Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - her şeyin aynı olduğu, herhangi bir güne uyanmışlardı
Kiralık Aşk
her şeyin aynı olduğu, herhangi bir güne uyanmışlardı onlar bilmiyorlardı ama hayatlarının dönüm noktası olacaktı o gün oysa.. aşk denen şu menem duygunun, davet beklemeden, destur istemeden ansızın gelip kapılarını çaldığı, yıldırım misali yüreklerine düştüğü gün; ömer ve defne için sonrasında her şeyin bambaşka olacağı bir milattı aslında...o günden sonra ömer, her baktığı gözde o gün gördüğü gözlerin buğusunu,sevincini, rengini, ışığını arayacaktı ve her gördüğü saçta o kıvılcımlar taşıyan saçların bir parçasını... kapısının her çalınışında karşısına çıkacak yüz diye ümit ettiği yüreği yüzüne yansımış defne’sini bekleyecekti,her elde o bembeyaz ellerin tadını arayacaktı, dudakları kuruduğunda içtiği sular susuzluğuna çare olamayacaktı artık...o günden sonra günden güne içine nakış nakış işledi, ömür boyu aradığı o biricik kişiyi; defne’sini. her şey ona benzesin istedi. mutluluk, özlemek, yaşamak defne oldu… alabildiğine derinlerinde yer etti defne’si ruhunun ve defne sahiden de ömer’in defne’si oldu..bildiği, tanıdığı, sevdiği, aradığı, olmak, kavuşmak, yaşamak istediği ne varsa tekmilini bulduğu ömer’in defne’si...o günden sonra ne eski iz’lerin ne de yeni yüzlerin bir anlamı olacaktı..yeni diye bir şey varsa hayatının bir yerinde, defne’ye dair olduğu ya da ancak defne’ye benzediği kadar yer bulacaktı ama hiçbir şey defne’nin yerini tutamayacak ve o’nun yerini alamayacaktı..sevmek diye bir şey varsa, defne’ye duyulan hislerin tanımıydı o.. her şey defne’nin rengindeydi, hatta ömer’in kendisi bile...zira aşk ,ömer ile defne’yi birbirine öylesine karıp, karıştırmıştı ki; ne öncesinin defne’liği vardı serde, ne ömer’liği... tepeden tırnağa aşk kesilmiş, iliklerine kadar sevgiyle dolmuş bir ömer ve defne vardı ve özlemle kavrulan iç içe geçmiş, bütünlenmiş, birleşmiş yürekleri…bütün yüklerinden kurtularak, bütün sevinçleri yüklenerek gelmişti defne yanında olmak istediği, gönlünün aktığı, büyülendiği, bir daha gitmemek üzere geleceğim dediği adamın kapısındaydı işte...hasret kaldığı o sonsuz iç rahatlığıyla, huzurla, mutlulukta girmişti bu kez ömer’in kapısından içeri...hayatta yaşadığımız bazı anlar olur ya hani, tarifi, izahı mümkün olmayan; işte o tariften yoksun anlardan biriydi defne’nin de yaşadığı...sevdiği adamı, yüreğine sığdırırcasına sarıp sarmalamıştı,kokusunu sanki ilk kez ve belki de son kez alır gibi doya doya çekmişti içine...belki kötü bir kabustan uyanmaktı… belki çok uzun süren bir ayrılığın son bulmasıydı, nefes nefese koşulan bir maratonda bitiş çizgisine ulaşmaktı, kavurucu çöl sıcağında bir akarsuya yolunun düşmesiydi, uçurumdan düşmek üzereyken bir elin onu yükseklere çekmesiydi belki… belki de bir mucizeydi...ne denirse densindi, olmuştu işte...söz verdiği gibi sevinçler, geleceğe dair umutlar yüklenip gidebilmişti ömer’ine...sevinçtir, heyecandır ama en çok ta umuttur bahar...kurumuş dalların baharla yeniden can bulması gibi bir mucizedir aşk ta işte insanoğluna bahşedilen…ruhumuzun sonsuzluğunda çiçekler açtıran, gök kuşağının cümbüşünü, kuşların şarkılarını, ağaçların umut adlı yeşilini içimize dolduran, gönlümüzün baharı olan aşk...son sahneyi daha da anlamlandıran o muhteşem şarkının anlattığı gibi; dikeni az incitmeyen, yolunda yürümekten, hatta güller açmaktan geri durmadığımız, bizi öldüren, bazen güldüren, bizi var eden, ille de büyüten aşk…
vakit ayıran, tahammül edip okuyan herkese sonsuz teşekkürler
sevgiler
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz