Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Metamorfoz

takip et mesaj gönder
Takipçi: 2
Bayan
3/6/1969 (55)


Kiralık Aşk

30-04-2017

iyi akşamlar uzun süredir bakamıyorum buraya. bitmemiş burda ki sohbetler ve sıcaklık ne güzel. sevgiyle kalın.

Kiralık Aşk

10-01-2017

kiralık aşk adında komedi ve aşk dizisi olarak başlayan dönem dönem acıya gark olduğumuz aşkı aşıkları bir türlü denk getirip izleyemediğimiz cuma akşamlarımızın iki saatlik molası bitti, bitiyor ve artık hayatımızdan çıkıyorlar.
halbuki ne güzel başlamıştı dizimiz. her ne hikmetse bu güzel giden dizimiz 20. bölümden sonra sekteye uğramaya başladı. halbu ki kıskançlıklar ve hırs yokken; senaryoya, kurguya müdahale edilmeden önce ne zevkliydi. cuma günlerini iple çekiyorduk. tag ne olacak diye merakla bekliyorduk. ve burdan tahminlerde bulunuyorduk. özet yorumları, dizi sonrası kritikler baya eğleniyorduk. kendimizce yorgunluğumuzu bu yolla atıyorduk. ama ne yazık ki bütün kötülüklerini saçmayı seven kıskanç kalpler dizimizin bitmesi için çok büyük bir çaba sarfettiler ve sonunda başardılar.
madem bu kadar kıskanacaktın oturtsaydın dizinin dibinde baksaydın efeler gibi. evden çıkartmasaydın keşke.


bir daha bu ekip bir araya gelir mi? çok zor ama yine de bilinmez tabii ki. bakarsınız çok sağlam bir yapım acır bizlere. yazık bu ka ailesine der ve yeniden hayat bulur dizimiz.
eğer öyle ütopik bir şey olursa...
lütfen ama lütfen kalemini kiraya vermiş bir senaristle çalışmasınlar.
lütfen ama lütfen başrollerle sağlam bir anlaşma yapsınlar. sevgililer dizi boyunca ortalıkta olmasınlar özellerini nerde yaşayacaklarsa yaşasınlar bizim gözümüze sokmasınlar. magazin magazin gezen, magazini satın almış sözde sevgililer diziye müdahil olmasınlar.
lütfen ama lütfen eleştirilere açık olsunlar.
lütfen ama lütfen bizlere aba altından sopa göstererek tehdit etmesinler.
lütfen ama lütfen başrolleri üç beş dakikayla dizide var etmesinler.
lütfen ama lütfen komedi dizisi diyerek bizileri drama mahkum etmesinler.
lütfen ama lütfen yakınlaşma sahnelerini bölmek için kapı zili, telefon, deprem, sel, yangın gibi gereksiz bahaneler bulmasınlar.
lütfen ama lütfen ofis ve ev arasında git gel yaşatmasınlar. ne güzel yerler var, doğa olayları var. yağmurda yürüsünler, karda yerlerde yuvarlanıp kar topu oynasınlar, rüzgarda savrulup birbirlerine sarılsınlar, güzel havalarda bol oksijen alsınlar.
lütfen ama lütfen aşk dizisi ya bu aşkı doya doya yaşasınlar, yaşatsınlar
lütfen ama lütfen sağlam bir kanalla bu yola çıksınlar.
daha bu istekler bitmez...

şunu söylemeden geçmek istemiyorum bu da son söz olsun.ilahi adaletten kaçış yok ne kadar üzdüysen daha fazla üzülürsün.
veee bir arap atasözü. men dakka dukka

Kiralık Aşk

29-12-2016

dizimiz bitiyor...
niye, neden, niçin...
bir sürü soru işareti sevenlerin, izleyenlerin kafasında.
sevdiğimiz, iki saat de olsa nefes aldığımız güzel dizimiz bitiyor.
biraz da biz istedik. sosyal medyadan en ufak hatalarını yüzlerine yüzlerine vurduk. kibir tavan yapmış ve bu işi kotaran insanlar bu eleştrileri hazmedemediler ne yazık ki. çünkü onlar işlerini ennn iyi yapan, mükemmel varlıklardı. suçlu bizlerdik onları ödüllere doyurduk, görmedikleri ilgiyi alâkayı gösterdik. sosyal medyada en çok konuşulan dizi, senarist, yapım, kanal, oyuncular olarak dizi tarihine geçtiler bizim sayemizde. eee tabii fazla geldi. biz çatlattık onları. bizzz yaptık suçlu bizleriz.
eleştri yaptık kumanda gösterilerek tehdit edildik. sadece buda değil her seferinde başka haksızlıklara maruz kaldık. oyuncuların menajerleri küfüretti, hakaret etti, sevgililerinin ağır hakaretleri vardı. birde magazini iyi kullanan teyzemizin çoook sevgili magazinci arkadaşlarından duyduğumuz ruh hastaları, ergen, geberiyorlar ve bunalara benzer hiç hoş olmayan hakaretler duyduk.dönmedik yine de devam dedik arsızca, yüzsüzce. nefes almıştık çünkü sevdik hemde çok sevdik. suç muydu acaba??? kötü giden dünya telaşında iki saati güzel geçiriyorduk. elçin ve barış arasında ki uyuma hayran kalıyorduk. eleştirsek de neriman ve koray'a gülüyorduk. çok gördüler iki saatlik mutluluğu bizlere. ergen değilim 45 yaş üzeri bir bayanım. eğitimin önemi yok sonuçta yaşlısı genci, herkes bir şeyler buldu bu dizide. ben inanmıyorum izlenme oranlarına. birden bire bu kadar düşmesi bana inandırıcı gelmiyor. var bir oyun, bir katakulli. kimler oynadı bu oyunu kimler yüzünden bu hale geldi herkesin az çok bir fikri var. internette, sosyal medyada gezen pek çok kişi biliyor neyin ne olduğunu. herkesin payı var dizimizin bitmesinde. ama az ama çok bir yerinden tutuyorlar sonuçta. ben hepsine kızsam da en çok barış'a kızıyorum. yönetemedi bu işi. sevgilisine!!! hayat arkadaşı diyen arkadaşlar var onlar öyle uygun gördüyse diyecek bir şeyim yok tabii ki. ama hayat arkadaşı değil bana göre. hayat arkadaşları birbirlerinin işini baltalamazlar. barış hep destekti tam destekdi. sosyal medyayı işim için kullanıyorum dedi ama biz işi için kullandığını görmedik. tam dizi günü sevgilisinin!!! arkadaşının etkinliğini paylaşacak kadar iş aşkıyla yanıyordu. (özelden de yazdım zaten.) dedik ki seni sevgilinle!!! görmek bize iyi gelmiyor yapma dizinin büyüsünü bozuyorsun. ama inatla perşembe geceleri bizleri yerlere çakacak fotoğraflar, röportajlar geldi. kıymetlilerim dediklerine hiç kıymet vermedi. sadece onun sevgilisinin!!! işleri, reklamı önemliydi. barış bu kadar destekken teyzemiz de dizinin tarihin tozlu sayfalarında yerini alması için elinden gelen çabayı hiç esirgemedi. bu azmi, bu çabası takdire şayandı tebrik etmek lazım. magazinle çok içli dışlı olan teyzemiz her fırsatta bizlere laf söylenmesine sebep oldu. soruyorum barış oğlum bu kadar eziyete niye katlanıyorsun? çok mu seviyorsun yoksa başka bir sevdiceğini korumak için kendini feda mı ediyorsun? söylenenler doğru mu tehditler mi söz konusu. eğer öyleyse kötülük içine işlemiş insanlar eninde sonunda cezalarını çekerler. gözü yaşlı kalmış iki çocuğun, gözü yaşlı bir kadının ahı yerde kalmaz. yuva yıkanın yuvası olmaz. bu yazdıklarıma tepki gösterecek arkadaşlar vardır. ama bende böyle düşünüyorum. fikir hürriyetimiz var değil mi?

Kiralık Aşk

19-11-2016

nilgün2 ve erva pek çok izleyen beğenmedi ama diziyi bitirme kararı alınır mı diye endişe edip söyleyemiyo olabilirler. bence güzel eleştiriler kadar kötüyü de okumaları ve tepki göstermemeleri lazım. herkes beğenecek diye bir şey yok. benim buraya yazma nedenim madem burayı okuyorlar eleştiriyi alıp, olumsuzlukların, dedikoduların bu diziyi nereye getirdiğini görüp önlem almaları. ben de istemiyorum bitsin. eski bölümlerden kesitler vererek o duyguları eskilerle verceklerse vermesinler yeni şeyler üretsinler.

