Kiralık Aşk - "ka" perilerim tekrar hepinize merhaba, biraz

Kiralık Aşk

"ka" perilerim tekrar hepinize merhaba,

biraz geciktim, yorum yazmakta hazmedebilmek için bekledim.yıllardan sonra bana dizi izletmeyi başaran ka'yı kolay kolay bırakmayı düşünmüyorum.evet boş sahneler,anlamsız konuşmalarla fazla doldurulmuş bir bölümdü.

niye sevdik biz ka'yı hep aşka dair güzel,saf,yalın olan tüm "salt" tatları sunuyordu. aşkı,edebiyatı,müziği,sanatı,yazarları hatırlatıyor,bilmeyenler için öğrenmeye ve araştırmaya teşvik ediyordu. birkaç bölümdür karanlıkta kalmış, sendeleyen bölümler sunmaya başladılar. tabiki şoktayız,tabiki şaşırdık!şaşırmamak elde mi?

pablo neruda dediler ve hepimiz derin derin nefes almaya alıştık.
jane austen dediler aşk ve gururu hatırladık tekrar okuduk,izledik.
rossini- sevil berberi dinlettirdiler klask müziğin tadını hatırladık.
fellini dediler 8 1/2 filmini araştırdık...
albertine kayıp diyerek,marcel proust gibi ünlü, ismini tarihe kazımiş bir yazarın bitmek tükenmek bilmeyen emeklerle yazdığı,serilerden oluşan o kalın ciltli kitaplarının arasından birisinin nasıl "ka" ile benzeşiyor dedik.
kalbim sana emanet'le ülkü burhan'ı keşfettik.
john wilbye'dan,sevme beni dediler,siyah beyaz uyumuyla kalbimizi kanata kanata ömer'in harika yorumuyla dokundular yüreklerimize.
musset'den, havayı geldiği gibi,rüzgarı estiği gibi,kadını olduğu gibi kabul edin dediler. dediler dediler ve afalladılar.
yalnızlık senfonisi dinlettiler.içimize işlediler.
inşallah silkelenip devam edecekler.ve daha çok güzel şeyler ekleye ekleye sunacaklar.

bu haftaki bölüm yorumum;

kelebekle başlayalım, hem de gece kelebekleriyle hani ışığa âşık olan eşsiz türle. defnemiz gece kelebeğimiz büyümeye çabalayan,çabaladıkça bocalayan,safımız. büyümek yardımsız zordur defne. iki kursa gitmekle,işi en iyiden öğrenmekle,harikalar yaratacağına inanmak biraz hayalprestlikdir. ama olsun içinde kötülük olmayan sana o bile çok yakışır.cünkü sen hayal kurmayı ertelemiş
biriydin. sen kur hayallerini. biz izleriz.

gece kelebeği gibi,pır pır dönüyorsun sevdiğinin -ömer'i nin -yani ışığının-yani mumunun çevresinde, elinden gelse hiç ayrılmayacaksın. ömer'in cazibesine kapıldıkça daha çok konuşur hale geldin,iz'e gidiverir düşüncesi bile seni çıldırtmaya yetiyor.

acı çekeceğini bile bile yaklaşıyorsun ömer'ine anladık,ama fazla zorlayarak yaklaşıyorsun. mola da bile mala vermiyorsun. senden hiçbirşey kalmasın, al hediyelerini ver benim bilekliğimi bu ne şimdi. şükür, ömer küçük mızıklayan kıskanç bir çoçuk olduğunu biliyorda fazla kale almadı seni.

çapın daralarak dönüyorsun defne,döndükçe çember daralıyor, daraldıkça daha çok yakın olmak istiyorsun(gelecek fragmanda olduğu gibi). ömer de bir mum misali içten içe yanıyor. tüm gururuyla aşkından beslenerek.elektrikler kesildiğinde ihtiyac duyulan mum var ya defne. işte o mum ömer, tüm olgunluğuyla aydınlatıyor kendini ve tüm çevresini. tabiki en çok da seni.

bakışlarındaki kaçamaklık senin yanında yer alamayışından,sana güvenmiyorum diyerek hata yaptı farkında ,kızıyor kendine aslında en çok da diline kızdı o yüzden pek konuşamıyor seninle.

ama içten içe seviyor, gizli gizli izliyor, anahtar da kalsın diyor. anlayabildin mi defne tabiki hayır!
sude yüzünden düştüğün durum çok yaraladı ömer'i koruyamadı ilham perisini. ama onun adı iplikçi bırakır mı sevdiğinin kırılan kalbini yerlerde.tabiki hayır.bir avcı'ya yakışır şekilde kurdu tuzağını, açtı kuyusunu üstünü de çizimlerle kapadı ve avını düşürdü tuzağına. kuyu öyle değil böyle kazılır dedi ve gömdü sude'yi. bundan sonra aşkınızı koruyun sude'den ve onun tüm "pskolojik hezeyanlarından"..dikkat fazla tehlikeli.

defne ve ilk yenilgisi; şirketini,çalışanlarını sevdiği için bile olsa tehlikeye atmayacak olan,iş başka aşk başka,daha kırk fırın ekmek yemen gerektiğini sana alt yazı geçen sevdiğinden aldın defne,ne güzel. oda karıştırmakla,ağız aramakla,ev basmakla,asansör durdurmakla sonuca ulaşılamıyormuş değil mi?
öğrendin mi? inşallah!

dereyi görmeden paçaları sıvamak,ben kazandım demekle kazanılmadığını, büyüyemediğini, peki öğrendin mi? umarız! bu yenilgi senin için iz'in ömer'i ikna edişi,çizime başlayışı,ve kazanışı olarak inşallah algılanmaz. o zaman ömer kaçacak delik arar herhalde.ömer verdiği mesajları mors alfabesiyle göndermiyorki sana azıcık çabalasan anlayacaksın.yapabilirsin! gozler kalbin aynasıdır unutma.bak ömer'in gözlerine.

ben defneciyim derken hep, ömer'e hak verir hale nasıl geldim bu bölüm. bilemiyorum.
çünkü,şiir yazsam benden izinsiz okunsa kızardım diyen defne'm gitmiş,nerde? kendine gelme zamanı defne!

ömer iz'e, iz ömer'e çok benzese ne yazar. ömer kendisiyle barışık değilki,kendine mi benzeyeni seçicek.ömer çizimlerinde bile klasiğim evet yeni şeyler yaratabilirim hem de en iyisini ama asla klaskden vazgeçmem diyor. yani geleneklerim var diyor.

karşındakinin kurduğu oyunları oynamak,zaten sana yaramadı,kendi oyununu kur ve aşkını geri kazan,defne!

seni boşuna sevmediğimizi bize yine kanıtladın defne, kendine yaraşır şekilde ne güzelde ömer usta'na teşekkür ettin. ömer anladı mı? işte ben bunu çözemedim. bakışlarında göremedim o gururu. sen de ki ışığı sadece görebilen ömer'de değil artık. o ışığın peşinden her an birileri koşacak gibi. aman dikkatli ol defne!

ömer, sen de kah kelebek kah kuş olmuş defne'ni bir zahmet kaçırma sakın.omzuna konup yaşamak istiyor. kanatsız senin olmaya hazır, bir melek var elinde.

koriş ne güzel dedi, kuru kızsın,çok dürüstsün hep böyle kal, sen diğerleri gibi iki yüzlü değilsin dedi. doğru da dedii. çetrefilli işler çeviremeyen saf defnemizi ve onun "prensiplerin prensi" olan ömer'inin aşkını seviyoruz biz.

biz aşkın her evresini sizinle tekrar yaşamak istiyoruz. olmazsan olmaz şarkısı gibi..dizimiz olmazsa olmaz!

inşallah sarsılmadan ilerler dizimiz.

sevgiler