Seksenler
Yapımcı: Birol Güven
Yönetmen: Müfit Can Saçıntı
Senarist: Murat Aras
Rasim Öztekin
Özlem Türkad
Yasemin Conka
Özlem Türkad
Yasemin Conka
Puan: 7.4 / 10 | Oy: 3399
Yorum: 970
Yorum: 970
| Seksenler Rating | ||
| 29-11-2019 | 12 | 2.91 |
| 28-11-2019 | 7 | 3.27 |
| 27-11-2019 | 17 | 2.52 |
| 26-11-2019 | 15 | 2.73 |
| Oy Dağılımı | |
| Karakter Test | |
| Düzenle: Anket • Yarışma • Test | |
| En İyi Diziler | Tüm Diziler |
| Takip Listeme Ekle | |
Paylaş
Oy Ver
Puan verdiğiniz için teşekkürler (: Diziyi sosyal medyada paylaşarak da dizinin puanını daha hızlı arttırabilirsiniz!
Yorum Yaz
Seksenler Oyuncuları
Rasim Öztekin (Fehmi) -> Ailenin babası ne derse o olur.
Özlem Türkad (Rukiye) -> Ssk düşkünü bir anne ne gelin adaylarını ne de damat adaylarını beğenir.
Yasemin Conka (Nazlı) -> Ergun plağa aşık olup evin tek kızıdır.
İlker Ayrık (Çağatay) -> Futbolcu olmak tek hayali.
Vural Çelik (Dümbüllü Niyazi) -> Oyuncu olmayı çok istiyor ayrıca nazlı yada aşık
Şoray Uzun (Ahmet) -> Gülden'e çocukluktan beri aşık.
Serhat Mustafa Kiliç (Ergun) -> Nazlı'ya aşıktır. Renkli giyinen. Neşeli birisidir
Ayşe Tolga (Gülden), Ceyhun Fersoy, Pelin Akil, Doruk Evcim, Tansu Taşkıran, Kerem Yüksel, Müfit Can Saçıntı, Hacı Ali Konuk, Osman Büyükercan, Berat Yenilmez, Onur Dilber, Tolunay Donat, Can Kalaycıoğlu, Can Akçam, Devrim Özcan, Betül BerkYarışma
Anket
Seksenler Özeti
Birol Güven’in dizilerinden biri olan ve 1980’li yıllardan günümüze yaşanan değişimleri komik bir şekilde anlatan Seksenler dizisi Rasim Öztekin, Özlem Türkad, Yasemin Conka, İlker Ayrık ve Vural Çelik’li oyuncu kadrosu ile dikkat çekiyor. TRT 1’in sevilen dizilerinden biri olan dizi izleyenlere eğlenceli bir aile dizisi sunuyor.
Seksenler Yorumları
<< önceki 820 yorumu göster
80'ler dizisi 80'li yıllardaki yaşamın tamamını yansıtmadığından ( sigara kötü bir alışkanlık ta olsa 80'lerde kadın erkek insanların çoğu sigara içtiği halde dizideki oyuncuların hiç birinin sigara içmemesi gibi... ) diziyi izlemeyi bıraktım...
hepimizin emeğine sağlık çok güzel bir aile dizisi yalnız önceki niyazi karektri çok iyiydi sonraki niyazi çok ama çok itici bu güzelim filmi batırdı lütfen bunu birdahaki hiç bir filmde oynatmayınız
1.gülden'in şımarık hamile rolü ve bebeğiyle konuşup durması çok itici2.rukiye o harika anne rolünü kaybetmiş, ilgi manyağı birine dönmüş
3. nurten o repliği berbat olmuş "dur bi kendine" nedir ya
doğrusu eski bölümleri tekrar tekrar izlemeyi tercih ederim. o ruhu bulamadım.
nıyazi tiplemesi görünmediği zaman seksenleri seyretmekten zevk alıyorum.niyazi göründüğü an hemen kanal değiştiriyorum.
fehmi baba diziden ayrıldı mı yoksa.ben mi yanılıyorum.nedense telefon görüşmerinde azda olsa sesi duyulması gerekmiyor mu?çıkarsa tadı tuzu kalmaz dizinin.
nato varşova rusya silah ve asker sayısı o yıllarda o kadar üstüne basa başa bu kadar konuşulmamıştı.biraz fazla takılmışlar.
semimi bi filim severek 1. bölümünden itibaren izliyorum ama pastacı saminin eşi sibel artık kabsk tadı veriyor çok gıcık itici karakteri oynuyor
filim çok güzel sami ustanın hanımı sibel hanım abartısı ile ya bıraksın filimi yada anlayışlı birrol alırsa çok lafyoyor inşallah eski oyuncularda gelir geri dua ile allah a emanet olun inşallah
merhaba .öncelikle tüm oyunculara ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
çok severek izliyorum ve eski günlerim canlanıyor.
sizden ricam o zamanlar da walkman kaset çalar lar vardı ve kaset alırdık görmek güzel olurdu.
ilerleyen çekimleriniz de walkman ile kaset dinlemek gibi bir oyun olursa çok memnun olurum.
sonuçta 80 ler.
tekrar teşekkür ederim emeğinize sağlık.
çok sağlıklı günler dilerim 🙏🙏🙋♂️🙋♂️
nazlinin evliliği kabak tadı verdi amma naz etti niyazinin yerinde olsam yeri len derdim benim ekran karşında sinirimi bozdu ya
şu niyazi nin bu filimde olmamasi gerek çünkü filme hiç yakişmiyor senaristin de niyaziye bukadar rol vermesine doğrusu bi anlam vermiş değilim uzun lafin kisasi niyazinin bu filimde acilen çikmasi gerek böyle devam ederse yillardir zevkle izlediğim 80 ler dizisini artik izlemeyeceğim.
selamun aleyküm 80 dizisi. çok güzel niyazi nazlı ile olmadı güzel değil yeni muhtarın eşi kayıp oldu hiç iyi değil nazlı nazlı ile ergun plak olur onun yerine biri gelsin niyazi gene soytarı olsun sami ustanın eşimde çok lüzumsuz eski eşi daha iyi ikinci model eskiden ve yenide bu kadar abartıcı olmuyor ahmet bey şoray uzun yolda adamın kralı yeni muhtarın eşi gelsin yardım larınız için teşekkür ederimselam eski şoray uzun yolda kardeşi çağatay bey ergun plak kesin gelsin yeni muhtar seyfi durur sada sezsiz olsa erol taş sami bey'in yeni eşi kesin ya gitsin ya efendi kaynana gelini olsun yadiyse soğutucu uzaklaştırıcı oluyor ilginiz için teşekkür ederim
diziye yeni karakterler girmesi lazım mesala belediye temizlik işçisi(gariban) zabita (beleşci) gibi hem rol olarak farklı şeyler çıkabilir.
sibel narı gelin filimi kesinlikle ya bıraksın ya sussun ev hanımı olsun çalışan hizmetkar niyazi bıraksın filimi yada soytarı lıga eskisi gibi devam etsin ergun plak kesin gelsin sevdiği ile evlensin yeni muhtarın eşi kesin gelsin muhtar da efendi rol olsun
beğenerek izliyoruz, yalniz şu niyazi'nin gömlek kol manşetlerini biraz yukarı alın. biçimsiz duruyor.
severek izliyoruz ama son bölümleri sıkıcı oldu senaryoyu daha iyi yazabilirseniz iyi olurbuldum fehmi bacısı ile neden kuchi coook sıkıcı oldu son bölümler çakmazsanız daha iyi olur en azından eski bölümleri severek izleriz hiç olmazsa
seksenler dizisi süper bi yapım fakat sıkıntılar yok değil nazlı karakterini oynayan yasemin conka 'nın ayrılmasına çok sevindim rukiye karakterini canlandıran özlem turkat ta giderse hoşuma gider
hala (melahat) karakteri aşırı absurd karakter seksenleri gözümüzde kararttı. karaktere farklı bir hava katılmalı bence...
selam meraklı melahat çıksın diziden yada uslu uslu otursun sibel de bıraksın çeneleri bıktırdı diziyi bozduceneci melahat sibel bir an önce ya uslansın yada gitsin inşallah
ergün plak'ın sahibi gibi ilginç giyinen ve müzik işiyle uğraşan bir karakter 80'li yıllarda nasıl sigara kullanmaz anlamış değilim. bu tip karakterler 80'li yıllarda en az iki paket sigara içerdi...ayrıca dizi de ne kadın ne de erkek bir kişinin bile sigara kullanmaması kesinlikle seksenli yılları anlatmıyor... insanlar oturduklarında içtikleri sigara markası yabancıysa hemen masanın üzerine şimdiki cep telefonları gibi çıkarıp koyarlardı... 80'li yıllarda çekilen türk filmlerinde de oynayan insanların çoğu sigara içerdi...tv'lerde bira, sigara reklamı yapmakta serbestti... beş yıldızlı otellerde casino serbestti ve beş yıldızlı otellerin hepsinde seksenli yıllarda casino vardı. dizide bunların hiç bir işlenmemiş... ey yönetmen madem dizinin konusu seksenler seksenli yıllarda ne varsa rtük kurallarına da uyarak gösterilmeli tüm bölümlerde... bence bu dizi yukarıda yazdıklarım da dikkate alınarak baştan çekilmelidir...zaten seksenli yılları yansıtmadığından ailecek izlemeyi de bıraktık ...
seksenler dizisi yukarıda sayılan eksklikler ( dizideki oyuncuların almanyadan gelmiş şahin dahil hiç kimsenin sigara kullanmaması, dizideki mahallede bir tane dahi atari salonu olmaması, kahvehanelerde izleyicilere video'dan para karşılığı türk ve yabancı filmler izlettirilmemesi , istanbul gibi bir yerde çekilen dizideki mahallede bir kişi dışında hiç kimsenin üniverste okumaması. ) nedeniyle bizi izleyici olarak kendisinden soğuttu. artık televizyonda yayımlansa da izlemeyiz... bir de son olarak seksenli yıllarda ortamın sağ sol olayları ve kutuplaşmadan dolayı siyasi olarak çok gergin olduğu bir dönemde karakol polislerinin mahalleli ile bu kadar samimi olması gibi bir durum da yoktu...
seksenlerde mahallelerde bilardo salonları , birahaneler olur ... gündüz bilardo oynar akşam da birahane de takılırdı insanlar... dizi de hiç göremedik bunları... seksenli yıllarda içki özellikle efes birası , sigara ucuzdu ve bütçesini zorlamadan insanlar içki , sigara içerlerdi... dizi de herkes yeşilaycı olmuş nedense... seksenlerle hiç alakası yok...bir de rahmetli adile teyze'nin uykudan önce proğramı vardı... bir de dizi de ahmet gibi maganda tipleri oynatmasınız daha iyi olur... seksenlerde insanlar birbirine daha saygılıydı ahmet gibi atarlı konuşan maganda tipler yoktu... izlemiyoruz artık...
melahat karakterı acılll cıksın ergun gerı donsun dızı ızlenmıyor artık kızıda gıtsınnn dsralll geldııı
adam gelmiş mısafir...şndan kendi evinde bukadar rahat olamaz..alişveriş yap yaz deftere..bu nasıl bir karakter..hamilelik ayrı bir olay nebuya bukadar abartılı nir hamilelik seksrnlerde değil şuanda bile yok..konu üretemiyorsanız bitirin bu 80 leri tadında kalsın... her dizide seyirciyi çok dikkate almıyorsunuz sma bu hepten sapıtmış durumda.. yıllardır polisler aynı hiçmi değişmiyor?sağcı solcu bu iki delikanlımı vardı?trt ye yakışmıyan günden güne yerlerde sürünen bir 80 lere doğru gidiyoruz...
lutfennn hayati karakterini ya çıkarın yada artık o kötü rolden dürüst akıllanmış röle geçsin. çok can sıkıcı
ya bu hulusi karakteri gerçekten diziyi izleme engel olacak o dönemlerde böyle bir karakter olması mümkün değil sırf bu hulusi karakterinden diziyi izlemeyeceğim hasta ediyor adama
enişte diziye girdi gireli vurdum duymazligiyle ekran basinda sinirlerimizi bozuyor..bu kadarda yardim severlik hic bir insanda yok sacmalamayin dizi çizgisinden cikiyor
dizi izlenmez hal aldı,sebep abuk,sabukları diziye aldılar,son vermeleri lazım diziye,üstelik bu işe yaramaz oyuncularında parasıda bizden çıkıyor.
seksenler dizisindeki yeni bölümlerde fark ettim ki 19.02.2021 ve 22.02.2021 tarihli bölümlerde nevzat karakterindeki farklılık dikkatimi çekti , nevzat 19.02 tarihinde pastanede sakal traşı olmuş fakat ayni gün pastaneden kalkıp pasaja geçtiklerinde sakalları neredeyse bir haftalık , yine 22.02.2021 deki bölümde kahvede otururken sakalları yeni kesilmiş fakat kahveden pasaja yürüyene kadar karşılıklı on metre var yada yok sunayla sosyeteci mahmutun dükkanında bir haftalık sakalı olmuş lütfen dikkat edebilir miyiz acaba umarım dikkatinizi çeker ve görürsünüz teşekkür ederim
saçma sapan bir karakteri diziye dahil ederek izlenme oranını artırmaya çalışmak büyük saçmalık yazar ekibi yoruldu sanırım. izleyiciyi sinirlendirmekten vazgeçin. bu dizide gerçeklikten uzaklaştıkça izlenme oranı düşer. birol güven bu işi ya doğru dürüst yap yada bırak insanlarin sinir sistemiyle iynama
hulusi ve karısı melahat gitsinler lütfen.çok sıkıcı gereksiz insanlar.onlar çıkınca kanal değiştiriyorum.seyfi melahat hulusi olmamalı dizi daha güzelleşir...
severek izliyorduk . ama bu aralar cıvıttı. özellikle hamilelik konusu çok abartılı. sürükleyici değil artık. aynı şeyler tekrarlanıp duruyor.
ya dayanamadim yorum yapmak istedim dizi eskisi gibi değil, saminin 2. eşi ya çok itici, o kaslar, rolde fazla kibar olmaktan hayat arkadaşı gibi degil de evdekilere uşak muamelesi yapıyor, sami trakya şivesinde kadin kokoş, ise yaramayan bi enişte, onun eşi sesi çıkmayan yenge inandırıcı değil herkes bu yaşantıya tepki verir, kapalı çarşı yıldızın deterjanları,konu kısır bi döngüde donuyor, artik neşelenemiyoruz, eğitsel kol çalışması gibi saygı olmalı ama konusu kalmamış, o gereksiz muhtar tavırları ya ahmet le ismaili aşağılıyor, ahmet tepki vermio ne diyim dilerim toplar dizi
sayın yönetmen 80'leri iyice araştırmadan ve en azından o yılları yaşayan insanların ağzından dinlemeden ve gözlemlemeden bu diziyi böyle çekmemeliydin...bir kısım insanlar bu diziyi 80'li yıllarda yaşadıkları anıları hatırlamak için bir kısım yaşı küçük olanlar da 80'li yılların nasıl olduğunu bilmek için izliyorlar (dı ) bu diziyi ancak benim gibi çoğu artık izlemiyor... mahallede 80'li yıllarda oynanan ve demir jetonla çalışan bir atari salonu olsun , bu atari salonlarına ilkokul öğrencisinden lise öğrencisine kadar bir sürü öğrenci gelsin harçlığıyla atari oynasın atari salonunda çocuğun annesi babası yakalasın bir daha gitmeyeceksin atari salonuna desin sonra çocuklar gene gitsin atari salonuna söz dinlemeyip... dizi de oynayan oyuncuların en az yarısı sigara sağlığa zararlı da olsa sigara içsin... ben sana 80'ler dizisinde kesin sigara kullanabilecek insanları da sayim: ahmet, abisi ahmetten görüp yeni başlamış çağatay, adanalı kasap bahtiyar, ergün plak, şahin, çaycının karısı yıldız, saminin eşi gibi... bir de birahane ve yazlık sinema olsun mahallede valla dizi süper olur...
hulusi gibi nir karakter varmıdır çok meak ediyorum...aile fertlerini bukadar aptal yerine koyan ve buna katlanan onca insan.ya karısına ne demeli?ikigün tutmam boşardım ...evlilikten soğutur bu hulusi😁tutturmuşsunuz bir hamilelik bukadan bıktırmaya hakkınız yok ya.çocuklar bile güler bu saçma sapan duruma.baştan aşağı bitmiş bu dizinin süresi doldu bence.tadında bıraksaydınız keşke...80 lerde yaşamasaydım inanırmıydım diye düşünüyorum ve kararım herdefasında asla oluyor.neyse zaten yorumları göz önüne almıyorsunuz zaten.ama yazarak biraz olsun rahatladım😏
seksenler dizisinde nüfus 20 30 mu sokaklarda biraz insan gezse biraz gerçekçi ve orjin olur figuran olarak insanlara da ekmek kapısı olur
seksenler dizisi konusu yavaş işliyor sabri karakterin bilmişliği günümüz uyarlamasına ağırlık verilsin
80 ler dizisini 360 tv ile türkmeneli tv de çok hoşuma giderek izliyor ve çok gülüyordum, trt bölümler hem kısa tutuyor hemde alıştığımız esprileri bulamıyorum.
birol güven bey çok güzel film yapıyor teşekkür ederiz, oyuncuları da bir harika alkışlamak lazım. ben 74 yaşındayım çocuklar duyması, seksenler eski ve yeni bölümlerini isteyerek izleye geliyorum. yaşım gereği 1980 öncesini çok iyi bilirim, içinden geldiğimiz yıllar. seksenler dizisinin eski bölümleri o yılları anlattığından izlerken kendimi buluyordum, şimdiki trt1 de yayınlanan kısımlarda çok güzel, emeğe saygı gerek, keşke rasim beyde sağ olabilse ışıklar içinde uyusun. emeğinize sağlık derken sözümü şöyle bitireyim, inşallah eski bölümleri bir daha izleriz.
hasta bakıcı hayati, berber, belediye başkanı ve özel kalemi, butik alinin kayınvalidesi, ptt. ve memuresi, yasemin. çağatay. ergun plak, niyazi... neredeler, onlar dizinin gerçek renkleri, susmuş, eski bakkal lütfen dizide yer verin.nerde o eski seksenler.
bugün 80 ler dizisi 2 bölüm peşpeşe trt 1 ekranına getirildi, çok memnun oldum, arkadaşımda tavsiye ettim, kolay gelsin sağolun.
rasim öldükten sonra dizinin fonksiyonu kalmadı,zaten eski tadıda vermiyor çoğu gittiği için,yani boş dizi olmuş.
80'lerde özellikle amerikan sigara firmalarının ülkemizde ve dünyada sigara ile ilgili yoğun olarak yaptıkları reklamlarla sigaranın sağlığa zararlı olmadığı gibi bir algı oluşturulmuştu dev bütçeli amerikan sigara firmalarının tv'lerde ve sokaklarda apartmanların duvarlarına yapılan reklamlarla... hatta beyaz gömleğin cebine kırmızı beyaz uzun malboro sigarasını alıp gösteriş olsun diye gezen tipler vardı... marlboro man vardı at üstünde büyük duvarlarda afişi olurdu... bu beyaz gümlek cebine kırmızı beyaz paketli marlboro sigarası görünsün diye koyan tiplerden marlboro bafra gibi yerli sigaralardan pahalı olduğundan sigara içmeyen bile sigara ister ve sigarasını bitirirdi tiryakiler bu tiplerin... bir de sigara içen birinin sigarası bittiğinde diğer arkadaşından sigara istemesi çok normaldi... 'bir sigara versene' diye türk filmlerine bile girdi... hababam sınıfında bayanın sigarasını kim daha hızlı çakmak çekip yakacak diye bir replik var çok komik... 'kimse benden hızlı çakmak çekip sigara yakamaz ' diyor:) komik:) dizi de ne yazıkki hiç bir oyuncu sigara kullanmadığından bunlar hiç yok... bir de mahallede açılan sosisli gibi fast food tarzı şeyler yeni yeni açılmaya başlasada insanlar bu tip fast food yemekleri hiç yemezlerdi,,, restoranda yemek yenirdi veya evde... veya kebapçıdan eve paket olarak lahmacun kebap alınıp getirilirdi kebapçıdan... çoğu kebapçının paket servisi yapacak elemanı yoktu tek veya en fazla iki yardımcıyla çalışırdı kebap lokantasında maliyetleri düşsün diye...
1980’li yıllarda çalışma hayatında da köklü değişiklikler olmuştur. bunlar da dizi de işlenmelidir.1980 den sonra disk tasfiye edilmiş, sendikal faaliyetler ve toplu sözleşme düzeni askıya almış ve çalışma hayatını düzenleyen tüm kural ve kurumlar sermayeden yana otoriter bir şekilde yeniden düzenlenmiştir.
1980–1984 yılları arasında grev, toplu sözleşme ve sendikal faaliyetlerinin yasaklanması nedeniyle, işçi ve emekçi sınıflar sermaye karşısında ekonomik ve siyasal olarak zayıflatılarak “yüksek” işçi ücretlerinden yakınıldığından işçi ücretleri düşürülerek işçi sınıfı yoksullaştırılmıştır.
85 yılı gibi trt 1'de tüm dünyaya basketbol sporunu sevdiren orjinal adı 'the white shadow' olan beyaz gölge dizisi yayınlanırdı. diziyi çok sevmiştik izlemeyi ... koç reeves vardı, kuliç vardı... diziyi o zamanlar izleyenler hatırlarlar... bir de 6 ekim 1986 yılında trt 2 açılınca herkes 2.kanal uhf bandından yayın yaptığından antenlerini değiştirip hem vhf hem uhf bandını alan anten satın alıp damda 86 kışı ve 87 yazına kadar evin 2 kişisi bir damda biri aşağıda olmak üzere ayar yapar veya tv'ci 2 kişi ayar yapardı...bu tv antenlerinden satanlar o dönem bu uhf bantlı antenler kimsede olmadığından bu anten satışından iyi para kazandılar. (hem anten kurulumu hem de satışından ) biri aşağıda tv'ye bakardı yukardaki de anteni sağa sola aşağı yukarı oynatırdı:) 80'ler dizisinde beyaz gölge yok... halbuki 80'li yıllarda trt 1'de çok kişi izlerdi bu diziyi... 2. kanalın açılışı da 80'lerde yok... halbuki 86 yılında evlerde renkli tv'nin evlere yeni alınmasıyla trt 2. kanalını açmıştı o yıllarda ... sayın yönetmen bunları da eklemeyi unutma diziye:)
butik ali tüplü tv tamircisi ve tv anten satımı ve montajı işlerini yapsın mahallede... 80'lerde hemen her mahallede anten satışı ve montajı işleri ve tüplü tv tamiri yapan tv tamircileri vardı...uydu antenler sadece zenginlerin evinde vardı avrupadaki ve amerikadaki tv yayınlarını izlemek için... hem sürekli bir işi olur bir de yanına çırak koyarsınız... butik ali çırağıyla çınaaltı mahallesinin damlarında takılır yaz kış demeden... tv's bozulan butik aliyi çağırır... butik ali mahallede evinde renkli tv olmayanlara renkli tv televizyon markası ve anteni önersin... sayın yönetmen bunlar olsun dizi de bak ondan sonra insanlar nasıl diziyi daha çok izliyor...
80'li yıllarda video çıktığından her mahallede vhs (uzun) ve beta tip kasetler olmak üzere yerli ve yabancı filmlerin kiralanıp izlendiği kaset kiralama yerleri olurdu. insanlar bu kaset kiralama yerlerinden en fazla 1 haftalığına kira ücreti ödeyip kaset kiralarlardı. dizi de yok bu işleri yapan kimse...
butik ali tüplü tv tamircisi ve anten montajcısı olsun. bir de yardımcısı olsun yanında ... özellikle 6 ekim 1986 yılında trt 2'nin açılmasıyla bu trt 2'yi de çeken karasal anten satan tv tamircileri çok para kazandı... herkes aldığı renkli tv'sinde trt 2'yi seyredebilmek için yeni anten almak zorunda kaldı... butik ali yardımcısı da şu hastane de çalışan hastabakacı olsun o yukarıda anteni döndürür butik ali de aşağı da oldu olmadı diye bağırır yukarı... ne günlerdi... susam sokağı da vardı tv'de ... çocuklar çok severdi susam sokağını izlemeyi...
1980'lerde her ne kadar 1960'lara göre her kadının doğurganlık oranı düşük olsa da gene de her aile de ortalama 3 çocuk vardı gene de ... 80'ler dizisinde bir tek fehmiler de 3 çocuk var... halbuki 80'li yıllarda istatiklerde de kadınların ortalama doğurganlık oranı 1989 yılında 3,7 idi 1960'tan 1989 a kadar 6.8'den 3,7'ye gerilemiştir. dolayısıyla 80'lerde hemen her ailede en az 3 çocuk vardı , 4 çocuklu ailede çoktu... o zamanlar para kıymetliydi... okumuş insan az olduğundan asgari ücretin alım gücü daha fazlaydı... ondan her ailede en az 3 çocuk vardı... şimdiki ekonomik şartlarla her ailenin ortalama 3 çocuk sahibi olması mümkün değil...özetle 80'lerde aile başına çocuk sayısı fazla olduğundan nüfus çok daha gençti şimdiye göre... playstation , tv'lerde 24 saat çizgi film oynatan kanallar olmadığından hemen bütün çocuklar sokaklarda oynarlardı...tv'de bir kanal olduğundan çocuk proğramları günlük çok sınırlıydı (1- 2 saat gibi ) gece yarısı da tv'de anıtkabirde istiklal marşı okunup tv kapanırdı. şimdiki gibi tv 24 saat yayın yapmazdı...
80'li yıllarda insanlar evlenirken birbirinden daha az beklenti içinde olurdu. teknoloji ( cep telefonu yok , tv'ler karasal yayından yayın yapar, bulaşık makinesi yok. bankacılık hizmetleri bu kadar gelişmemiş, insanların banka hesap cüzdanları vardı, bankaya her gidildiğinde işletilirdi orada. )şu andaki gibi ileri olmadığından insanlara gelirleri daha rahat yeterdi , zaten her ailede çocuk sayısının ortalama 3 olmasının en büyük sebebi de insanların 20'li yaşlarda erken evlenmeseydi...şimdi teknolojinin çok ilerlemesiyle insanların hem birbirinden beklentisi arttı hem de insanların birbirine tahammül etme oranları düştü, boşanma oranları arttı... 80'li yıllarda boşanma oranları şimdiki gibi yüksek değildi...
80'ler yine zevk vermedi. olmaması gereken karakter: bekçi bekir. konuşması çok itici ve 80'lerde böyle karakol'da görev yapan insanlar gelipte pastanede oturup halkla iletişime girmezlerdi... ortam sağ sol kavgası ve 12 eylül 80 darbesi ile çok gergindi... bekçi bekir olmasa daha iyi olur. ayrıca ahmet'te gene atarlı konuşarak kırarım dökerim triplerinde... ahmet daha düzgün efendi bir insan olabilir...
bekçi bekir yerine üslubu daha düzgün , presentabl biri olsa daha iyi olur... normal şartlarda boy kilo kriterleri var bekçilere , 80'lerde de vardı bu boy kilo kriteri... şöyle boyu ile kilosu kriterlere uyan , diksiyonu düzgün birini bulamadınızmı bekçi bekirin yerine...
2. bölümde geçmişle gelecek kıyaslanırken geleceği gösterip geçmişe gittiğinde ekranın solunda 1991 yılı yazdı. dizinin adı 80'ler normalde 89 yılının sonunda bitmesi dizinin adına daha çok yakışır... 2. bölümde tv ekranında 1991 yazması biraz garip oldu... sayın yönetmen dizi 80'leri anlatsın, 90'lar bu dizinin konusu olmasın. teşekkürler... diziyi severek izliyoruz 80'leri doğru anlattığı sürece...yönetmene bravo 80'lerde öğrencilerde walkman vardı 2. bölümde, özellikle gençler daha sonra orta yaşlı insanlara kadar bir sürü insan ilk defa walk man kullandılar. ( sony 1980 yılında walkman'i icat ederek piyasaya sürdü. ) walkman ( şimdi amazon'da 80'li yıllardaki walkman'in aynı görünümünde kasetleri mp3'e çeviren usb kablo ile bilgisayara ,laptop'a bağlanabilen moden walkman satılıyor. sayın yönetmen o zamanki ve şimdiki walkman'i bi bölümde göstersen süper olur. bu modern walkman ile insanlar eski kasetleri mp3'e çevirebiliyorlar. ) hemen hemen tüm gençler ve öğrencilerde vardı, özellikle radyosu olan walkman'ler çok tercih edilirdi. şimdiki gençler bilmezler. bir de michael jackson 1983 yılında billie jean şarkısını söylerken ay yürüyüşünü yaparak gençleri çok etkilemişti. bir de 80'lerde sinemalarda hayalet avcıları ( ghost busters ) filmi oynamıştı haftalarca. michael jackson'ın dansederken yaptığı ay yürüyüşü çoğu gencin dans sitilini değiştirmişti... 80'lerde tüm olanları 80'ler dizisinde izlemek istiyoruz sayın yönetmen... teşekkürler.
yönetmene bravo 80'lerde öğrencilerde walkman vardı 2. bölümde, özellikle gençler daha sonra orta yaşlı insanlara kadar bir sürü insan ilk defa walk man kullandılar. ( sony 1980 yılında walkman'i icat ederek piyasaya sürdü. ) walkman ( şimdi amazon'da 80'li yıllardaki walkman'in aynı görünümünde kasetleri mp3'e çeviren usb kablo ile bilgisayara ,laptop'a bağlanabilen moden walkman satılıyor. sayın yönetmen o zamanki ve şimdiki walkman'i bi bölümde göstersen süper olur. bu modern walkman ile insanlar eski kasetleri mp3'e çevirebiliyorlar. ) hemen hemen tüm gençler ve öğrencilerde vardı, özellikle radyosu olan walkman'ler çok tercih edilirdi. şimdiki gençler bilmezler. bir de michael jackson 1983 yılında billie jean şarkısını söylerken ay yürüyüşünü yaparak gençleri çok etkilemişti. bir de 80'lerde sinemalarda hayalet avcıları ( ghost busters ) filmi oynamıştı haftalarca. michael jackson'ın dansederken yaptığı ay yürüyüşü çoğu gencin dans sitilini değiştirmişti... 80'lerde tüm olanları 80'ler dizisinde izlemek istiyoruz sayın yönetmen... teşekkürler.
80'ler dizisi 89'un sonunda bitmeli bence dizinin ismine uygun olarak... 2. bölümde ekranın solunda 1991 yazdı, yanlışmı yazıldı anlamadım. dizideki okul öğrencilerinin walkman kullanması da çok iyi düşünülmüş... walkman'ler 80'lerde çok yaygındı, özellikle radyolu olanları çok iyiydi. şimdi eski walkman tipinde olupta kasetleri mp3'e çeviren bilgisayara usb kablo ile bağlanabilen walkman satılıyor... 80'lere dünyada adını yazdıran michael jackson'ı da unutmayalım sayın yönetmen... 80'lerde ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada michael jackson şarkıları ve danslarıyla çok büyük bir etki yaratmıştı özellikle gençler arasında...
80'lerde teknoloji olarak hatırladığımız bir de hesap makineli ve oyun oynanan saatler vardı. 84 yılında çıkan casio ca-53w modeli bende de vardı bir tane. hem saat hem hesap makinesiydi. o zaman çocuk olduğumuzdan bu hesap makineli saatlere sahip olmak çok büyük bir şeydi bizim için... 1985 yılında çekilen geleceğe dönüş filminde baş rol oynayan marty macfly'in kolunda da bu saatin ca-50 versiyonu vardı ( filmin başında profesörü videokamera ile çekerken sol kolunda bu saatten var. ve hala marty mcfly's casio calculator watch diye satılıyor bu saatler. ) ve o filmi izlerken ilk defa gördüğümüzde çok ilgimizi çekmişti çocuk olarak... hemen tabi biz de aldık. hem hesap makinesi hem saatti . su da geçirmiyordu. 80'lerdeki gençlerde bu saatlerden görmedim hiç.. bir de hem saat hem oyun oynanan dijital saatler vardı onlarda 86 yılı gibi çıkmıştı...
kardeslerden nazlı yok ve hiç bahsedilmiyor. nazlı ve ergun olmadan olmuyor. mesela nazlı niyazi den ayrılmıa çocuguyla baba ocagına gelmiş ve ergun maddi durumu iyi bir mütahit nazlıya iş bulur ve twkrardan yakınlaşırlar❤️. çok guzwl olurdu.
zaten gelecekten geçmişe gidildiğinde ekranda 1991 yılı yazıyor. dizinin yönetmeni 80'ler adıyla 90'ları insanlara göstermeye başlamış... bunlar reyting uğruna mı yapılıyor bilemiyorum ancak böyle devam ederse insanların diziyi izlemeyi bırakacağı kesin... ayrıca gene dizideki herkes yeşilaycı olmuş , masaları dışarda olan çınaraltı kahvesinin masalarında çöp atmak için bile kül tablası yok... 80'lerde hiç kimse sigara içmiyormuydu sayın yönetmen...
80'lerin başından sonuna kadar video kaset sektörü çok büyük bir rekabet içindeydi. 40'lı yaşlardaki insanlar hatırlarlar iki kaset tipi vardı, biri daha kısa süre kayıt ve video oynatan beta tip , diğeri daha uzun süre kayıt ve video oynatan vhs tipi kasetler. dizi de mesela ergün plak gibi bir dükkan insanlara video kaset kiralama işi yapmalı, ancak yok. 80'lerin ortalarından itibaren daha uzun süre kayıt ve video oynatma imkanı olduğundan daha çok vhs tipi video kasetler dünyada olduğu gibi ülkemizde de pazarı ele geçirmiştir. bu konu hiç işlenmedi dizide. ayrıca bu yerli yabancı video kaset oynatma işinden kahveler para kazanırdı. çünkü video ilk çıktığında pahalı olduğundan herkesin evinde yoktu... özellikle kahveler yazın video film oynatma işinden para kazanırdı. ülkemizde de insanlar 80'li yıllarda çevrilen filmleri bu video kasetleri ya evinde ya da kahve gibi yerlerde izleyerek takip ederlerdi. tabi yukarıda da ifade edildiği gibi insanların kadın erkek yüzde 70'ten fazlası sigara içerdi, bu video kasetten oynatılan filmlerde de sigara içki içen insan fazla olurdu... dünyada olduğu gibi ülkemizde de insanlar arasında sigaranın sağlığa herhangi bir zararının olmadığı algısı oluşmuştu. bunun bence en büyük nedeni de sigaranın sağlığa ne kadar zararlı olduğu hem bilinmiyordu hem de kitle iletişim araçlarıyla bu zararın insanlara anlatılmasına sigara sektöründe çok büyük paralar döndüğünden izin verilmiyordu büyük firmalar tarafından... bence 80'li yıllarda ne yaşanmışsa dizide de insanlarımıza gösterilmeli mümkün olduğunca. dizide emeği geçen herkese teşekkürler.
dizi baştan sona komikti,şimdi hep komik olmuş,bu dönemde bu kadar beklenir bu diziden.trt olunca iş bukadar olur malum demokrasinin aksadığı yerde.
su almaya başlayan bir gemi misali; ilk versiyonu bittiğinde öylece kalacaktı. gemiden ne dadar suyu tahliye edersen et,' sonuç kurtulma şansı çok düşük!!! ikinci defa başladığı nda gemi su almaya başlamıştı. fehmi baba da rahmetli olunca kim gelirse gelsin: giderse gitsin, eski tatları vermiyor. eski bölümlerini izlemeye devam.. yeni bölümlere geçit yok!!!
seksenler çok güzel bir dizi yorumlara bir baktım fakat deyipbirakaýim herkesin düşüncesi farklı olur tabii ki
birol güven çok zeki birisi hakkını vermek lazım kulvarında bir numara tüm karekterler yerli yerinde ve rollerinin hakkını veriyorlar tepecik ediyorum ,sadece şahin karekteri sanki abartılı sakar ve gereksiz boş konuşuyor ve seyircide güldürmüyor bu karekter biraz sırıtıyor gibi ,tamam böyle biri olabilir herkes aynı olmak zorunda olmayabilir çelişki tam zıt tı biriyle evlendirildi eşi karekteri çok iyi niyetli ve çok zeki dahi güzel bir kişilik ,bana göre şahin karekteri şöyle diyelim daha başka biriyle evlendirile bilirdi gibi geliyor bana tabi dedimya fikirler ayrı ayrı
taktir ediyorum olacaktı klavye aziz ligi
yorumu ma ilave 23:55 yazdığım
usta oyuncu rasim öztekin e allah dan rahmet diliyorum
çok kıymetli şahsiyet idi
bu dizide o yıllarda yaşayan herkes kendini bulabiliyor
gülerkende ağlar kende hep feyz alınıyor bir şeyler öğretiyor
adeta okul , çok ince bir mizah anlaýısi var ,
tebrikler birol güven ve ekibi
sizden bir şeyler öğrenmeye çaılısıyorum ,benimde yazılarım var
bakalım 'gün ışığına çıkarabilecek miyim
seksenler dizisi artık o eski tadı vermiyor. oyuncuların da ekmek parası için oynadığını düşünüyorum. eski bölümlere bakıyorum bir de yeni sezondaki bölümlere, ilk bölümlerde oyuncular daha bir şevkli oynuyorlar. sanki oyuncular da yorulmuş artık. eski bölümleri izlerken çok keyif alıyorum. gülmekten ağzım kapanmıyor. lakin birkaç sezondur o aynı keyifi alamıyorum maalesef. seyircilerin düşünülmesi, seyirciler için emek verilmesi gerçekten güzel bir şey buna asla lafım yok. lakin bir dizi sonuna dek süremez, sürmemeli. sürerse tadı kaçar, bir noktada tıkanıp kalırsınız. şu an dizide ben bunu görüyorum. seksenler dizisi sanki tıkanıp kalmış gibi. bence dizi yerinde bırakılmalıydı. bu kadar fazla uzatılmamalıydı. diziyi ilk bölümlerde verdiği keyifi ile hatırlamalıydık.
eski bölümlerini izlemeye doyamazdim yeni bölümleri birkere bile 5 dakikayi gecmez izledigim hic güzel degil emeklerinize yazik zorla insanlar izlesindiye cabaliyorsunuz ama olmayorr belgesel daha iyi 🤣🤣
bence insanların seksenler dizisini izlemek istemeyişinin en büyük nedeni yukarıda yazılan eleştirilerin bir çoğunun dikkate alınıpta dizide uygulanmamasıdır. seksenler de ne varsa dizide gösterelim sayın yönetmen... ( sağlığa zararlı olan alkol sigara içen insanlar ve reklamları. ) seksenlerde tv'lerde alko ve sigara reklamı yapmak serbestti... seksenleri yaşayan insanların hepsi bilir...
seksenler dizisi 91 yılını gösteriyor dizide... dizinin adı ile çelişiyor... normalde dizinin 80'li yılların sonunda bitmesi daha uygun olur izleyici açısından... diziyi izlerken 2021 yılını gösterip sonra 91 yılına dönünce tuhaf oluyor... sayın yönetmen bence ekranda geçmiş zaman olarak gösterilen zaman ( 1991 ) dizinin adıyla çelişmemeli... dizinin adı 80'ler geçmişte gösterilen zaman 1991 ... bu bence izleyicilerin çoğuna tuhaf geliyor... sayın yönetmen insanlar diziyi 80'li yılları görmek için izliyor ...
trt'nin parası çok galiba,bu paralar bizim cebimizden çıkıyor,inadına böyla rayından çıkmış dizileri yayınlıyorlar,yani bizim paralarımız çar,çur olduğundan yasalar karşısında suç işliyorlar,acaba devran döndüğünde ne yapacaklar ?
yönetmen dizide gelecekten geçmişe dönerken 91 yılına gösterecekse ve körfez savaşından bahsedecekse dizide ( saddamla ilgili diyaloglar vardı ) dizinin adı dizinin içeriğine uygun 80'ler 90'lar olarak değiştirsin ... o zaman dizinin içeriği de yeni adına uygun olarak zenginleşir. ama dizinin adı 80'ler olupta dizide 90'lı yılların başında geçen olaylar işlenince biraz tuhaf oluyor gerçekten... dizinin adı 90'lı yıllarda işlenecekse dizide 80'ler 90'lar olsun...
trt her şeyin en iyisini en seviyeli sini her zaman yapmaya devam ediyor teşekkürler trt. bir ricam olsun! o canım ( gara jawa yı ) neden sokağın arka köşesine attınız? o bir döneme damga vurmuş hayalleri süslemiş sesiyle egzoz kokusuyla kendine bir kitleyi aşık etmiş efsanedir lütfen biraz daha ön plana alamazmiyiz doya doya bakalım.
seksenler de ev'de renkli sony trinitron televizyon sahibi olmak prestijdi... bir de anlık olarak fotoğrafı çıkartan polaroid fotoğraf makineleri vardı... tabi casio'nun hesap makineli dijital saatleri de gençler arasında popülerdi... son olarak sağlığa zararlı da olsa dizide sigara içki içen insanlar olmalı ... 80'lerde en az 2 kişiden biri sigara tiryakisiydi...
dizinin adı 80'ler kahveci mesut'un kahvesinin duvarında fenerbahçe futbol takımının 1991-1992 yılının futbol takımı var. dizi 80- 90'lar olmuş zaten... sayın yönetmen dizinin adını ne zaman içeriğiyle uygun olarak değiştiriyorsunuz...
aralık 1980 yılında çıkan ve tüm dünyada yaygınlaşan pac-man oyunu vardı 80'li yıllarda... oyun salonun camında yok bu oyun... halbuki bu oyun 80'li yıllarda en fazla oynanan oyundu... hala bile oynar insanlar bu bilgisayar oyununu... bir labirentte pack-man'i kontrol ederek labirentin içindeki çizgileri oyunun 4 köşesindeki renkli hayalete yakalanmadan yemek oyunun amacı... çok yaygın bir bilgisayar oyunuydu 80'lerde... oyun salonunun camında kesinlikle olmalı hatta içerde oyunu bile yönetmen gösterse iyi olur...
*dizinin 17. bölümünde nurten'in 2 çocuğu olduğu bilgisi var. ama her nasılsa ilerleyen bölümlerde sadece dilek var.*ilk zamanlar şahin'in soyadı öztürk iken ilerleyen bölümlerde balci oluyor.
*bekçi bekir'in zırt pırt türkü söylemesi bezdirdi.
*rukiye'nin french manikürlü uzun tırnaklarıyla mantı, sarma vs yapması mide bulandırıcı. sürekli temizlikten bahseden bir ev hanımı için tuhaf.
80'lerde converse ayakkabılar çok satılır ve kadın erkek herkes tarafından giyilirdi... butik ali seksenlerde çok populer ve satışı çok karlı bir iş olmasına rağmen converse ayakkabılardan hiç bahsetmemesi garip biraz... bu ayakkabıları satanlar çok para kazandı o yıllarda... mesela pasajda converse ayakkabıların satıldığı bir ayakkabı dükkanı olabilir..
eğitimci insanların insanların kitap okuyarak kendilerini yetiştirmeleri için kitaplarını karşılıksız vermeleri topluma örnek davranış. dizide ayrıca 80'li yıllarda okullarda araştırma gerektiren bir konu ile ilgili ödev verildiğinde öğrenciler konuyu kütüphanelere giderek veya evlerinde ansklopedi varsa oradan araştırarak bulurlardı,dönem ödevleri için kütüphaneler, meydanloueres, ana ya da temel britanikalar taranır, ödevler elle yazılırdı. şimdiki gibi okullarda bilgisayar olmadığından kullanımı da mümkün olmadı 80'li yıllarda. okullarda tebeşirle yazılan tahtalar vardı. ilkokul 5 yıl orta okul ve lise 3'er yıl sürerdi, şimdi 4+4+4 12 yıl oldu ...
seksenlerde çay bahçelerinde efes pilsen birasının brandası olur ve çay bahçesinde bira içmek serbestti, .bira alkollü içki sınıfında değildi, o yüzden çay bahçelerinde satılırdı. bira zaten tüm dünyada alkol oranı düşük bir içkidir...
mahallenin muhasebecisi semih'te sürekli hesap yaptığından işi gereği kolunda 80'lerde çok popüler olan casio ca-50 hesap makineli saatinden olmaması çok ilginç. bu saatler sadece hesap yapmazdı aynı zamanda isimleri , sayıları ve telefon numaralarını da hafızasında saklardı. o dönem için 8 haneye kadar toplama ,.çıkarma ,çarpma ve bölme gibi temel matematik işlemlerini yapabilen çok gelişmiş bir saatti. casio firması bu saatleri 80 - 89 arası üretmiştir tüm dünyada... butik ali de bu saatlerin hiç pazarlamasını yapmadı şimdiye kadar...
80 li yıllar boyunca ekonomide 24 ocak 1980 kararlarıyla birlikte ihracata dayalı sanayileşme modelinin etkileri görülmüştür. ekonomi politikasındaki bu önemli değişim, istihdam politikalarını da derinden etkilemiştir. 24 ocak kararlarının belirgin özelliklerinden birisi işçi ücretlerinin piyasa şartlarına göre belirlenmesiydi. bu politikayla bir yandan iç talep kısılmış diğer yandan da katma değeri düşük ürünlerin üretim maliyetleri işçi ücretleri düşürülerek aşağı çekilmiştir. böylece ihraç fiyatlarının düşük tutulmasının önemli bileşenlerinden düşük işçilik ücreti devreye sokulmuştur. tabi çalışan işçi de daha çok niteliksiz en fazla orta okul lise mezunu olan kişilerden olmuştur. bununla birlikte düşük maliyetli etkin işgücünün temini için sadece ücretleri aşağı çekmek yetmez; bunun sürekli olabilmesi için de aynı zamanda çalışma şartları konusunda işçi hakları ve onların toplu pazarlık gücü de kontrol altına alınmıştır.demokratik ortamda zor olan böyle bir operasyon ise, 12 eylül 1980 askeri müdahalesi ile gerçekleştirilebilmiştir. sendikal faaliyetler askıya alınarak toplu pazarlığın yerine zorunlu tahkim sistemi getirilmiştir. sayın yönetmen dizide fabrikada çalışan işçiler olsa 80’lerde işçilerin yaşadığı zorluklardan bahseder hem o dönemde üretim ortamında çalışan işçilerin yaşadıkları zorlukları da insanlara anlatır.
eski bölümleri tekrar tekrar izlerken, rukiye'nin ahmet'i sürekli mıncıklayarak ve çocuk sever gibi ciyaklaya ciyaklaya sevmesi gözüme battı. diğer çocuklarına öyle yapmıyor. çok hastalıklı ve rahatsız edici geldi ona özel o sevme şekli...
80'lerde olupta dizide şimdiye kadar izlediğim hiç bir bölümde görmediklerim: 1) 80'lerde rubik küp'ün renklerini yapmak çocuğundan gencine hatta ortayaşlısının bile en azından bir kere yapmaya çalışarak oynaması çok popülerdi. 2) 80'lerde teyp kasetlerindeki müziklerin kasetin her iki yüzünde de olurdu kasetin bir tarafı bittimi teyp'te kaseti otomatik çevirme özelliği yoksa müzik dinleyen kalkıp kaseti teyp'te çevirir ondan sonra dinlerdi teyp kasetinin diğer tarafını. 3) 80'lerde bazı türk filmlerindeki sahnelerden de görebileceğimiz breakdance müzik yaygındı gençler arasında gençler en azından bir iki hareket yapmaya çabalardı. 4 ) 80'lerde gençler arasında beyaza kaçmış açık mavi renkte taşlanmış veya boyanmış kot pantolonlar çok yaygındı gençler arasında..5) kadınlarda kıvırcık ve dalgalı saç modaydı 6) reşit olan kadın, erkek orta yaşlı insanlar arasında sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen sigara kullanımı çok yaygındı... sayın yönetmen hiç birini göremedik 80'ler dizisinde... insanlar 80'ler dizisini 80'lerde olan ne varsa görüp geçmişi hatırlamak için izliyor bizim gibi...
dizide mahallede bir sürü esnaf dükkanı var ancak bir tanesinde ne kazanılan ilk para var dükkan duvarında , ne nazar değmesin bonuğu ne veresiye hesap defteri ne boş vakitlerde oynamak için tavla ne de veresiye satan peşin satan adamı gösteren büyük boy çerçevlelenmiş resimi göremedim... genelde esnaf dükkanlarında olur bu saydıklarım... bir tek çaycı mesut'un dükkanında sanırım veresiyemiz yoktur yazısı vardı... bir de bazı esnaflar 'benim hakkımda ne düşünürsen sana allah on mislini versin' yazısını çerçeveletip asıyorlar ...
s aleyküm hergün severek izliyom ama gözden kacan 80 yılları anlatıyorlar kahvede fenerin 1991 1992 kadrosunun. resmi var
93 yılına girdik. 93 yılında üniverstelerde bilgisayarla haberleşme linux işletim sisteminin yaygınlaşmasıyla yaygınlaştı. linux daha düşük özelliklere sahip bilgisayarlarda kullanılabildiğinden eski ucuz bilgisayarlar değerleniverdi bilgisayarla haberleşmede... dizide o yıllarda üniverstede bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan biri olsa ve bilgisayarın nasıl yaygınlaştığını anlatsa çok iyi olur aslında...bu arada yılbaşı günü yayınlanan bölüm çok güzeldi, bence seneye dizi yayınlanırsa 94 yılına girişte de böyle olsa süper olur , hem biraz daha profesyonel olabilir... yılbaşı proğramında daha fazla insan olması için salon daha büyük olabilir, o yıllarda popüler olan kadın erkek kıyafetleri yılbaşı gecesi giyilebilir...o yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde popüler olan şarkılar hem türkçe hem de ingilizce olarak söylenebilir...bir de salondan insanların rahat dans edebilmesi için bir pist olursa çok güzel olur... herkesin emeğine sağlık...93 yılına girdik dizide dolayısıyla dizinin adı da 80'ler 90'lar olsa bence dizinin içeriğine daha uygun olur...
yılbaşı gecesi yayınlanan özel bölümde kasap bahtiyar ( faruk sofuoğlu ) ve kahveci mesut'un ( necmi yapıcı) elbiseleri (özellikle kırmızı gömlek süperdi... ayakkabılar daha iyi olabilir:) ) efsane olmuş... gülden ( ayşe tolga) ve ahmet' in ( şoray uzun ) elbiseleri de ( gömlek , pantolon ve ayakkabılar ) çok güzeldi...
inşallah önümüzdeki yılbaşında da bu yılbaşında olduğu gibi benzer seksenler yılbaşı özel proğramı olur da zevkle izleriz... önümüzdeki yılbaşı proğramında da rahmetli kayahan'ın 1989'da çıkardığı seni seviyorum şarkısı ve selami şahin'den de 'seninle başım dertte' şarkıları söylenirse super olur... kayahan'ın seni seviyorum şarkısını da bizce en iyi ahmet söyler ... dizinin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkürler.
seksenler dizisitrt nin en masum aile dizilerinden olduğu söylenir ve her gün evlerimizin içinde.
karakolu var
komiseri var
bekçisi var
muhtarı var
kuyumcusu var
lokantacısı var
pastacısı var
yorgancısı var.
manavı var.
kasetçisi var
elektronik mağazası var
okulu var.
öğretmeni var.
savcısı var.
var oğlu var
peki neyi yok; nedense
camisi yok...!
imamı yok ...!
cami cemaati yok.
dini islami (neredeyse) hiçbir öğesi yok.
şimdi soruyoruz
neden ?
80’lerde cami yok muydu?
imam yok muydu?
cemaat yok muydu?
kandiller yok muydu?
cenaze yok muydu?
hac ve umre yok muydu?
zekat ve sadaka yok muydu?
elbette bunlar ve çok daha fazlası mevcuttu.
trt hepimizin ise
hepimizin ortak değerlerini
yansıtmalı.
önümüzdeki yılın yılbaşı proğramında , görme özürlü stevi wonder'ın kendisini yazdığı ve 1 ağustos 1984'te çıkardığı 'i just called to say i love you' şarkısı , george michael'ın yine 24 temmuz 1984'te çıkardığı 'careless whisper' şarkısı ( bu şarkı tüm dünyada 6 milyar satmış ve 25 ülkede bir numaraya ulaşmıştır. ) son olarak da lionel richie'nin yazdığı iki şarkıdan biri olan hello ( 13 şubat 1984'te çıkmıştır. ) ve endless love ( 1 ağustos 1981'de çıkmıştır. ) şarkısı söylense süper olur... bu son 3 şarkı dans şarkısı olduğundan yılbaşı kutlamasının yapılacağı salon da kesinlikle dansedecek insanlar için dans pisti olmalı... bu endless love şarkısını dizideki ahmet ve gülden birlikte söyleyebilirmi bilmiyorum ... ama bu endless love kadın erkek iki kişiyle de söylenebiliyor ve çok da güzel oluyor... sayın yönetmen bu şarkılar hala zaman zaman söylenir , bu şarkılar bence yılbaşı kutlamasının yapıldığı gecenin repertuarında kesinlikle olmalı... joe cocker'ın 9 ekim 1987'de çıkardığı unchain my heart şarkısı da söylense inanılmaz olur... dizide emeği geçen herkese teşekkürler.
1950 - 1980 arası şehirlerde yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı 18,4% iken bu oran 1980'de 45%'e çıkmış ülkemizin sanayileşme oranı bu 45% oranının altında kalınca da 1980 yılından sonra işsizlik sorunu olmuştur. şehirlerin kalabalıklaşması ve işsizliğin artması fakirleşmeye de neden olmuştur.
komserin sürekli evi ve karısının her dediğini yapması çok sıkıyor çok sevdiğim dizi olmasına rağmen lütfen o bölümü kaldırın eskisi gibi karakolda geçmesini isterim
bence mahallenin bir de taksicisi olmalı... 80-90'larda her mahallede bir veya bir kaç taksici olurdu mahallenin taksi ihtiyacı için... taksici yok mahallede... mahallede taksiye kimsenin hiç ihtiyacı olmuyormu...
yıllardır severek seksenler dizisini seyrediyordu ve bunda geçşimizi görüyor mutlu oluyordum ama artık seyretmekten zevk alamıyorum ne olur çiğdem tunç u ülkesine gönderin inanın sorduğum herkes bundan rahatsız şimdiden teşekkür
80’li yıllarda dönemin popüler olan ve izlenen filmlerine sinema salonları dışında ulaşmanın tek yolu vardı o da o filmin video kasetini video kasetçiden kiralayıp izlemekti...o dönemde kaset kiralama işi en büyük eğlence aktivitelerinden biriydi aslında... geleceğe dönüş serisi , jack nicholson’ın the shining ( stanley kubrick'in stephen king'in the shining ismindeki romanından sinemaya uyarladığı 1980 yapımı filmdir. en fazla çekim tekrarı yapılan filmdir aynı zamanda. ) filmleri elden ele dolaşırdı... aslında bu filmler o kadar çok beğenildiki o dönemlerde hala bazı tv kanallarında zaman zaman gösteriliyor...
seksenler zevkle izliyorduk taki çiğdem tunç gelene kadar bence diziye renk katmadı tam aksi dizi antipatikleşti lütfen eskiye dönün teşekkürler
80,90’lı yıllarda genelde insanlar evde birbirlerinin doğum gününü kutlar hediyeler alırdı. dizide hiç kimse birbirinin doğum gününü kutlamıyor. doğum günü doğum günü kutlanan insan için özel bir gündür. dizide oynayan oyuncular gerçekten doğdukları günde doğum günlerini kutlayabilir… doğum günü kutlamak hediyeler alarak doğum günü kutlanan kişiyi sevindirmek güzeldir… 80’lerde 90’larda evde kutlanan doğum günlerinde camekanda olan tüplü tv illaki görünürdü çekilen fotoğrafta arka tarafta … 80’lerde insanlar birbirinin doğum günlerini kutlayıp birbirine parasının yettiğince hediyeler alıp doğum günü pastası etrafında toplanıp eski 36 pozluk filmli makinelerle fotoğraf çekip doğum günlerini kutlamazmıydı sayın yönetmen… bence insanlar dizide de gördüğümüz gibi birbirine karşı daha samimiydi…
anca buğün diziyi zevkle izledik çünkü çiğdem tunç yok gerçekten konuşma tarzı rolü diziyi basitleştirdi seyretmek istemiyoruz ama buğün zevkle baktık ne olur belçikaya geri yollayın
80 lerde aynı mahallede oturan çocuklar dizide de olduğu gibi aynı mahallenin okullarına giderlerdi , şimdi veliler okul seçip okul öğrenci servisleriyle çocuklarını okula gönderiyor ...öğrenci servisi parası olmadığından çocuk okutmak şimdikine göre daha az masraflıydı... dolayısıyla aynı okulda okuyan çocuklar aynı zamanda aynı mahallede otururup dizide olduğu gibi birbirleriyle arkadaş olurlardı... eğer okuldan arkadaşın 2 saat uzak bir yere bile taşınsa hem yeni taşındığı yerdeki okullarda öğrenimine devam ederdi hem de sabit telefonla iletişim pahalı olduğundan arada bir de olsa arayıpta görüşmen mümkün olmazdı... şimdi internet , cep telefonu , sosyal medya üzerinden haberleşme imkanı olduğundan insanların birbirleriyle iletişim kurma seçenekleri hem daha fazla hem de o zamana göre daha ucuz ... o zamanlar internet, cep telefonu , sosyal medya hiç biri yoktu ve sabit telefonla iletişim kurmakta pahalıydı...
the shining filminin nasıl çekildiğine daire bir belgesel var. filmin çekiminde ne kadar çok insan bir ekip olarak çalışmış. film 1979 yılında çekildiğinden stanley kubrick filmin senaryosunu daktilosuyla yazıyor. o yıllarda bilgisayar olmadığından film senaristleri tabiki senaryoyu daktiloyla yazarlardı… şimdi görünce garip geliyor bize😊 daktilo ile senaryo yazmak bilgisayar ile senaryo yazmaktan sanırım bir tık daha zordur. filmin nasıl çekildiğini izleyince stanley kubrick’in ne kadar detaya önem veren bir yönetmen olduğu görülüyor. bazı sahneleri de bizzat kendisi çekmiş... bence jack nicholson’ın bu filmde bu kadar başarılı olmasında en büyük rolde de filmde karısını oynayan shelley duvall’ın oyunculuk performansı var. belgeselde film çekiminde yaşadığı stresten dolayı shelley duvall saçlarının döküldüğünden bahsediyor… sonuçtada ortaya böyle mükemmel bir film çıkmış… stanley kubrick’in yönetmen olarak detaya çok önem vermesinin de filmin bu kadar başarılı olmasında etkisi büyük… 80’li yıllarda 60’lı yılları anlatan 80’ler dizisine benzer bir dizi çekilse sanırım teknoloji şimdiki kadar ileri olmadığından dizinin bölümleri daha yavaş çekilirdi, ancak tv’de tek kanal olduğundan daha fazla izlenirdi herhalde:)
murat aras bey ve birol güven'in dikkatine!80 ler dizisini severek izleyen bir gurup gurbetçiyiz. beğenerek ve hatıraları yad ederek izliyoruz. bir ekskliği rica babında dikkatinize sunuyoruz.
bir mahallede olabilecek belli başlı esnaf ve meslek gurubuna rol vermişken her mahallede olan cami ve imamının varlığını bile göstermiyorsunuz. her bir müslümanın doğumundan ölümüne kadar bir çok konuda iletişim halinde olduğu cami imam hatiplerinin de toplumsal vazifelerine uygun entellektüel söylemleriyle dizide rol verilmesi en önemli beklentimizdir.
lütfen ciddiye alınız.
teşekkürler.
80'lerde 90'larda hatta şimdi bile çocukların evde oynadığı en populer oyun monopoly idi... bu oyunu çocuklarla anneleri babaları bile oynardı... dizide nedense hiç kimse bu oyunu oynamıyor...çocuklar bu oyunu 80'lerde 90'larda çok severlerdi oynamayı , hatta şimdi bile bir çok aile evde oynamak için bu oyundan alıyor...
fehmi babayı canlandıran rasim öztekin vefat etmişken dizide hala yaşatılması bence doğru olmuyor. sonuçta diziyi seyreden insanlar biliyor rasim öztekin'in vefat ettiğini... bence dizide fehmi babanın hala yaşatılması anlamsız...
80'lerin sonu 90'ların başında bankaların atm'ler ile kart ile günün 24 saati banka hizmetini belli başlı yerlere kurarak hizmete sokması o zamanlar çok büyük yenilikti, özellikle gece gündüz insanların banka atm'si ile parasına erişim kazanması çok büyük bir yenilikti. banka atm'leri bu kadar gelişmiş değildi, para tanıma sistemi yoktu şimdiki gibi.. o zaman banka atm'sine para yatırdığında yatırdığın miktarı kendin yazar sonra banka personelince yatırılan miktar kontrol edilip hesabına geçerdi... şimdi banka atm'leri çok geliştirildi tabi. (kartsız işlem , qr kodu kullanma gibi ) mahallede banka atm'si yokmu hiç...
80'ler 90'larda çalışma ortamları da şimdikine göre farklıydı. insanlar cep telefonu kullanmadığından mesai saatlerinde aradığınız kişi öğlen yemekteyse veya yemeğe gitmişse mesai saatinde yemek yenen yer iş yerinin yemekhanesi bile olsa ulaşamazdın, telefona bakan yemekte derdi , sonra tekrar arardık. şimdi cep telefonunda istediğin kişiye mesai saatlerinde yemekte bile olsa ulaşılabiliyor. bir de iş ortamında bilgisayar kullanılmadığında daktilo ile yazı yazılıp bir kelime veya metnin bir yerinde hata olduğunda tippex ile düzeltilirdi, tekrar daktilo ile yazmak zor olduğundan . şimdi bilgisayardan delete tuşu ile silmek çok kolay metin düzeltmek için... aynı şekilde çalışan yıllık izne ayrılıp tatile gittiğinde ulaşmak çok mümkün değildi tekrar tatilden dönene kadar. şimdi cep telefonu ile şirketler çalışanlarına her zaman ulaşabiliyor.. aslında insanlar akşam işten ayrıldıklarında kendilerine ertesi güne kadar ulaşılamadığından daha fazla özgürlük vardı...
diziyi iyice basitleştirdiler çocuk dizisine döndü.. işlenen konular aile içi bugünde yaşanan şeyler, hatta tüm konuları bugünden hiçte farkı yok.
trt'nin maaşlı elemanlarına dönmüş dizi,dizi dizilikten çıkmış,rasim öztekin ölmesiylen dizinin uzaması gereksiz,boşuna para veriliyor oynayanlara torpillisinden !!!
80'li 90'lı yllarda izlediğimiz dizilerde eğer sigara içiyorsa insan gösterilirdi , şimdi 80'ler dizisi çekiliyor, 80'li 90'lı yıllarda insanların kadın erkek en az yarısı sigara içerdi dizide bir kişi bile sigara kullanmıyor. şu anda bile sigara 80'li 90'lı yıllardan en az 3 -4 kat pahalı olmasına rağmen küresel yetişkin tütün araştırması'na göre (kyta) türkiye'de 15 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin % 31.2'si (yaklaşık 16 milyon kişi) halen sigara içmektedir. sigara içme sıklığı (her gün ve ara sıra kullanan) erkeklerde %47.9 kadınlarda %15.2'dir. erkeklerin %43.8'i, kadınların ise %11.6'sı her gün sigara içmektedir...
seksenler dizisinde seyfi karekterini canlandıran kemal kuruçay vefat edince dizide öldürüyorsunuzda fehmi baba karekterini canlandıran rasim öztekin vefat edince dizide eğer reyting kaygısıyla yaşatılmaya devam ediliyorsa hem biz izleyen insanlar aptal yerine konulduğundan büyük saygısızlık hem de yapılan hareket etik değil. dizide karekter canlandırıpta vefat eden oyunculara hiç değilse geride bıraktıkları ailelerinin ve yakınlarının hatırına eşit davranılmalıdır.
deniz artik o evden ayrilmali.kan bağı olmayan bir delikanlinin 3 ailenin bir arada yasadigi bur evde bu kadar uzun sure kalmasi cok sacma..
sıkmaya başladı artık.
bu seksenler dizisi muhteşemmm.64 yaşındayımm.genclik yillarımı hatırlıyorum seyrederken.ama şüu butik ali cıksın diziden.cok saçma sapan hareketleri var.zavalli.alper birde ortakk oldu onunla.resmen deli deli hareketlerr.çıkarın lütfen diziden onu lütfenn
90'ların başında banka atm'lerinden para yatırırken bankaların adlarının yazdığı zarflar vardı. para yatırılmadan önce yatırılacak para bu zarflara konurdu ondan sonra banka atm'sinde menü'den yatırılan miktar yazılarak para yatırma işlemi tamamlanırdı. sonra mesai saatinde bankadaki atm'ye erişime yetkisi olan görevli ertesi gün veya gece geç saatte yatırılmışsa sabah atm'yi banka tarafından içerden açarak zarflarda yatırılan paraları sayar ondan sonra hesaba yatırılan para miktarını geçerdi. banka atm'lerinde yatırılan paranın ne kadar olduğunu para tanıma teknolojisi şimdiki kadar olmadığından bu şekilde para yatırılıyordu. şimdi banka atm'sine çok eski para dışında ucu yırtık para bile yatırsanız banka atm'leri para tanıma teknolojileri çok geliştiğinden tanıyor. bazı bankalar bazı bölgelere sadece banka kartı ile atm'yi kullanacak kişi girerek atm zarar görmesin diye 4 tarafı kapalı banka'nın atm kartı ile açılan atm koyarlardı. bu kapalı atm klübelerinde klima da olduğundan evsiz ,gariban insanlar içinde gece yatma yeri olarak da kullanılırdı. şimdi bankalar hem fazla maliyetinden dolayı hem de banka atm'sinin üst köşesine konulan yeterli çözünürlükteki dome güvenlik kamerasıyla atm'nin güvenliği sağladığından artık atm'leri için böyle dört tarafı kapalı atm'lerden kurmuyorlar.
diziyi bırakmamak için olağanüstü çaba sarfediyoruz.nevzat-suna aşkı kıskançlık ve yanlış anlamalarla iyice sulandırıldı,zaten oyuncularda aşkın tadını yeterince veremiyor.
fehmi baba artık diziden çıkarılmalı,çok şey beklemiyoruz sonuçta bu bir dizi herşey çok gerçekci olması gerekmiyor.herşey tadında güzel konular uzatılınca bayıyor,hergün yayınlanması konu bırakmayacak yakında dahada kötü senaryolar gelecek gibi bırakın haftada 1 gün yayınlayın.
kahveci mesut'un karısı yıldız biraz kilo almış boynunda gıdığı çıkmış:) biraz kilo verse eskisine göre giydiği daha güzel elbiseler daha güzel görünecek. kilo alınca biraz da yaşından büyük gösteriyor insan. deniz de hep üzerinde aynı kıyafetler, biraz değişik giyinse daha güzel olur. öğrencisin diye bir elbiseden başka elbisen yokmu deniz... hem kız arkadaşım olsun diyorsun hem de aynı kazağı her gün giyiyorsun... biraz kendine bak zayıfla spor yap... 80 90'larda insanlarda obezite oranı çok düşüktü insanlar hep fitti... bu fitnes salonları 90'ların sonundan itibaren açıldı hep... tabi bir de 80 90'larda kadın erkek insanlar arasında sigara içme oranı da şimdikine göre daha yüksek olduğundan insanlar sigaranın etkisiyle de daha zayıftı...
trt hiç izlemem, seksenleri için izliyorum. rukiye, emel ve cengiz tiplemeleri ne kadar az görünürse o kadar güzel olur.
seksenler 15 yıl devam edecek final istemiyorum seksenler dizi seviyorunseksenler yeni kanal kanal d olursun seksenler devam olursun
evet 90'lardaki bankaların atm para yatırıp çekme makinelerinin çevresinde neredeyse tamamında güvenlik kamerası olmadığından 4 tarafı kapalı banka atm'lerine bankaların müşterilerine verdikleri banka kartlarını giriş kapısının yanında olan boşluğa okutarak girilirdi. atm makinelerinde dokunmatik ekran özelliği , qr kod gibi sonradan geliştirilmiş teknolojilerin hiç biri yoktu. atm ekranının yanında tuşlar olurdu o tuşlara basarak işlemeler yapılırdı. para yatırma işleminde para tanıma teknolojisi olmadığından yatırılan para hemen vadesiz hesaba geçmezdi. şimdi para tanıma teknolojisi ile günün 24 saati atm'den istediğin kadar para yatırıp başkasının hesabına gönderebiliyorsun. internet bankacılığı ve bankacılıkta teknolojinin gelişmesiyle bir tarafta banka kullanıcılarının işi gittikçe kolaylaşırken diğer tarafta da bankada çalışan insanların çoğu işsiz kaldılar gelişen teknolojinin kendi işlerini dijital olarak yapmasından dolayı.
dizinin reytinglerinin düşerek final yapmasının sebepleri: 1)dizide bekçi bekir ,butik ali ve kumaşçı levent'in dizide olmaması ile yapılan eleştirilerin hiç dikkate alınmaması 2) 80-90'larda kadın erkek nüfusun yarıdan fazlasının sigara kullanmasına rağmen dizide 1 kişinin bile sigara kullanmaması 3) rasim öztekin vefatından sonra dizide reyting kaygısıyla yaşatılması ( 65-70 yaşında emekli bir adam hanımını bırakıp ta ayvalığa gidermi tek başına. 4) özellikle 80'lerde ortamın gergin olması sebebiyle komiser rızanın mahalleli ile çok samimi görüntü vermesi. ( biz 80 ,90'larda büyüdük ancak hiç bir zaman bir başkomiserin mahalleli ile bu kadar samimi olduğunu görmedik. ) 5) dizinin hem hafta içi her gün olması hem de dizi bölümlerinin çok uzun olması ( normalde dizi bölümleri en fazla reklam hariç 45 dakika olsaydı hem senarist daha üretken olurdu hem de oyuncular daha verimli olurdu. her bir bölümü film gibi 2 saat süren dizi dünyanın hiç bir gelişmiş ülkesinde yapılmıyor. sen amerikada kanada kanallara dizi yapsan diziler ile ilgili standart var maksimum reklamlarla ilgili 30 dakika olmasına ilişkin. 22 dakika dizi + 8 dakika reklamlar olmak üzere 30 dakika. amerikada kanada da otorite her bölümü 2 saat dizi yapılmasına kesinlikle izin vermez. )
bir sebep daha var: o da avrupadan gelip türkiyede evlenmiş bir kadın hayatta evlendiği adamın annesiyle aynı evde oturmaz. bırak avrupayı ülkemizde bile hiç bir kız evlendiği erkeğin anasıyla aynı evde oturmak istemez. hatta sırf bu sebepten evlenmez. hem de avrupadan evlendiğin kız zengin olursa böyle bir şey hiç mümkün değil. hayatın olağan akışına aykırı. her kadın evlendiği erkeğin kendisine ayrı ev tutmasını ister. hatta erkeğin ayrı ev tutamaması kadın için geçerli boşanma sebebi bile kabül ediliyor boşanma davalarında.
cok severk izledim eski bllümleri her bölümü 10 kere izlemisimdir emeginze saglik ama yeni bölümleri parada verseniz eski kitleyi toplayamasiniz bosa yormayin kendinizi
Yorum Yaz
reklam ver • iletişim • © 2024 YazarOkur Dizi