Kiralık Aşk

19-11-2016

bu bölüm niye bende düş kırıklığı oluşturdu acaba. ben beğenmedim nedir bu yaaa. his yok, ruh yok, yok da yok. özellikle neriman ve koray'ın eski türk filimlerinden çıkma halleri ne kadar gereksizdi. defne ve ömer'in bank sahnesi geçmişi konuşuyorlar, nasıl bir cenderede olduğunu anlatıyor defne bu çıkmazın onu ne hale getirdiğini. ömer teselli için sarılamaz mıydı? vıcık vıcık öpüşme değil benim dediğim vuslat da değil sadece bu aşkı eskiden nasıl geçiriyorlarsa şimdi de hissettirsinler istiyorum. geçen sezon yapabilen bu sezonda yapabilir değil mi? nedir bunları bu kadar hissizleştiren gupse ve yunus korkusu mu? eğer öyleyse yapmasınlar bu işi, profesyonel düsünemeyecek kadar bağımlılarsa sevgililerine, bu sektörde işleri ne. otursun ikiside sevgililerinin dizinin dibinde; köpekleriyle, kedileriyle mutlu mesut yaşasınlar. elçin'de barış'da yemekten iyi anlıyorlar yemek yapsınlar, rutin ev işleriyle uğraşıp sevgililerini bekleyip mutlu olsunlar. onlara illa ki oyuncu olun diye silah dayayan olmadı.
hadi bunlar oynayamadı acemi sen niye eskiden olduğu gibi yazamıyorsun onu merak ediyorum. ne oldu elinde sihirli bir değnek vardı onu mu aldılar. sana yazamama büyüsü mü yaptılar. yoksa söylenenler doğru mu gupse müdahale mi ediyor senin senaryona. verdin kalemi onun eline herhalde oda istediği gibi at koşturuyor. bunlar nasıl aşık sayın acemi hiç mi sarılmazlar. sırtına dokundu, elini okşadı bitti mi? nasıl büyük aşk bu. büyük aşklar böyle mi yaşanıyor. o kadar ayrı kalmışlar ve sarılamıyorlar. sanki iki nehrin karşı yakası gibiler. korkmayın gupse'den bu kadar. ne yapabilir ki çok mu güçlü, vefa borcunuz mu var nedir bu ben çözemedim çözen beri gelsin. neyse sinirim geçmefi daha yapım içinde söyleyeceklerim vardı ama onlar zaten tuzu kurulardan ne söylesen boş. izleyiciyi dikkate almak yerine tehdit etmeyi tercih ettikleri için onlara bulaşmıyım en iyisi.
aklıma gelmişken yapımla igili. kiralık aşk dizisinin taklitcisi, birebir ömer ve defne'ye öykünen oyuncuları olan çakma başka bir dizinin reklamını yapmaktan bu diziye pek fırsat kalmıyor.

Kiralık Aşk

20-06-2016

dilek’çiğim çok güzel bir yazı; kalemine, yüreğine sağlık. sizlerle tanışmış olmaktan ben de çok mutluyum...
geçen kızım hastalandığında hepiniz seferber olup sürekli sordunuz, ilgilendiniz biliyorum ki çok önemli bir şey olsaydı hepiniz yollara düşecektiniz. bana tam olarak hissettirdiğiniz şey kan bağı çok önemli değil önemli olan gönül bağı.
asiye, dilek, hülyaksu, mdk, nilgün, emine, bahar ve özlem hepinize çok teşekkürler...
birbirini ezmeden, olduğu gibi kabul eden gönül dostları var olun...
sizlerle tekrar görüşmek ve kucaklaşmak dikeğiyle iyi
ki hayatıma girmişsiniz...

Kiralık Aşk

28-05-2016

ilk kez otobüs durağinda karşilaşmişlardi!
biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. o ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler.
gençtiler, çok genç...
birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar. ikisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında.
delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında... sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...
okullarını bitirince hemen evlendiler. mutluydular hem de çok mutlu... bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar.
ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular. zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki...
günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü... tek ekskleri çocuklarının olmamasıydı. zorlu bir tedavi sürecine rağmen çocuk sahibi olmayınca,
"bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek, bencillik olur"
diyerek devam ettiler hayatlarına. çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler...
"senin için ölürüm"
derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adam
"hayır, ben senin için ölürüm"
diye yanıt verirdi hep...
bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın,
"bir tanem, kütüphanenin ikinci rafına bak..."
kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu,
"mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın unutma"
mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten...
hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler.
adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul
etmeye başladı. kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı.
artık daha fazla beraber olabiliyorlardı. bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde "satılık" levhası asılı olan.
"ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama.
bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. projeyi kafamda çizdim bile. kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı..."
"sen istersin de ben hiç hayır diyebilir miyim?" diye yanıt verdi adam.
"amerika’daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı... kaç para olursa olsun! burası bizimdir artık..."
sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu adam amerika’ya giderken. her gün, her saat konuştular telefonla. gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında.
fakat birkaç gün sonra, kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan kaçınıyordu. onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı. ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı:
"canım, o ev bizim bütçemizi aşıyor. sen en iyisi o evi unut..."
mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da çekilmez gelir.
kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. derdini söylemesi için yalvardı adama,
"senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" diye dil döktü boş yere...
yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...
bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken,
"artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım"
diye sözünü kesti arkadaşı.
"o, seni aldatıyor. iş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyor her öğlen. sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya..."
"sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın.
onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı...
ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı...
kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın...
akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi.
inkar etmedi adam. zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.
kapıdan çıkarken,
"son bir kez kucaklamak isterim seni"
diyecek oldu ama kadın,
"defol!"
dedi nefretle...
ilk celsede boşandılar...
modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı.
arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. adamın, sevgilisiyle birlikte amerika’ya yerleştiğini öğrendi. bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu.
aradan bir yıl geçti... her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile, kadının derdine çare olamamıştı.
bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle uyandı. kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü.
"sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı.
"lütfen, içeri girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi genç kadın.
kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı:
"hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. çok üzgünüm ama o bir gün önce öldü.
geçen yıl amerika’daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını.
buna dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu. seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi.
ailesine de haber vermedi. birlikte amerika’ya yerleştiğimiz yalanını yaydı. oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu. tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı.
gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. sana bu kutuyu vermemi istedi...
gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. hemen oracıkta ölmek istiyordu. eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi. itinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda. ilk kağıtta,
"lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem"
diyordu...
sırayla okudu;
"seni çok sevdim",
"seni sevmekten hiç vazgeçmedim",
"senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim."
"fakat benim için ölmeni istemedim"
"şimdi bana söz vermeni istiyorum."
"benim için yaşayacaksın, anlaştık mı?"
son kağıdı eline alırken, kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... ve son kağıtta şunlar yazılıydı:
"sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. kocaman terasta martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım..."

Kiralık Aşk

28-05-2016

karışmış yine buralar.
türk televizyon tarihinde bir diziye bu kadar sahip çıkan, diziyi yükseltmek için bu kadar uğraşan ve ka ailesi olarak kendini gösteren vefakâr, cefakâr bir izleyici kitlesi daha gelmedi.
belki dünyada bile bizden başka bir diziyi bu kadar aşkla sahiplenen, yorum yapan, başkaları laf söylediğinde herkesin ağzının payını veren ama her türlü aksaklığı dile getirip senaryoda bile değişikliklere sebep olan başka bir aile yoktur.
bugünkü izlenme oranlarından da çıkan sonuç kimse bitsin istemiyor. serzenişler eksk yanları fark ettirip eski büyüsüne, o güzel duyguları tekrar bize geçirilmesi için bir mücade ediliyor diye düşünüyorum.
bu bölümden çok fazla bir şey beklemedim çünkü sezon finali mi, final mi ikileminde kalan yapım ve meriç acemi de ne yapacaklarını bilemediler. o yüzden kızmayıp devamı için sakin beklemekten yanayım.
karakedi, sıla 35 yine harikasınız.

Kiralık Aşk

25-05-2016

asiye ben de sizleri özkedim çok keyifli, güzel bir gündü kısmet olursa bir daha ki buluşmanızda aranızda olmak isterim. yaz tatilinde kızım geliyor yazın gelemeyebilirim ama okullar açıldığında gelmeye çalışırım... sizler inşaalah en kısa zaman da tekrar bir araya gelirsiniz.

Kiralık Aşk

25-05-2016

aşkı mı sordunuz? kime göre; diziye göre mi, bana göre mi? eğer bana göreyse aşık olduğumu düşünmüyorum ögle bir duyguyla tanışmadım. ama yine de yapayım bir yorum. freni patlamış bir kamyonun yokuş aşağı sarp kayalıklardan denize uçmasıdır. şansın çoksa az hasarla atlatırsın, şansın birazcık varsa kırık çıkıkların olabilir zaman herşeyin ilacı, şansın yoksa bitmişsindir. 😉😉
diziye göreyse; içinde kelebeklerin uçuşması, kendini bulutlarla beraber dans ederken bulmak, bir uçurtma olup göklere havalanmak oradan her şeye selam vermektir...
uzunca bir süredir yok gibiydim, ara ara bakabildim yazılarınıza çok güzel yorumlar, senaryolar okudum. sıla, sadaqat ve karakedi teşekkürler. bütün perileri selamlıyorum.
dizi için inşaallah devam kararı çıkar.

şu sırda sanki 49'da çıkacak gibi geliyor bana 7 vadi aştılar mı bilmiyorum bunu analiz yapanlara soruyorum cevap verirlerse sevinirim. o simurg'un görevi de 49'da bitiyor herhalde.


Kiralık Aşk

18-05-2016

fotoğraflar ne güzel herkes ayrı bir çiçek...
yine ne güzel yorumlar, ne güzel senaryolar şöyle bir baktım süpersiniz.. tek tek isim yazmak isterdim ama zaman, ah zaman...

nakkaş senin sorun takıldı... düğüm çözmek sabır işidir, herkes çözmek istemez düğümleri kimisi kopartır atar. kısa ve kolay bir yoldur. bazıları ise ısrarla o düğümleri çözmek için uğraşır. sonuçta çok uğraşmıştır ama verdiği haz güzeldir. hayatta da problemler karşısında ki duruşumuz da bu düğümler gibidir... eğer mücadele ediyorsak çözmek için uğraşıyorsak sonucu çok güzel kokan, baktığımızda içimizi rahatlatan, neşe veren başardım dedirten rengarenk, ışıl ışıl çiçeklerimiz bizlere gülümseyecektir...

Kiralık Aşk

15-05-2016

sıla senaryo yine çok güzel bakalım ağva'da neler olacak, karakedi bekliyoruz, gülçin gelmedi devamı senden de bekliyoruz.

gamze inşaallah bitmez. bana da çok geç gibi geldi ama öyle denmiş. belki önümüzde ki haftadan itibaren bakacaklar duruma bitsin istemiyorum daha neler bulur acemi, artık ben acemi'nin normal standartlarda bir insan olduğunu düşünmüyorum. onu dünya dışı yaratıklar atmosferden atıp kaçmışlar orda da böyle milletin beynini yakan senaryolar üretmiş. yani bu kadar ince düşünce gölcüklünün dediği gibi 100.000 parçalı puzzle yaptırıyor bizlere. tabii ki herkes çözemiyor çözenler çözemeyenlere anlatıyor. analiz ve yorum yapanların gölcüklü, suzal, asiye, nevin, chili, gülçin, karakedi, sıla, her,aysunn, aysu, ben macur,mdk, hülyaksu, cansu, ksk, mavi,cansu, nilgün, özlem, şara, tamer,yağmur1, gamze daha dolu da çoook özür diliyorum aklıma gelmeyen isimlerden işte herkesin allah beynine zeval vermesin diyorum. (yalnız kendinle gurur duydum çok takip edemesemde epey isim biriktirmişim. )

Kiralık Aşk

15-05-2016

sizlere bir tüyo 16 haziran defne ve ömer'in düğünü devam mı, tamam mı izlenme oranlarına bağlı özellikle de 16 haziran. izlenmesi için lütfen uğraşalım.

Kiralık Aşk

14-05-2016

ben geldim...
bu yazıyı diziyle alakalı olarak yazmıyorum. bugün telefonumu karıştırırken ne zaman, nerde, niye kaydettiğimi bilmediğim bir dinleti çıktı karşıma... tamamen tevafuk...
bu dinleti kanat sesleri ve ney sesiyle beraber seslendirilmişti...
iran'lı yazar ferîdüddîn-i attar'ın anlatıldığı bir dinletiydi. ben çok etkilendim ve sizlerle paylaşmak istedim... bu dinletinin arkasından gelen şarkı muhtemel aşk…
yazarın hayat hikayesini çıkardım… çok uzayacaktı yoksa.

anın bir zamanında bilginin ve varlığın aşkıyla yanan bir gurup kuş yollara düşmüş. kaf dağının ardında yaşayan tüm zamanların bilgisiyle donanmış sırrın içinde ölümsüzleşmiş bir kuşa simurg'a ulaşmakmış murat ettikleri. zorluymuş yolculuk geri dönenler olmuş. yalnızca 30 kuş kalmış. yolun sonunda karşılaştıkları bir aynaymış. aynada gördükleri ise 30 kuş olmuş yani simurg .
iran'lı yazar ferîdüddin-î attar'ın matıkut-tayr kuş dili isimli kitabı tasavvuf edebiyatının en önemli eserlerinden biridir.
simurg vahdet-i vücut düşüncesinin bir sembolü sayılmıştır. simurg farsça 30 kuş demektir. kuşlar sâlikleri yani hakikati arayan manevi yolcuları temsil eder. hüthüt kuşu mürşittir. simurg hakkın zuhur ve taayyünüdür. zira büyük sürüden hedefe ulaşan sadece tane 30 kuştur.
attar'a göre kesret alemi ezelde hakkın zatıyla birdir çokluk dünya alemine mahsustur ve zahiridir. görünen alem ateşten kaynaklanan bir duman gibidir. bu duman kaynağı olan alevi gizlemektedir. gerçekte her şey bir ve birde her şeydir. ilahi bir cevherle donanmış insan, üzerinde ki varlık perdesini kaldırdığında hakka kavuşabilir, dumanın gizlediği ateşe ulaşabilir. bunu başarmak için tek bir yol vardır; kendini bilme, nefsini ıslah etme, şehveti yenip unutma yolu.
attar’a göre hak insan aynasında yansır. cihan seninle dolu, değilsin sen cihanda, her şey kaybolmuş sende, sen yoksun ortada, hem gizlisin, hem aşikar, ne bir yer içindesin, ne de yerin üstünde, konuşkanlığındır suskunluğumun sebebi, görünürlüğündür gizliliğimin sebebi…

Kiralık Aşk

13-05-2016

beynim yanmış bir şekilde işten geldim fragmanı görünce bu yangına mideme oturan koca bir ağırlık eşlik etmeye başladı. durumum çoook karışık inşaallah iyi biter. mendilleri hazırlayalım bari. (biraz üzülecekmiyiz ne?)

etiket sanki güvenle ilgili herkescikler de yazmış zaten.

Kiralık Aşk

11-05-2016

gül ne güzel anlatmışsın ikizler burcunu demek ki defne'yi aynı burçta olduğu için çok sevmişim. benim yükselenim yengec... gelgitlerim çok fazla ağlarken, bir anda bir şey olur gülmeye başlarım. ama seviyorum burcumun bana kattığı özellikleri bazen hiç konuşmam bazen de her konuda fikir beyan edecek kadar hadsizzimdir. tekrar teşekkürler, okumaktan keyif aldım...
sıla35, karakedi senaryolarınız süper teşekkürler.
gamze yine pozitif ve toparlayıcı...
gölcüklü zeka oyunlarından mangalayı bir türlü çözemedim ya anlamak istemiyorum yada zekada bir problem var... bütün gece boyunca okumaya çalıştım sizleri ama o kadar çok birikmiş ki bitiremedim.
yine her zaman ki gibi çok güzel yorumlar, analizler yapılmış. herkesin yüreğine, kalemine sağlık...

Kiralık Aşk

04-05-2016

aysunn baktım çok fazla ismin geçti merak ettim kimseyi okumadan aradım buldum. üzüldüm hem de çok üzüldüm allah yardımcın olsun ben empatiye bir noktaya kadar inanırım daha ilerisi mümkün değil. senin yerine bir yere kadar hissederim ama içinde kopan fırtınalar dan, yangınlardan ne yazık ki bi haberim... o yüzden yaşadığın acıyı tam olarak hissedemesem de anlamaya çalışıyorum.
" herkesin delisi deliğinde" lafı da benim çok kullandığım sözlerden biridir. senin ki de çok ayrı bir hikaye.
söylenecek çok şey var aslında senin yaşadıklarının daha acılarını ben küçücük çocuklarla yaşıyorum. bazı anlar öyle şeyler yaşıyorum ki; çocuklara baktıkça o anne babalara lanetler ederek, içimden küfrederek gün doldurduğum çok oldu... denk gelirsek, bir yerlerde karşılaşırsak anlatırım. benim de deli bir tarafım vardır bakarsın bir gün geçerken bir yerlere, uğrak yaparım senin memlekete. üzülme, boşver demek haddim değil ama en az hasarla atlaşmış olmanı dilerim. hep gül nasıl olacaksa oda ama sen yine de bu pozitifliğini hiç kaybetme. dualarım seninle...

Kiralık Aşk

02-05-2016

yaaa lütfen acıyın bana bu kadar hızlı olmak zorunda mısınız? nasıl okunur bu kadar yorum, senaryo ve güzel yazılar... hepinizin eline ve yüreğine sağlık...
bu da benden size...

sözün içinde mânâ, mânânın içinde bir sükûnet gizli.
yolcunun içinde bir yol, yolun içinde yolculuk gizli.
karanlığın içinde aydınlık, gecenin içinde gündüz gizli.
insanın içinde can, canın içinde cânân gizli.
günün içinde bir ân, ânın içinde zaman gizli.
insanlar hikâyelerinde, günler gölgelerinde gizli…
alıntıdır...

Kiralık Aşk

29-04-2016

dizi öncesi ben güldüm, sizlerle de paylaşmak istedim...


siz var ya siz !!!

bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki:
- uçak düşmek üzere. tüm yolculara atlamalarını söyleyin.şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum,atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!


tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor.

hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, ‘herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır diye karar vermiş ve ilk olarak amerikalı kafilenin yanına gitmiş.

-sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan japonlar’ın araştırma laboratuarlarıyla kaplı. eğer oraya ulaşırsanız tüm japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!’
bütün amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar.

sonra hostes ingilizler’e yönelmiş:
-sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!
bütün ingilizler hevesle atlamışlar.

sıra fransızlar’a gelmiş. hostes:
-bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? şimdiden teşekkür ederim.’ demiş.
fransızlar:
-tabii, mersi!’ deyip sırayla atlamışlar!

hostes bu kez almanlar’a yönelmiş:
-atlayın aşağı çabuk!’ diye bağırmış. alman kafile hei hitler diyerek atlamış.

veee sıra gelmiş türkler’eee. hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:

-siz var ya siz !!!
buradan hayatta atlayamazsınız…

Kiralık Aşk

24-04-2016

gülçin çok geçmiş olsun bilirim migren ağrısını benim ki stres ve üzüntüyle gelir ve genellikle hastanelik olurum. inşaallah senin ağrın benim ağrı gibi şiddetli degildir. advil diye bir ilaç bana çok iyi geliyordu. istanbul'dayken bulabiliyordum ama yaşadığım yerde bulamıyorum. senin bünyeye uygun olup olmadığını bir doktora sorman lazım. doktorlarımız kızmasın. ben çok yararını gördüğüm için isim verdim.


Kiralık Aşk

23-04-2016

gamze yine çok güzel yazmışsın tamam içimizde ki çocuğu çıkaralım çıkarmasına da ilk bölümlerde ki güzellikleri göremiyoruz artık.
bu serzenişler de bu başarılı gençlerimizin üzülmesini istemediğimiz için. yazık etmesinler kendilerine. sosyal medyada çok ağır hakaretler var tamam ama bu kadar halka malolunca bu da kaçınılmaz.
benim temennim yeni yönetmenimizle daha disiplinli bir calısmayla bizlere çok güzel bölümlerin sunulması bundan sonra daha iyiye daha güzele...
sadaqat, gülçin ve sıla35 süpersiniz, teşekkürler...

Kiralık Aşk

23-04-2016

karışmış buralar. ben pek çok kere, çok sinirlenip özel hayatlarla ilgili bir şeyler yazmıştım. burada bana çok kızanlarda olmuştu ve imalarda bulunanlarda vardı. ben içimden geldiği gibi yazıyorum ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam... bu gün baktığımda gözlemlerim de ve hissettiklerim de yanılmamışım.
uzun süredir bu özel hayatların bu kadar göze sokulmaması gerektiğini sevenleri yazıyorlar.ama her ikiside vazgeçmiyorlar. üstelik kendilerinin zararlı çıkacağını bile bile. bunların hiç mi gerçek dostları yok etraflarında acaba.
ben bu bölümü beklentisiz izlediğim için gerilmeden izleyebildim ama aksaklıklar da gözümden kaçmadı. beni rahatsız eden şeylerden biri mutfak sahnesinde ömer arkasından sarıldığı zaman sırtını kamburlaştırıp araya mesafe koyması, yüz yüze geldiklerinde kendini geriye çekmesiydi. hiç hoş bir görüntü oluşturmadı.çok açık bir şekilde kastı kendini.bunun gibi bir sürü sahne var ömer öperken yüzünü buruşturması da bunlardan bir tanesi. bütün bunlar ne yazık ki profesyonellik değil. sevgilileri bugün var yarın yok özellikle barış için. iki gün sonra g daha işine yarayacak birini bulsun bırakır, diğerlerini bıraktığı gibi. y'da elçin'i sırf egoları için yanı da tutuyor ne yazık ki. hep kendini ıspat çabaları, t ve i'den sürekli sataşmalar aptal saptal polemikler. her ikiside yakaladıkları bu güzel rüzgarı kesmek üzereler. üzülürüm hem de çok çünkü oğlumuz ve kızımız gibi oldular. onların üzülmelerini istemiyoruz. ben bugün elçin'in ajansını aradım birileriyle konuşup elçin için duyduğum üzüntüyü dile getirmek istedim. dikkate alırlar mıydı bilmiyorum?
elçin'in de barış'ın da bu diziyle popülaritesi arttı. ben bu diziden önce ikisinide tanımıyordum. delihayı izlemiştim ama barış çok dikkatimi çekmemişti. bu diziyle beraber bir sürü ödül aldılar, bu diziyle beraber iş teklifleri arka arkaya geldi. birazcık ahde vefa varsa bu işi kasmadan, kendileri gibi olup bitirmeleri gerekir. onları bu kadar üst seviyeye çıkarmış seyirciye saygıları varsa bir basın toplantısı düzenleyip bizim özelimiz herşeyin üstünde deyip yan yollara sapmadan, dürüstçe noktayı koymaları lazım.

kiralık aşk defneyi nasıl etkilersiniz

22-04-2016

hoşgeldiniz hipokrat bey sizi tekrar burda görmek güzel.

Kiralık Aşk

22-04-2016

çok eskiden bir kere daha yazmıştım yineleyim. kiralık aşkı beklerken bu saatlerde bana gelen duygu ramazan ayında iftarı beklerken nasıl hissediyorsam o hisse kapılıyorum bazen. özellikle de fragmanlar güzel olursa daha çok hissediyorum bunu. tek deli ben değilim herhalde.:)

Kiralık Aşk

21-04-2016

yalnız uçmuş buralar yine. ya lütfen azıcık yavaş. neyle besleniyorsunuz hızınıza yetişmek ne mümkün. işte okumam çok zor hatta mümkün bile değil. eve gelince bakabiliyorum onda bile kaçırdığım bir sürü şey oluyor. bi geçenlerde sizleri de üzdüğümde takip ettim geri dönüşlere teşekkür etmek için onda da yazarokur benim yazdıklarımda bir problem gördü herhalde onay gerektiğini belirtti ve teşekkür yazım çok geç düştü. teşekkür yazımı görmeyen arkadaşlar da olabilir ilginiz için hepinize tekrar çok teşekkür ediyorum.

gülçin kırılma, üzülme belki etmiştir teşekkür dikkatten kaçmıştır.

misafir nevşehir'desin değil mi? yakınım sana ve geldiğimde mutlaka iletişime geçerim seninle seni tanımayı isterim.bizler burada birbirini görmeden tanımaya çalışan dünyanın her yerinden burada buluşmuş insanlarız, her birimiz çok farklı kişiliklerdeyiz, her birimizin ayrı ayrı dertleri, sıkıntıları var. buna rağmen burada müthiş bir sinerji yakalandı ve çok güzel paylaşımlar oldu dertler paylaşıldı, mutluluklar paylasıldı ve herkes bir şeyler söyleyip acıya da, mutluluğa da ortak oldu.
her yazdığımız yazıya geri dönüş mümkün olmaz zaten buna yazarokur'da müsaade etmez burası diziyle alakalı yorumların yapıldığı bir platform. ben burda ki muhabbeti seviyorum her yaptığım yorum onay görsün diyemem çünkü ben de herkesin yazdığı yazıya anında yorum yapıp beğenilerimi sunamıyorum bir sürü kaçırdığı paylaşım oluyor hepsini tek tek okumak istiyorum ama olmuyor.
burada bazı arkadaşlar lokomotif durumunda tahminleri, yazdıkları, donanımları süper ders çıkarmanız gereken bir sürü şey yazılıyor. hayat tecrübeleri çok fazla, mesajları çok anlamlı.

wolfistg zekana hayran kaldım nasıl bir analizdir bu. gerçekten süpersin.tek tek inceleyip bu sonuca ulaşman takdire şayan.yalnız aklıma bir şey takıldı ben bunu çok basit düşünerek soruyorum. bu dizi yaz dizisi olarak başladı ve ilgi görünce devam etti şimdi de ne olacağı belli değil gibi laflar döndü devam kararı çıktı bunu en başından beri bu şekilde mi planladı acemi. yani bu kadın acayip bir şey o zaman çünkü geleceği öngörmek gibi bir yetiside var. eğer öyleyse acemi'ye kızdığım zamanlardan dolayı kendisinden çok ama çok özür diliyorum...

burada ki tümyorum yapan, senaryoları ile bizlere mutluluk veren arkadaşlara teşekkür ederim. bu güne kadar hiç bakmadığım, merak etmediğim konulara, kitaplara filmlere ilgi duymaya başladım. yani burayla beraber bir farkındalık başladı bende.
hepiniz huzurla, sağlıkla ve sevgiyle kalın...

Kiralık Aşk

18-04-2016

sıla35 üzülme çünkü hep içimde çıkması mümkün değil hep duruyor bir yerlerde arada böyle duygu yoğunluğu yaşanıyor. aysunn ilgin için teşekkürler ve lale 2 en iyisini yapmışsın. ben alıştım artık. beni rahatlatan bir sayfada ve gülmemi sağlayan bir aile buldum kiralık aşk resmen benim sığınağım oldu. bu dizide ki olumsuzluklardan, entrikalardan dolayı moralim sıfırlanıyor resmen ; o yüzden bazen bütünü görmeden yorum yapabiliyorum. affola...
..

reklam veriletişim • © 2024 YazarOkur Dizi