Kiralık Aşk - flaş flaş flaş….! magazin forever yine iş

Kiralık Aşk

flaş flaş flaş….!
magazin forever yine iş başında!
kiralık meşk dizisinin oyuncuları ba ve eo’un gizli kapılar ardındaki konuşmaları yerin kulağına takıldı, yerin kulağından da bize …
eo: b’ciğim, ben şimdi ne yapıcam? niye sevmiyor bu seyirci beni? ne yapsam olmuyor. defne’ye eşşek yüküyle para verdim olmadı; evlerine gittim arkadaşlarıyla takıldım, mahalleli kesime selam çaktım olmadı; en sempatik en alçak gönüllü hallerimle gezdim ortalıkta yine olmadı. beni gören hiç öyle gallo demez, ayşe der laflarını bile sineye çektim. yalnız ve fakir modacı olarak takıldım, senden kazık yeyip mağdur oldum, ama yine olmadı. hani türk halkı mağduru severdi, ha? ay ben daha ne yapıyım, niye herkes bana düşman, ühüüüüüü…
ba: e’ciğim şimdi öyle hemen üzülme. bak en büyük aşklar nefretle başlarmış. bizim acemi senden yana, sevdirir bir şekilde seni, takma sen
eo: nasıl takmıyım b? 133 bölümlük konuk oyuncu anlaşması yapmıştım, ona güvenip kazandığım bütün parayı “kanarya sevenler derneğine” yatırdım, hayır olsun diye…e, şimdi her yerde galoş gidici diyorlar. ne olucak o öksüz kanaryaların hali, ha? onları düşünen yok tabi….ama, aslında hep senin yüzünden bunlar. (burda ses tonu biraz daha işveli geldi kulağımıza). daha tanışır tanışmaz, bana öyle bakmasaydın, çapkın seni…! seyirci de beni tehdit olarak algılamaz, bu kadar yüklenmezdi o zaman.
ba: e..can, sen de mi, ya? hayır, kaç kere açıkladım, hiç mi röportajlarımı okumuyorsun? söyledim, benim hepi topu üç tane bakışım var, bana etkileyici bak deyince 3 numaralı bakışımı kullanıyorum diye. “senin bakışlar çok popüler, çok reyting getiriyor, bak sen” dediler baktım. anlamıyorum ben, gerçekten anlamıyorum. ne varmış sana öyle bakmamda? hem ben zaten 4’e kadar bakabiliyoruz diye biliyordum…
eo: canım, sen biraz balık hafızalı mısın? feryal’i , iz’i unuttun mu, yoksa sayı saymayı mı bilmiyon? bıldır yediğin hurmalar, gelir… neyse…
ba: aman be, sen de onlara hurma mı diyorsun. yahu, elin mafya babaları rakip kanallarda taş gibi karıları varken gidip başka kadınlarla vuslat yaşıyor, ondan çocuk yapıyor, kadına dayalı döşeli evler açıyor, sonra o dizi reytinglerde tavan yapıyor. bana gelince, iki hatuna baksam olay oluyor. nedir benim çilem anlamadım ki. yav, ben de erkeğim, benim de ihtiyaçlarım var; hain senarist yazmıyor, zalımın kızı öptürmüyor, n’apıyım kayıyor gözüm işte arada. bana da yazık, insaf!
eo: yok artık…bir kendine gel. güzel bakıyon denildi diye, bakışlarınla kadınları taciz etmenin de sınırı var di mi…tövbe tövbe…ben de “ne kadar da melul mahsun, romantik romantik bakan bir erkek, tam tipim” diyordum meğer adam niyeti bozmuş. yakında biskletle beraber belgrad ormanlarında bulucam kendimi.
ba: bisklet dedin de, çok etkileyici biniyorsun bisklete. off…ben kendimi yıllardır kadında saç bandına hayran bilirdim. sağolsun stilistler defne’ciğime taktıkları hamam havlusu gibi bantlardan sonra saç bandından soğudum vallahi. geçenlerde bizim g de bana şirin görünücem diye takmış kafaya. avm’nin ortasında yapıştırasım geldi iki tane, rezillik çıkmasın diye gülümsedim yine kameralara.
ama bak, bisklet deyince fena oluyorum. kadın dediğin şöyle bir topuklularını giyecek, tiril tiril elbisesiyle biskletine binicek, o rüzgarlar efil efil esicek… allah, değmesin yağlı boya, tutmayın ondan sonra beni.
ea: yavaşşşş, bi gelme üstüme ya!
ba: e’ciğim lütfen ama, yanlış anladın. sen benim dünya ahret bacım sayılırsın, benden sana yamuk gelmez. hep bütün bunlar, bakışlar makışlar, basının doldurması işte. daha yeni okudum, bakışlarının benim gibi olmasını isteyen erkekler estetik cerrahların kapılarını aşındırmaya başlamış diye. piyasada “ömer level 3” talebi çığ gibi patlamış. işte göz kapağına müdahaleler, takma kirpikler, kalıcı makyajlar, felan…gerçi ömer dudişi de baya talep görüyormuş ama o konuda biraz daha muhafazakarmış türk erkekleri. “silikon delikanlıyı bozar mı, caiz midir” diye diyanetin fetva hattına yazanlar olmuş.
eo: diyosun…
ba: ben demiyorum, basın diyo, bilimsel araştırmalar diyo. yazın “top” yapan iplikçi baklavalarının yerini, kışın “etkileyici sinyor iplikçi bakışları” aldı diyorlar. biliyosun bir süre de, ağda sonrası göbeğindeki yağlara baklava deseni yaptırmak için estetikçilere hücum etmişti herkes.
eo:ha ha hayt…sen o baklavalara artık o kadar güvenme bence canım. hastalanınca kendini biraz bırakmış diyolar alemlerde. sosyal medyada “memintolar da tombiktoymuş” capsleri dolaşıyor.
ba: bana bak, yolarım senin saçını başını şimdi. ah benim güzel kızıl saçlı, beyaz tenli aslan partnerim, hiç böyle konuşmazdı benle. bilemedim kıymetini kadrini. geri dön, geri dön…ne olur geri dööööön!