Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - kiralik aşk defnenin yolu bölüm 18 (nöro’nun evi, ömer

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

kiralik aşk defnenin yolu bölüm 18
(nöro’nun evi, ömer ve nöro karşılıklı konuşmaktadır)
nöro: ay, ömüşüm, oğluşum, son yakışıklım, sen ne iyi ettin de geldin…ama niye geldin, böyle hem de gündüz vakti, amcan da yok. ay bir şey mi oldu yoksa, amcana mı bi şey oldu? ay, saklama benden n’olur.

ömer: yenge dur. nerden çıkardın amcamı falan. yok öyle bi şey. ben seninle konuşmaya geldim buraya. senin yardımına ihtiyacım var, senden akıl almaya geldim.

nöro: neee? ömer iplikçi? benden akıl istiyor? yardımıma ihtiyacı var? allah’ım öldüm mü yoksa? çalsın sazlar oynasın kızlar, şenliğimiz var dostlar!
ay yok, olamaz, kesin bunun altından kötü bir şey çıkacak. ömüş’üm daha fazla korkutma beni, açıkça söyle. dur dur, hemen söyleme, önce rezenemi içiyim, peşinen sakinleşiyim. mineee!...rezeneee!
hah, şimdi anlat, boncuk gözlüm.

ömer:yengecim, sen bi iç şu rezeneni, ondan sonra konuşalım en iyisi, böyle olmıycak
(mine gelir, nöro, rezenesini kafaya diker bir seferde bitrir, sonra ömer’e döner)
ömer: hah, tamam. ben seninle defne ile ilgili konuşmak istiyordum yenge.

nöro: defne mi, ne defnesi. defne deme bana. gallo de, fikret de, ne dersen de, ama defne deme sakın!

ömer: neden? sen defne’yi baştan beri çok sevmiş görünüyordun. beni hep gaza getirdin, fark etmediğimi sanma, sürekli defne ile birlikte olmamız için uğraştın. koray’la birlikte ofise bile kilitlemişsiniz. şimdi niye defne’ye tavır aldın, anlamıyorum.

nöro: ay, onu da mı öğrendin? (ömer, başını sallar). aman ne biliyim, sana iyi gelir, biraz işten güçten kafanı kaldırır, hayatın tadını çıkarısın dediydim. biraz gönül eğlendirir sonra unutursun dediydim işte. öyle de olmadı mı, bak haksız mıymışım?
ömer: olmadı yenge. hiç öyle olmadı. ben defne’yi çok seviyorum, bunu sana hiç söylemedim, o bile onu ne kadar çok sevdiğimin farkında değil. bilirsin beni, duygularımı anlatmam pek.
nöro: bilmez miyim? sır küpüsündür mübarek. ama ya gallo?
ömer: fikret ile aramda kimsenin düşünüdüğü ya da basının iddia ettiği gibi bir şey yok. asla da olmayacak. iş güç derken defne’yi biraz ihmal ettim, eski alışkanlıklardan kurtulmak kolay olmuyor. hatamın farkındayım. bir de itiraf etmesi zor ama, egoma iyi geldi biraz gallo’nun burnunu sürtmek galiba. hem ona hem defne’ye haksızlık ettim aslında.
nöro: aman, defne’ye ne haksızlık olacakmış canım. haline şükretsin, ben olmasaydım, pardon yani sen olmasaydın…

ömer: yenge! sen hala niye tavır aldığını anlatmadın.
nöro: aman, ne tavır alıcam canım. o kiiim, ben kim ki ona tavır alayım. benim tek derdim, endişem senin iyiliğin ömüş’cüm. o kızla aranızda çok fark var, ailesini çevresini, gördün. asla iplikçilere uygun biri değil. gez dolaş, eğlen tamam ama orda dur hayatım.
ömer (suratı asılır, arkasına yaslanır): demek iplikçilere uygun değil. tıpkı annem gibi yani?
***bu arada erol’un evinde
(erol duştan çıkmış, belinde bir havlu, üzeri tabi ki çıplak, ağır çekimde odasına doğru ilerliyordur.
sknn: bu kadar zengin adam, odasında ebeveyn banyosu yok mu, hayır niye banyosu koridorun bir ucunda olan bir ev kiralar ki bu yapım, yoruldum ayol
erol çok yavaş ilerlerken saçlarından dökülen su damlacıklarının göğsüne düşüp kayarak ilerlediğini, kamerayı iyice zumlayarak…tabi ki yönetmen göstermez, seyirci hayal eder.
sknn: erol’a dövme yazmış mıydım ben daha önce, ay hatırlayamadım şimdi, ay yoksa bunuyor muyum?aman, n’apıyım, yazmadıysam da şimdi yazayım. mesela sol göğsünün üstünde aşk tanrısı eros’un bir oku olsun. sağ omzunda pegasus motifi olsun. seyirci mutlaka burda bir metafor bulur, sonra ben ordan alır yürürüm. kalçasında…şöyle havlunun kenarı azıcık kaysa da ucundan azıcık görünen bir … aman, oralara inmeyelim, neme lazım, yazarokur siler sonra senaryoyu.
erol hala yavaş yavaş yürüyordur, konsantrasyonumuzu bozmayalım. bu arada fonda ne çalıyordur? tabi ki…………muhtemel aşk ………….değil.
değil, vallahi değil, düriye’min güğümleri çalıyor.
sknn: ne oluyor ya, kim açtı bu müziği. kara kedi benim senaryoma sızıp, baltalamaya mı çalışıyor, değiştirin hemen, çabuuuk. hem romantik, hem otantik, hem egzotik, hem dokuz sekizlik, hem de seksili bir müzik bulun, vallahi kırarım kalemimi.
neyse efendim, erol odasına girer, aynanın karşısına geçer, şöyle bir sağa bir sola dönerek her iki profilden kendisini süzer. sonra cepheden bakar, tek kaşını kaldırır, sonra göz kırpar. gülümser. çenesini sıvazlar. sonra masanın üzerideki pişik kreminden alıp yüzüne sürer.
sknn: güleni oyarım, erôl’umun cildi hassas, n’apsın?
bu arada erol gündüz vakti neden evdedir, niye duş almıştır, bilinmez…
erôl hala giyinmez, neden bilmiyorum. üşütmese yavrum! cep telefonuna uzanır ve defne’yi arar.)
erol: alo, defne, nasılsın?
defne (ekranın diğer tarafında defne’yi görürüz): erol, merhaba! nasıl olayım, iyiyim işte, çalışıyorum
erol: anlaşıldı, sesinden belli canın sıkkın, ama hiç sormayacağım bu sefer. direkt yasaklıyorum sıkılmanı. birazdan toplantıya geldiğimde beni gülerek karşılamazsan, herkesin için şap diye öperim acımam.
defne:erol!
erol:defneee!
defne: nasıl beceriyorsun beni hep güldürmeyi sen?
erol: hımm, şeytan tüyü mü acaba? bilmem, bugüne kaar vahşi cazibeme dayanan hiçbir kadın olmadı, sen ilksin. egomu örseliyorsun. madem yatağa atamıyorum bari güldüreyim diye uğraşıyorum ben de işte.
defne (kıpkırmızı olmuştur): söyleme böyle şeyler ya, biri duyucak
erol (yatağa uzanır, bir eli başının altında, havlumuz yerli yerinde): duysun, bütün dünya duysun, yalan değil ki…
defne: lütfen, utandırıyorsun beni. bile bile yapıyorsun hem de.
erol: hımmm, evet galiba. şimdi yüzünün kızardığını hayal edebiliyorum mesela.
öhhö, tamam uzatmasam benim için de daha iyi olacak.
bak, babama haber verdim, akşam gidiyoruz unutmadın değil mi?

defne: unutmadım da, hala içim rahat değil. doğru bir şey yaptığımızdan emin misin sen?
erol:ben eminim defne, sen kendini bana bırak gerisini hiç düşünme. her şey güzel olacak. tamam?
defne (iç çeker): tamam bakalım. hadi toplantıda görüşürüz. akşam planlarını da o zaman konuşuruz.
erol: oldu görüşürüz su perim (telefonu kapatır, bir süre tavandaki ayanda kendini seyreder. sknn: tavanda ayna mı, oha , oha, bu diziyi çoluk çocuk da seyrediyor yahu…
birden yatağından altından kocaman siyah bir şey kıvrılarak dışarı çıkar.
hafifçe doğrulur, kafasını erol’a uzatarak tıslar)
koray: erôlll!

end of episode 18

Paylaş


Oy Ver

5.2

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi