Kiralık Aşk - bu yazıyı hafta sonu yazmıştım ancak paylaşıyorum.. ka

Kiralık Aşk

---

Sin-İzmir

bu yazıyı hafta sonu yazmıştım ancak paylaşıyorum.. ka sevdası buraya kadarmış benim için. ben artık diziyi izlemeyi bırakıyorum ve önümüzdeki 2 cuma için program yaptım bile. sizleri çok sevmiştim ka perileri. üyeliğimi iptal etmeyeceğim arada girer okurum sizleri. kendinize iyi bakın

hala oturup zaman ayırarak bu yazıyı yazıyorum ama son bölümlerdeki defnenin ezik halleri sanki içimde aylardır birikmiş ve üstünü örttüğüm şeyleri açığa çıkardı ve ben içimdekileri kusarcasına yazıyorum..
taleplerimizi iletmemize rağmen defneyi ömerin yörüngesinde yaşayan ömer bağımlısı bir ezik haline dönüştürmenizin altında ben artık bir bit yeniği arıyorum. defalarca bu diziyi genç kızlar izliyor onlara örnek olacak şekilde kendine güvenen başarılı bir tasarımcı kimliği çizin dedik siz inatla kadının yeri tasarımcı da olsa mutfaktır, eve gelip yemek yapmalı gerekirse cam silmeli mi diyorsunuz? malum bu ülkede "işsizlik çok yüksek çünkü kadınlar iş arıyor" diyen politikacılar var, sizin kafanızdan ne geçiyor acaba?
oturdum bu dizideki kadın modellerini düşündüm ve bence siz kadınları aşağıya çekerek -biraz iddialı olacak- ama toplum mühendisliğine soyunuyorsunuz. bu diziyi kadınlar izliyor ve siz subliminal mesajlarınızla diyorsunuz ki kadın her koşulda erkeği mutlu etmeli, önemli olan erkeğin yüzünün gülmesi o yüzden onun kölesi bir defne yaratıyorsunuz.
ne zor şey bu coğrafyada kadın olmak ve ben artık dayanamıyorum kendi yeteneğinin ve güzelliğinin farkında olmayan defne ye
dayanamıyorum ömerin kölesi olan o mutlu olsun diye 2 bölümde bir "bi kek çırpsaydım" diyen defneye. çırp abi o keki çırp
dayanamıyorum kutsallaştırılan erkek imgesine
dayanamıyorum aile aşk gibi değerler uğruna kendini feda eden defne gibi kadınlara
dayanamıyorum kariyer, kendi şirketini ayakta tutma gibi şeyler peşinde koşan yasemin gibi kadınların itici gösterilmesine
dayanamıyorum hiç bir değer yaratmayan üretmeyen neriman gibi karakterlere
dayanamıyorum erkeğin eline bakmak zorunda bırakılan kenara atılmış kadınlara
dayanamıyorum oğulları büyüse de göbek bağını kesemeyen kadınlara
dayanamıyorum töre bahanesiyle en yakını erkekler tarafından katledilen kadınlara
dayanamıyorum büyüyüp serpildi diye baş göz edilen genç kızlara
dayanamıyorum her gün yenisini duyduğumuz kadın cinayetlerine
dayanamıyorum tacize uğrama korkusuyla mini eteğini dekoltesini giyerek gezme özgürlüğü olmayan bizlere
dayanamıyorum yitip giden özgecanlara ve en kötüsü dayanamıyorum kadının en büyük düşmanının yine kadın olmasına
artık dayanamıyorum...
vermeye çalıştığınız mesajlarınızı anlıyorum diyorum sadece.ben yaşadığım mağaradan bu dizi nedeniyle çıkmıştım. artık kuytu köşeme dönme vakti. ama meriç hanım size de çok teşekkürler. içimdeki amazon kadını, damarlarımda akan feminist kanı tekrar canlandırdığınız için...