Kiralık Aşk - sevgili dostlar hepinize günaydınlar...gördüğüm kadarıyla

Kiralık Aşk

---

hipokrat

sevgili dostlar hepinize günaydınlar...gördüğüm kadarıyla genel tablo çok iyimser...çoğu dostum bölümden memnun kalmış...bu bölüm beklentilerim doğrultusunda gelişti...sude ve defne sırları anlatamadı ve galo ekseninde gelişen ve daha ziyade sinan-yasemin atışmalarına sahne olan mizansenler izledik bol bol...aşk ve komedi unsurları bu ikili arasındaki diyaloglarda işlendi daha çok...ben ise bölümü izledikten sonra daha da soğudum diziden... neden mi? işte karakterler üzerinden nedenleri...

defne :( en koyu defneci olan ben defnenin bu hallerini izlerken gözlerime inanamadım...ömer efendi onun peşinden koşacağına hala benim güzel defnem onun peşinde çırpınıyor...hele hele ömerin odasına girip sen mükemmelsin dediğinde çok kızdım defneye...kimse mükemmel değildir bence...herkesin kusurları falsoları muhakkak hoş olmayan tarafları vardır...23.bölümün sonu hala gözlerimin önünde...insanlara olan güven problemlerini yenememiş asosyal bir çizgide sadece işine odaklı yaşayan ve üstelik seni bir bank üzerinde terk edip giden bir adama mükemmel demek???sayın senarist ömer beye torpil geçe geçe artık arşın tepesine çıkardı...defne gibi bir kızın ömere gel beraber yaşayalım demesi ve anneannenin sorgusuz sualsiz izin vermesi üstelik iskele abisi! serdarın hiçbir şey den haberdar edilmemesi ilk bölümlerde bize çizilen topal ailesi tablosuyla hiç uyuşmadı...defnenin ömerin evindeki tavırları da evlenilebilecek bir kadından ziyade kız çocuğu ya da üniversiteden yurt arkadaşı modundaydı.:-(

ömer:-( beyefendi evine damdan düşer gibi gelen ve hiçbirşey söylemeden giden zatı muhteremlere ne var derken bile ısrarcı olmadı...koray gibi her baklayı çıkaran gıybet bağımlısı bir adama baskı yapmadı...galo ve kendisi hakkında çıkan dedikodulara mütevazi ömerimiz aşırı reaksiyon verdi...yani new york da yaşayan bir modacı bu dizide neden bu kadar abartıldı...defnenin galoyu bize gelince döveceğim demesi hala büyüyemeyen kız çocuğu izlenimi verirken ömer çok şekersin demekle yetindi...ömer efendinin etik dersleri de artık gına getirdi...evlenecek kadar sevdiği kızı evine kabul ederken ev arkadaşı gibi yaşarız demesi de hiç inandırıcı değildi...sevdiğim kızla aynı evde arkadaş olarak yaşamak???üstelik o da beni seviyorken!!! bir türlü tasavvur edemedim kafamda..
bir de şu kadınları anlamak için onlarla birlikte yaşamak lazım lafı çok sıradan bir klişe gibi geldi...bende hiçbir bayanla aynı evi paylaşmadım bu nedenle kadınları anlayamam mı şimdi???sanki onların gözüne bakınca veya mimiklerini tavırlarını görünce onları anlamak mümkün değilmiş gibi bir izlenim oluştu...oysa gözler çok şey anlatır...bir insanı gözlerine bakınca da gayet güzel anlayabilirsiniz...
çok söyleyecek şey var daha fazla uzatmak istemiyorum ama sinan her geçen bölüm karakterinden feragat edip gerilere düşüyor...yasemin sanki daldan dala gezen kelebek gibi isoya ihanet etti edecek...hanımefendi gibi kaybettiğini anlayıp çekilecek sandığım iz hala ömeri ayartma peşinde...sude ve eymen yakınlaşması hiç inandırıcı değil...özellikle eymenin söylediği aşk sözcükleri çok suni...duyguyu bize geçiremiyor...çok yanlış bir oyuncu seçimi bence...gudu haladan kurtulduk inşallah eymen ve izi de yakında yolcu edeceğiz...diziye girdiğinden bu yana aynı çizgide seyreden tek karakter deniz bence...o da defne için bir türlü harekete geçip ömer efendiyi kıskandırmıyor...
biliyorum bunları okurken birçoğunuzu hayal kırıklığına uğrattım ama artık maalesef ömer defne aşkına inancımı yitirmek üzereyim...ömer defneden aynı evin içinde bile kaçmaya devam ettikçe yüreğimde öküz sürüleri tepiniyor...sizleri daha fazla üzmeden sözlerimi bitiriyorum...hoş çakalın...