbir fark yoktur der.ve tekrar yere çizmeye devam eder.bir müddet kendi vicdanlarına mahkum olan halk en yaşlısında başlayarak tek tek gitmeye başlar.bir müddet sonra yerden kafasını kaldıran lider kadına ne oldu taşlanmadın mı? diye sorar. kadın hayır herkes gitti der.dini lider kadına git ve kalbinin seçtiği ile içinde masumiyetin olduğu hayatını yaşamaya devam et der...

şimdi aşkın gücüne inanan insanlara çok şey tabi.ama masumiyet nasıl bozulur?beden dediğimiz et,kemik,su,kan dan ibaret değilmidir.asıl olan içinde ki kalp değilmidir? yalnızca nefes alıp vermeye mi yarar kan pompalamaya mı ? yarar bu kalp.ya peki beyin? hisler nasıl yok sayılır? beden dediğimiz şey toprak olmayacak mı? yanımızda götürebileceklerimiz hissettiklerimiz,yaşadıklarımız olmayacak mı? şimdi ne oldu da defne masumiyetini yitirdi.neden sadece defne. ömer&defne aşkı bile denemiyor.nerede yanlış yaptı bu çocuklar.başka bedenlerle mi buluştular? ya da kalpleri başka birileri için mi attı?
keşke herkes aşkı bu denli saf ve ttemiz yaşayabilse.neden gençliğe kötü örnek oluyormuş.aşkı yaşadığını sanan aslında sevmesini bile bilmeyen insanlarda sorun yeni gençlik aşkın ne olduğunu nasıl yaşaması gerektiğini inanınsizden bizden çok daha iyi biliyor.yanlız farkımız onlar bizden çok daha cesur ve hiçbir şeyin arkasına gizlenmiyorlar.aşk'ı unutan gönüle anlatmak bakmayı bilmeyen göze görmeyi öğretmek mümkün değil tabi.

yaşam hem iyi hava hem kötü hava, hem zevk hem acı, hem yaz hem kış, hem gece hem gündüz varsa yaşanır.hem üzüntü hem mutluluk, hem rahat hem rahatsızlık,olmalı. yaşam işte böyle uçlar arasında güzelleşir.tıpkı dizimiz gibi. uzun yıllar yayında olmasını temenni eder,senarist,yönetmen oyuncu emeği geçen herkese teşekkür ederim. sevgiler (yazım ın kişesel düşüncelerim olduğunu, hiç kimsenin düşüncesini yargılama ya da destekleme içermediğini özellikle belirtirim.)

uzun oldu kusura bakmayın lütfen...