Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - dışarıda mevsim ne olursa olsun içinin mevsiminde yaşar

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk

dışarıda mevsim ne olursa olsun içinin mevsiminde yaşar insan ve içimiz, dışarıda ki mevsime uymaz çoğu zaman…kimi zaman mevsim bahara yazarken, içimiz yaprak döker, zemheri ayazında buz tutar kimi zaman da...kimi zaman takvimler kışı gösterirken bahar gelir ruhumuza tüm coşkusuyla tepeden tırnağa çiçeğe durur,bin bir renkli çiçekler boy verir,serpilir içimizde...yüreği çaresizlikle üşüyen ömer’e sımsıcak gülümsemesiyle cıvıl cıvıl kuş seslerini,sabah güneşinin kızıllığını getirdi defne’si kışı gösteren takvimlere, ille de kış yaşatmak isteyenlere inat; sevgi, şefkat, umut yüklü, kadife bakışlarla, bahar geldi ömer’in sabahına, duvarlarına yalnızlığın sindiği evine...sabah gözünü açtığında gün ışığı gibi karşısında bulduğu defne’siyle gözlerinin içi aydınlandı, tüm ruhu aydınlanırcasına... “gel” dedi defne’sine, seni istiyorum yanımda… defne, gönüllü icabet etti sevdiğinin çağrısına ve nefesler birbirine karışırken, yürekler birbirine değerken zaman durdu adeta. sıkıntılara, dertlere kapandı tüm kapılar,herkes her şey o anın dışında...sımsıkı sarıldılar, güç topladılar, huzur soludular birbirlerinde ve hayalini kurdular dertsiz tasasız günlerin, birlikte uyanmanın tatlı hayallerine daldılar… istıraplarını sevgilerine gömdüler… hüzünlerini okşadılar birbirlerinin şefkatle ve umudu yeşerttiler içlerinde, bahar bahçesi yeşertircesine. ezberlenmiş alışkanlıklarla sürüp giderken hayat, yürürken engebeli ömür yolculuğunda, mücadele ederken elinden kolundan çekiştirmeye çalışanlarla, payına düşenlerle yetinmeyi, barışmayı öğrenirken ya da… elini tutacak, göğsüne yaslayacak, sırrına sıkıntısına ortak olup yüreğini hafifletecek birini arar ya insan. o sımsıcak elin, yüreğin dünyadaki en değerli varlığı olduğunu hisseder ya hani. o kişi, defne’siydi işte ömer’in. “sen ne yaparsan yap, doğru olacağını biliyorum” “sen halledersin, sana güveniyorum” diyen, yüzünü güldüren, “her şey iyi olacak” diyerek güç veren, sevdiğinin bir gülüşüyle bütün sorunları yok sayabilen, içinin güneşi olan, sol göğsünün üzerine çiçekler konduran ömer’in defne’si…içine karıştığı amansız kederle, ömer’ine sürüklenen; çaresizlikten titreyen yüreğini ömer’in sıcağında ısıtmak isteyen; kalbinin ağrısına merhamet dilenircesine, o’nun göğsünün sıcaklığına sığınan; defne diye çırpınan yürekte tekrar kendini bulan; aşk’ın ışıldadığı gözlerde yeniden kendi suretini gören defne’ydi bu kez de, göğsünün sıcağını, yüreğini esirgemeyen ömer’inden. zira defne, çaresizliğin gölgelediği yüze öyle aşina ki kendi suretinden. o yüzden sık sık yokladı ömer’ini… kimi zaman yemek bahanesiyle, kimi zaman sessizce oturmak taahhüdüyle, kendi içine gömülüp kaybolmasın diye yanından ayrılmak istemedi. belki de sevilmek böyle bir şeydi… sevmek tam da böyle bir şey…kendini, tüm yaşamını sevilmeyi hak eden insana hiç tereddütsüz adamaktı.

artık duygularını göstermekten korkmayan insan kalmamışken; bakışıyla, içten tebessümüyle, dilinden dökülen teklifsiz sözleriyle ruhunun her bir zerresini sevdiğinin önüne seren, kendini ortaya koyan ömer’in defne’siydi ve herkesten başka olmak ne ifade ediyorsa defne de vücut bulmuştu adeta...ömer, cıvıl cıvıl sesiyle cevaplanmak istercesine seslendi defne’sine… duvarlarda yankılanan kendi sesiyle karşılaştı defne’si yerine. yalnızlığını dindiren o sımsıcak ellerin tadı, bahar taşıyan gözlerin güzelliğine varamayacak olmanın korkusu yayıldı tüm benliğine… yüzünün her kıvrımı korkuya, endişeye, hüzne kesti. yanındayken, aynı havayı solurken anlayamadığı defne’sinin varlığı, yokluğuyla anlamlandı. keşke kaybedeyazmadan fark edebilseydi evinde koşuşturan ateşböceğini… ondan geriye kalacak boşluğun, karanlığın ne anlama geldiğini. defne ile arasına koyduğu mesafeyi kırıp parçalayabilseydi keşke daha önceleri...“ömeerr!..” dünyanın en güzel sesinden kendi ismini yeniden duyduğunda tüm bedeninden sevinç fışkırdı adeta… gittiğini sandığı ışığına yeniden kavuştu. gönlünün rüzgarına kapıldı ömer… aşk kesildi yeniden tepeden tırnağa defne’sinin tatlı, içten gülümsemesi sildi attı, biraz önce yüzünden, lisanı halinden yansıyan korkuyu, hüznü, kederi. kaybettikleri, yerine koyamadıkları sevgiler biriktirmiş ömer ve defne için o an tüm zamanlara bedeldi. eğer gerçekten varsa aşk, eğer varsa sevmek, eğer varsa can yoldaşlığı; oradaydı işte, can bulmuştu defne ve ömer'de… ve sevgi sahiden de güneşiydi yüreğin...gün hangi mevsimi getirirse getirsin, iyiliği, aşkı, sevgiyi, umudu aydınlatsın şafağında ve içimizin çiçeği hiç solmasın mevsim ne olursa olsun dışarıda...sabır gösterip okuyan dostlara sonsuz teşekkürler sevgiler…

Paylaş


Oy Ver

Puan verdiğiniz için teşekkürler (:

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi