Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - veee...bu gecelik benden bu kadar. kiralik aşk defne’nin

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

veee...bu gecelik benden bu kadar.

kiralik aşk defne’nin yolu bölüm 16
(defne odasında çizim yapmaktadır, ömer hızla kapıyı açar içeri dalar)
ömer: defneee!
defne (yavaşça koltuğunda döner, yerinden kalkmaz, bacak bacak üstüne atar, tek kaşını kaldırıp ömer’e bakar, gülümser) ömer?

ömer (şaşırır, olduğu yerde dona kalır): dönmüşsün…

defne: evet

ömer: neden bana haber vermedin?

defne: neyi?

ömer: döneceğini tabi, daha iki hafta kalacaksın sanıyordum.

defne (dudağını bükerek): bilmem, ilgileneceğini düşünmedim. (masadan bir kalem alır, elinde oynamaya başlar, boynuna götürür)
ömer (gayri ihtiyari o da elini ensesine götürür, kapıya yaslanır, 3 numaralı bakışını atmaya çalışır ama tutturamaz, 2.5’ta kalır) değişmişsin defne, hem de çok (defne omuz silker)…(ömer, kollarını açar) sarılmayacak mıyız?

defne (ömer’i tepeden tırnağa bir süzer, başını sallar): sanmıyorum.

ömer (iyice şaşırmıştır): nasıl yani, özlemedin mi hiç beni?

defne: ben öyle bir şey demedim

ömer (sinirlenmiştir): ne dedin peki? bana haber vermeden geliyorsun, havaalanında o adamla sarmaş dolaş pozlar veriyorsun, basının diline düşüyorsun “yok ön balayıymış, yok ne bileyim neymiş”. dahi tasarımcımız, playboyun yüzüğünü takıyormuş…niye fırsat veriyorsun bu yalanlara defne?

defne (sıkılmış gibi iç geçirir, kalemi ağzına götürür, ısırır…): ömer, şu anda gerçekten çalışmam gerekiyor. bir saat sonra önemli bir toplantım var, izin verir misin?
ömer (tabi ki kafası karışır, kan gitmez olur. sknn: adam kalem fetişisti mi acaba, bilemedim ki.): hıı, işin var demek…ben tabi, şey, çalış tabi. olur, olur... akşam alırım seni o zaman. yemeğe gideriz.

defne: bu akşam olmaz

ömer: hı? neden?

defne: erol’a sözüm var, babasını ziyarete gideceğiz.

ömer: defne ne diyorsun sen allah aşkına? (masaya doğru yürür, defne’nin üzerine eğilir, kollarıyla sıkıştırır)
(tam defne’yi öpmek için uzanırken, ta ta….kapı açılır galoş odaya dalar)

galoş: defneee…(ömer’i fark eder, şaşırır durur)
(ömer, sinirlendiğini belli ederek doğrulur)
galoş: ah, ömer sen de burda mıydın? defne’ciğim ne zaman geldin, yasemin söylemese haberim olmayacak, nasıl özledim seni ya…(yanına gidip, defne’yi kolundan kaldırır, zorla etrafında bir tur döndürür). ya vallahi, haberini alıyordum ama bu kadarını beklemiyordum. muhteşem görünüyorsun. ne kadar güzelleşmişsin, yani zaten güzeldin de , ayrı bir hava gelmiş yüzüne canım.

defne (kolunu kurtarır, geri çekilir): sağol, büyüdüm diyelim, herhalde o iyi gelmiştir. neyse, kusura bakmazsanız, tam ben de ömer’e çalışmam lazım diyordum.

galoş: tabi canım, yasemin de söyledi zaten, biraz sonra erol da gelecekmiş, hemen paris defilesi için hazırlıklara başlamak istiyormuşsunuz. ben yine de bir dakika da olsa göreyim dedim.
ama bak aklıma ne geldi, akşam ömer’le kutlamak için dışarı çıkacaktık, sen de gelsene bizimle. bize paris’te neler yaptığını anlatırsın…

ömer (öksürür): öhöm, yani tam olarak, öyle…

defne (döner, ömer’e gülümseyerek sözünü keser): kutlama demek, ne hoş!
nerdeyse unutuyordum, defiledeki başarınızı değil mi? yoksa başka bir sürpriziniz mi vardı (tek kaşını kaldırıp galoş’a bakar)

galoş: yok canım, henüz değil (ömer’e gülümser), kim bilir…

defne: her neyse, benim de zaten akşam için sözüm vardı. orhan bey’le tanışmaya gideceğim bu akşam. sizinle de başka zaman kutlarız.

galoş: peki defne’ciğim. bu akşamlık serbestsin ama elimden kolay kurtulamazsın bil. türkan teyzeme çok selam söyle, bu hafta mutlaka bir akşam uğrayacağım.
ben çıkayım artık, geliyor musun ömer?

ömer: ben biraz sonra gelirim. defne’ye söylemem gereken bir iki şey vardı. (galoş çıkar)

defne: bence sen de çık artık ömer. her ne söyleyecek idiysen artık biraz geç gibi görünüyor değil mi?

ömer: defne, düşündüğün gibi değil…

defne: öyle mi? peki sence ne düşünüyorum ömer? beni ne kadar tanıyorsun, ne düşündüğümü bilecek kadar mı? (üzerine doğru yürür) fikret’i tanıdığın kadar mı?

(birden yüzü değişir, eski defne gibi olur, dudaklarını büzer, galoş’u taklit eder): “türkan töyzömö sölöm söylö” hıh, çok söylerim beklesin daha şırfıntı. ben de onun ağzını burnunu dağıtmazsam bana da defo demesinler. sen kim oluyorsun da bana…(ömer gülmeye başlamıştır). sen hala burda mısın ya, çekil ayağımın altından, seni de tepelemeyeyim şimdi. çık dedik, işimiz var dedik di mi? allah allah! dikildin kaldın yalı kazığı gibi.

(ömer defne’yi kolundan çekip, zorla sarılır, defne çırpınıp kurtulmaya çalışır)
defne: bıraksana ya!

ömer: hiçbir yere bırakmam, seni cadı. bana kızdığın için yapıyorsun böyle değil mi? bir an gerçek sandım, kalpten gidecektim nerdeyse. yok orhan bey’le tanışacakmış, yok beni özlememişmiş…

defne (birden sakinleşip, çırpınmayı keser, ömer’in gözlerinin içine bakar, biraz duraksar, içinden konuşur: “demek bu kadar kolay çözülüyorsun kızım defne, saçmalama topla kendini, fikfiki duydun, adamla mercimeği fırına ha verdi ha vereceklermiş. diren defne”):
(ömer’e cevap verir): ömer…erol bana evlenme teklif etti, ben de kendisinden düşünmek için zaman istedim. bu akşam da ailesi ile tanışacağım. bunların hepsi gerçek. tamam mı?

ömer(suratı kararır, defne’yi hızla bırakır, odada beş dönmeye başlar). demek evlenme teklif etti…demek sen de düşünmek için zaman istedin…benden istediğin gibi mi defne..? yoksa, benden kaçmana sebep olan sorunlar, erol için geçerli değil mi? belki de erol halletmiştir bütün sorunlarını, ha, halletti mi, söylesene. peki ya ön balayı, o da mı gerçek?

defne (yorgun bir ses tonuyla): hayır ömer. düşünmek istediğimi söyledim, evet demedim.

ömer: peki ya biz? bizi bu kadar kolay mı harcadın yani? yalan mıydı bana olan aşkın? hani, ölüyordun benim için? ne oldu?

defne: belki de öldüm ömer (gözleri dolar). sen beni günlerce aramadıktan sonra, resimlerinizi internette görünce öldüm. senin için kolay oldu mu peki?
yok boş ver, cevap verme, duymak istemiyorum. sen çıkmayacaksan, ben çıkarım…
(defne hızla odadan çıkar, ömer donup kalmış, boş boş defne’nin masasına bakmaktadır)
(sonra çöp kutusuna ilişir gözü, buruşturulmuş gazeteyi görür, eğilip alır. kendisinin ve galoş’un resimleri olan gazetedir. biraz bakar, sinirlenip, tekrar top yapar fırlatır gazeteyi, sonra da defne’nin koltuğuna yığılıp kalır)

end of episode 16

Paylaş


Oy Ver

7

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi