Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

MDK

takip et mesaj gönder
Bayan
istanbul / Türkiye
27/5/1979 (45)


Takip Ettiği Diziler Kiralık Aşk

Kiralık Aşk

20-01-2017

bu bir ka uğurlama yazısıdır…

tam 17 ay önce, 19 haziran 2015’de bir rüzgar esmeye başladı. beni bilmediğim daha önce yaşamadığım bir yere getirdi…

insan hayatında çok farklı dönüm noktaları vardır ya onlardan biri oldu işte benim için de bu rüzgar. hayatımdaki gerçek ve fiziki var olan kimsenin anlayamadığı, sadece bu rüzgara kapılanların ne olduğunu anlayarak hissedebildiği bir rüzgardı bu…

ilk bölümden itibaren barış ve elçin’in uyumu, tüm oyuncuların samimiyeti, genel hikaye kurgusu, senaryo içindeki sanat eserleri, sosyal medya fenomenleri, tüyoları ve göndermeleri ile büyük keyif ile izledim. hele ilk 20 bölüm ve son 20 bölüm muhteşem çekimleri içimde ne duygu selleri, ne fırtınalar kasırgalar, ne yangınlar yaşattı… aslında pek çok sitem sözlerim vardı yazmaya başlarken ama kıyamadım hiç birine… olsun muhteşemdi her şey diyorum. sadece yetmedi. olmadı. bize bu veda erken oldu ve yakışmadı diyorum. hayallerim yarım kaldı, heyecanlarım tam göğsümün ortasında nefesimi kesiyor tam da şu anda…

bana böyle güzel bir aşkı hatırlattığınız, her anını zevkle ve heyecan ile muhteşem bir masal sunduğunuz, günlerce tüyo ve mesaj çözmeye çalıştırdığınız, tozlu raflardan eski kitaplarımı çıkarttırdığınız, en sevdiğim şarkılara yeni yeni anlam ve hisler yüklediğiniz, mucizelere tekrar inandırdığınız ve hep birlikte bir mucize yaşamaya fırsat verdiğiniz için size çok çok çok teşekkür ediyorum…

emeği geçen eski ve yeni tüm ekip üyelerinin yolu açık olsun…

ve son olarak; önyargısız, karşılıksız (yüzünü bile görmediğin insandan ne karşılığı bekleyebilirdik ki), hayatımda ilk defa gözlerinin içine bakmadan klavye üzerinden anlatılan, ekran üzerinden anlaşılan bu güzel ve özel grup için son sözlerim. oysa ne zordur düz yazı ile duyguları anlatmak. büyük harfleri, emojileri bile kullanamazken. işte nasıl oluyor ise biz duyguyu geçtik duygu derinliğine daldık bir anda. peri olduk… ka perileri… birbirimizi anladık, birbirimizi dinledik ve cuma günü bekleyişlerini kısaltmaya çalıştık. hayatımda çok farklı bir yerdesiniz sevgili yazarokur perileri. en büyük dileğim yine aynı tadı alıp aynı şeyleri yaşayabileceğimiz ve burada tekrar paylaşımlar yapabileceğimiz yeni projelerde buluşabilmek. kendinize çok iyi bakın. sizleri seviyorum. (hepinizin ismini tek tek yazmak istedim ama unuttuklarım olacaktır kimseyi kırmak istemediğimden yazamadım.)

ve ve ve kalpleri, gönülleri, niyetleri, ruhları, yüzleri ve kendileri birbirinden güzel istanbul perileri… sizleri tanımak büyük şans! iyi ki varsınız! ka’ın bana en büyük kazancısınız… dilek, ozlemben, metamorfoz, asiye, derin, hülya aksu, bahar, nilgün ve gülten… bizim inandığımız aşk, yaşamak istediğimiz hayaller bitmedi… yola devam edeceğiz. sizi seviyorum…

acısı ile tatlısı ile muhteşem anlar yaşadık iyi ki de yaşadık. ka fanı olmak, ka aşkını hissetmek, ka için yazılar yazmak çok özel. ka sayesinde buradayız…

şu anki ruh halimi biraz da olsa murathan mungan anlatıyor… açıkçası içim acıyor, canım yanıyor. biliyorum dönüşü yok ama bir kez daha sormak istiyorum…

dönmek
dönmek, mümkün mü artık
dönmek, onca yollardan sonra
yeniden yollara düşmek

neresi sıla bize, neresi gurbet

al bizi koynuna ipek yolları
üstümüzden geçiyor gökkuşağı
sevdalı bulutlar uçan halılar
uzak değil dünyanın kapıları

neresi sıla bize, neresi gurbet
yollar bize memleket

gitmek, mümkün mü artık
gitmek, onca yollardan sonra
yeniden yollara düşmek

rakılı akşamlar, gün batımları
çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları
olmamış yaşamlar, eksk yarınlar
hatırlatır her şey eski aşkları
(m. mungan)

sevgi ve aşkla
mdk

Kiralık Aşk

20-06-2016

kiralık aşk 1 yaşında…..


tam 1 yıl önceydi. bir rüzgar esmeye başladı. beni bilmediğim daha önce yaşamadığım bir yere getirdi…


insan hayatında çok farklı dönüm noktaları vardır ya onlardan biri oldu işte benim için de bu rüzgar. hayatımdaki gerçek ve fiziki var olan kimsenin anlayamadığı, sadece bu rüzgara kapılanların ne olduğunu anlayarak hissedebildiği bir rüzgardı bu..


önyargısız, karşılıksız (yüzünü bile görmediğin insandan ne karşılığı bekleyebilirdik ki),hayatımda ilk defa gözlerinin içine bakmadan klavye üzerinden anlatılan, ekran üzerinden anlaşılan. oysa ne zordur düz yazı ile duyguları anlatmak. büyük harfleri, emojileri bile kullanamazken. işte nasıl oluyor ise biz duyguyu geçtik duygu derinliğine daldık bir anda. kendimizi bazen farklı duyguların dile getirdiği şarkılarda, şiirlerin satır aralarında, kitapların sayfaları arasında anladık birbirimizi…


sonra daha derinden tanımaya başladık. ufak ufak hayatlarımıza aldık birbirimizi. özellerimizi paylaştık sorgusuz sualsiz. ama en çok da güvenerek buradakinin dostluk olduğuna, önyargısız olduğuna, gerçek olduğuna. birimizin yavrusuna ufacık çöp değdi hepimizin içi yandı. anlatabildik mi bilemedim. canlarımız için özel günler geldi çattı dualarımız bir oldu. fikirlerimiz ayrıldı kimi zaman defne’ciler ile ömer’ciler olduk. bu aşk nasıl tekrar defömü bir araya getirir dedik 30 madde sıraladık. hiç biri olmadı ama olsundu aşk vardı ya sade hepimizin yüreğini kıpırdatan ve bizi birbirimize bağlayan işte bu bize fazlasıyla yeter oldu.


kimsenin anlamayacağı diller geliştirdik. önce yazım hatalarından başladık, hooop hep birlikte güzelimizin evine uçmak için can atmışız, benden habersiz alıp beni çekirdek tarlalarında dolaştırmışlar güzel yürekli arkadaşlarım, kimine bir garson kadar yakın olmuşuz yokluğunda ve bekliyoruz 20 gün dolsun diye, kimini devrilen tuzluklarla kızdırmışız, bazıları için her gece tulumba yerken bulmuşuz kendimizi, kimisi kayınvalidenin bile anne kadar yakın olacağını hatırlatmış, kimi yüzünden en duygusal sahnelerde gözlerine bakıp bakıp gülmüşüz manasız, kiminin tüyosunun geç gelmesine kızsam da sınavları için dua etmişiz, az da olsa dışardan görünüşümüze ayna tutunca gülmüşüz halimize, kimi uzaklıkların çok da yakın olduğunu göstermiş ve kulağıma fısıldamış ilk görünüşe aldanma ruhundaki güzellik zamanla çıkar herkese şans ver diye, kimi hızlı ve çevik zekası ile derleyip toplamış bizi, hazır cevapları ile hayran bırakarak aksesuarlara özel ilgi geliştirmemizi sağlamış… hayat işte bakalım daha nice güzel anlar ve özel yaşanmışlıklar getirecek merakla bekliyorum…


siz olduğunuz ve olacağınız için teşekkürler dilek, özlem, hülya aksu, asiye, metamorfoz, derin, bahar, nilgün (1), derin ve gülten…


yeni bölümlerini sanki ka bekliyor gibi beklediğim muhteşem senaryolarını eksk etmeyen gülçin, karakedi ve sıla, paylaşımları ile zenginlik katan mavi, gül, her, chili ve tüm diğer içtenliğini ve samimiyetini koruyarak yazmaya devam eden dostlara sevgiler… kanada'dan sevgilerimle iyi haberlerinin devamı için dua ediyor ve sabırsızlanıyorum. bizi bir araya getiren yazaraokura, ve daha nice göndermeleri çözmeyi sabırsızlıkla beklediğim kiralık aşk ailesine sonsuz teşekkürler…


hayatta hiçbir şey tesadüf değildir. bizim burada buluşmamız, birbirimizin hayatına dokunmamız da tesadüf değil, var bir nedeni hissediyorum ve hayatıma getirdiğiniz renkler için yarattığınız yaşanmışlıklar için minnerttarım.


seviyorum sizi

aşk & sevgiyle


buradayım dilekkk...

eksk kalmam geç de olsa yetişirim her yere...

Kiralık Aşk

10-06-2016

asiyemmm,

aşk bir milad demektir demiş mevlana.

meriç ise “aşık oldum. meğer aşk insanın ömründe bir milatmış. bir kere yaşayan eski haline bir daha dönemiyormuş.” diyor. (defnenin azından bize)


ömer ise aşkına “aklım almıyor” diyor sık sık ama “kalbine sığdırıyor” bir şekilde. ("aklım almıyor ama kalbime sığıyor.."-nazan bekiroğlu’nun sözü)

ama hepimiz aslında “ya ortasındasınyız aşk'ın merkezinde; ya da dışında hasretinde…" (elif şafak)

seviyorum seni asiyem

sevgi & aşklı

Kiralık Aşk

30-05-2016

meriç acemi inanamıyorum sana defo'nun rüyasını mı gerçekleştireceksin. bu gözler deföm'ü yatakta mı görecekti... yada aylardır hayallerini kurup buraya yazdığımız senaryolarımızı süsleyen aşık çift sahneleri mi çekilmiş??? yok can'ım inanmam... bizim dizi dram olmuştu ya... böle içimizi kıpır kıpır edecek naif aşk sahnelerine hiç gerek yoktu yani...

Kiralık Aşk

06-05-2016

c.k. ne demek paylaşımların okuyanlarda birşeyler yaratıyorsa ne güzel.
gamzem aynı teldeyiz seninle hissediyorum. titredikçe tel gönlümüz sızlıyor yada coşuyor...

gül ateş ve su çok güzeldi... bu arada zamanı olanlar için bir öneri: mario levi, iskender pala ve ahmet ümit'in öznce söz vardı program çok güzel. 10 nisan tarihindeki program internetten izleyebilirsiniz. o bölümde ateş vardı bir de.

gölcüklü, hülya ben, nergiz; biliyorum yoğunsunuz ama ses verin ne olur. cumaları sizinle dizginleyebiliyorum...

sıla35, karakedi, baküden sadaget, gülçin senaryolarınızı 4 gözle bekliyorum.

sevgi & aşkla
mavi'm

bazıları böyle işte koskoca 24 yıla neler neler sığdırmışlar... bazen düşünüyorum nasıl hayran olunacak hayatlar var. aslında burayı okudukça daha sık düşünür oldum bunu...

sevgi & aşkla

nihalca teşekkürler cnm

Kiralık Aşk

06-05-2016

canım ka perilerim,

defne’nin dediği gibi “araya hayat girdi” resmen… 2 haftadır hiç bir şey yazamıyorum. çok istiyorum ama bir türlü yazamadım. henüz 2,5 yaşında olsa da kızımı bir okula yazdırmaya uğraşıyoruz. başvuru formu, toplantısı lobisi vs. derken bizde heyecan dorukta. çok istiyoruz okula girmesini dün de ona niyet dileklerimi diledim… bakalım hayırlısı ile olur inşallah. bu arada iş güç derken sadece okuyabildim sizleri… ama merak etmeyin takipdeyim.


aysunnn ben de seni  gamzem senin güzel gönlün de sağlık cnm benim. gülgün’üm saol bi tanem. mavim, mavim bende yerin ayrı bilmiyorum hissettirebiliyormuyum. evet bu alıntı uykusuzluk kitabından. aşağıda bizimkilere uygun bir başka bölüm daha paylaşıyorum yine aynı kitaptan. sessiz takipçi geç kaldım devamı için (aslında devamı değil de başka bir bölümü kitabın) işten dolayı kusura bakma… kara kedi masalın süper ama bir önceki senaryonun tadı damağımda kalmadı da değil… gelir mi devamı? hasreeet… tuvalet iyiymiş. bazen ömer’in bu ses tonunda ben de yanlış anlıyorum 50 kez tekrar dinliyorum.

hepinizi çok severek okuyorum. paylaşımlarınız için teşekkürler.

>>> önemli soru:???

istanbul perileri yarın buluşuyor muyuz? benim mesajlarım silinmiş, ama yer ve saat mesajdaki şekilde mi hala???

>>> bugün için paylaşmak istedim…
delikanlım!
iyi bak yıldızlara. onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin…
delikanlım!
senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım!
sen ki, ya bir köşebaşında kan sızarak başından gebereceksin.
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha
delikanlım!
belki beni anladın. belki anlamadın.
kesiyorum sözümü.» (nazım hikmet)

>>>henry miller - uykusuzluk kitabından bir başka bölüm:
“aşk, gerçek aşk tamamen teslim olmayı gerektirir mi? hep sorulan bir soru bu. az da olsa bir karşılık beklemek insana yaraşır bir eylem değil mi? insan ille insanüstü bir yaratık ya da bir tanrı mı olmalı? vermenin sınırı var mıdır? insanın kanaması sonsuza dek sürer mi? kimileri önceden tasarlanmış bir ilişki planı öneriyor, bir oyunmuş gibi söz ediyor bundan. elini açık etme! ağırdan al! geri adım at! numara yaparken de numara yap! yüreğin kan ağlasa bile içinden gelen duygulara asla ihanet etme. her zaman, hiçbir şeye aldırmıyormuş gibi davran. işte aşk acısı çekenlere verilen öğütler.
ancak hesse’nin dediği gibi, “aşk kesinliğe varmak uğruna kendi yolunu bulma gücüne sahip olmalıdır. o zaman salt çekim kaynağı olmaktan çıkıp çekicileşmeye başlar.”

ya sonra-
sonra tanrı yardımcımız olsun, çünkü çekim alanımıza kapılan her kimse bize hiç de uygun düşmeyebilir. ve özlemini çektiklerimiz artık istenmeyen şeyler kılığında çıkabilir karşımıza. ister biz çekim alanı yaratalım ister karşımızdaki, sonuçta önemli olan yalnızca odur. “bakari”dir yani, biricik olan. aydınlanmadan daha önemli olan eksk kalmış öteki yarıdır. buda’lar ve isa’lar tüm doğmuş insanlardır. onlar, aşkı aramadıkları gibi vermezler de. çünkü aşkın ta kendisidir onlar. ama tekrar tekrar doğan bizler aşkın anlamını arayıp bulmak, çiçeğin güzelliği yaşaması gibi aşkı yaşamayı öğrenmek zorundayız.
aşka inanabilsen, onun gereklerini yerine getirebilsen mükemmel olur. yalnızca bir ahmak, katıksız bir aptal becerebilir bunu. bir tek o özgürdür derinliklere inmeye ve göklerde fink atmaya. masumiyeti, korumaya alır onu. kendisi korunma isteğinde bulunmaz.” ...


…………. şeytan, eğer onu iyi tanıyorsam, "içgüdülerinize inanmayın, sezgilerinizden sakının!” diyendir. o, bizim insan kalmamızı ister; fazlasıyla insan. eğer bir düşüşe sürükleniyorsan, devam etmeye zorlar. seni tepeden aşağı yuvarlamaz; sadece uçurumun kıyısına itekler ve orda onun insafına kalırsın onu iyi tanırım çünkü sık karşılaştık. ipin üstünde yürürken seni izlemeye bayılır. ayağını dolaştırır ama düşmene izin vermez. sözüne ettiğim onun içindeki şeytanlık elbette. ve, tanrım yardım et, onu bu denli çekici kılan da buydu. ruhu benim için melek gibiydi; kişiliği ise, en azından gösterdiği kadarıyla şeytani. kendime sık sık onun nelerden oluştuğunu sordum. ve her gün farklı yanıtladım bunu. irkla, çevreyle, kalıtımla, savaşla, yoksullukla, vitamin ekskliğiyle, sevgi ekskliğiyle, akla gelebilecek herhangi bir şeyle ya da her şeyle açıkladım onu. ama hiç biri yeterli olmadı. o sanki bir “insolite'ti (olağandışı)”. peki ben onu neden bir kelebek gibi iğnenin ucuna takmak zordaydım? kendisi olması yeterli değil miydi? hayır! hayır yeterli değildi. daha fazla, ya da daha az bir şey olmalıydı. elle tutulur, anlaşılabilir bir şey olmalıydı. ve bu ne kadar aptalca geliyor: benim dışımda herkes onun éne mal olduğunu “ biliyor gibiydi. benim içinse bir bilinmeyendi. kendimi iyi tanıdığımdan bunun da kadınlarla aramdaki alışılmış durum olduğuna inanmaya çalıştım. ulaşılmaz olanı nasılda severim! o, bölünmeyen sayılar gibiydi. karekökü de yoktu. yine de, söylediğim gibi, başkaları onu okuyabiliyordu. aslında, aslında bana anlatmaya çalışıyorlardı. boşuna! hep açıklayamadığım bir artan kalıyordu…”

... " günün birinde biri yüreğini sonuna kadar açma, gerçekten kendine ait olan deneyimleri, kendi gerçeğini ortaya koyma cesaretini gösterebilse dünyanın parçalanacağını ve hiçbir tanrının bu parçaları, atomları, dünyayı oluşturan ölümsüz elementleri birleştiremeyeceğini düşünüyorum. "

sevgiyle & aşkla

Kiralık Aşk

05-05-2016

2. fragman'da görüntülerin arka fonunda ömer defne'ye kitap okuyor yine...

henry miller - uykusuzluk

umutsuz bir aşk çökmüşse gönlüne sabahın üçünde , özellikle onun orada , yerinde olmadığı kuşkusuna kapıldığında telefon etmeyi gururuna yediremiyorsan , ister istemez içe dönüp kendinle baş başa kalırsın ; o anda akrep gibi sokarsın kendini ya da hiçbir zaman postalamayacağın mektuplar yazarsın ona , ya da odanda ileri geri volta atarsın , hem küfür hem dua edersin , sarhoş olursun ya da kendini öldürecekmiş gibi davranırsın..


bu gidişat bir süre sonra tatsızlaşır , bıktırır insanı.. yaratıcı biriysen acılı anılardan ortaya elle tutulur bir şeyler çıkarabilir miyim diye sorarsın kendi kendine.. ve işte bir gece saat üç sularında başıma gelen tam buydu.. birden karar vermiştim ; çektiğim acıyı tuvale dökecektim..


birazdan kitaptan devam niteliğinde bir bölüm paylaşacağım sizlerle

Kiralık Aşk

03-05-2016

perilerrr

bölüm fotoları yayınlandı f'de
heyecan oldu fragman
aman aman aman fragman sadece deföm olmuş... elimizde bir adet kışkırtıcı defne ile kafası karmakarışık ömer var yani...

ömer defne'yi sinan'ın yazlığına kaçırıyor ve bence 2. vuslat var gibi...

fragman super dur ben done done 40-50 sefer daha izleyip geleyim...
" eee bi türlü yalnız kalamıyoruz ben de seni en son rahat rahat yalnız kaldığımız yere kaçırıyorum..."

Kiralık Aşk

03-05-2016

#‎kiralıkaşk‬'ın 45. bölüm özeti sizlerle:

ömer defne’yi kaçiriyor!

defnelerin evi satışa çıkarılır. ne yapıp edip satışı durduracağına inanan defne, durumu ömer'e çaktırmamak için her şeyi yapar ancak yine tüm şüpheleri üzerine çeker. ömer, defne'nin kendisinden bir şey sakladığını fark eder.

fikret resmen gitti! gidişi ile mağaza meselesi de muallakta kaldı. yasemin passionis’e döndü. artık sinan’la hem iş arkadaşı hem de sevgililer. ancak yasemin ve ismail tesadüfen karşılaşıyorlar. bu sürpriz karşılaşma sonrası sinan’ın tavrı ne olacak acaba? sude ise sinan’ın kendisine karşı umursamaz tavırlarından artık sıkılmış durumda. tüm vaktini deniz’le geçirmeye başlar. bu ikili acaba neler yapacak?

defne ve ömer bir türlü yalnız kalamıyorlar. ömer sonunda çözümü buluyor ve defne'yi kaçırıyor. hem de çok manidar bir yere!...

defne'yi hiç beklemediği yerden vuracak ve sırrı ömer'in kapısına dayandıracak sürpriz ne?

kiralık aşk, heyecan dolu 45. bölümü ile cuma akşamı 20:00’de star’da.

Kiralık Aşk

22-04-2016

i'da yapım şirkerinin avukatı bir yazı yayınladı. son fragmanda kullanılan "değil" isimli şiirin izinsiz kullanılması konusunda. şair ile irtibata geçilmiş ve yanlış anlaşılma giderilmiştir deniliyor.

bu arada şiir çisel onat'a aitmiş. oysa ben yıllarca can yücel'in diye okumuştum bu şiiri...

ayrıca müzikleri ile fenomen olan ka dizisi bölümlerede farklı eserler kullanılarak seyircileri kitap okumaya teşvik eden dizi olarak anılmaya başlandı, eser sahiplerinin iznini alma konusunda çok hassasız bundan sonar da izinli olarak paylaşımlara devam edeceğiz diyorlar.

zaten bir röportajda okumuştum. elçin ve barış ile ilk görüşmeleri yapan haktan pak ilk olarak sendikaya bağlı mısınız? diye sormuş. bağlı değilseniz hemen üye olacaksınız demiş. fikir ve sanat eserlerine & sanatçıya çok saygılı olduğu pek çok kişi tarafından belirtiliyordu zaten.

sosyal medyayı takip edemeyen arkadaşlara bilgilendirme olsun diye paylaşmak istedim.

sevgiyle


Kiralık Aşk

22-04-2016

selamlar ka perileri

"bu bir itiraftır"
okulda türkçe matematik bölümü mezunuyum. uzay geometrisi dahil tüm matemetik derslerini aldım. öys'de 53 matemetik sorusunda 52 net yaptım. çalıştığım uluslararası firmade satış planlama müdürlüğü yaptım kısacası çevrem ve kendim beni oldukça "analitik" olarak tanımlar amma ve lakin dünden beri kafayı sıyırdım. adeta devlet bahçeli misali bölümlere 12 ekleyip çıkarıyorum. 7 ile çarpıp bölyorum. y'dan bölümlerin sahnelerine bakıp link kurmaya çalışıyorum ama nafile. şuanda devreler yandı.

oysa hülya, gölcüklü ve wolfsing, sizleri okuyunca evet diyorum çok mantıklı. bak nasıl düşünemedim. hadi bir hesap yapıp başlantı kurayım diyorum ama nafile... neyse siz yazmaya devam edin lütfen ben okuya okuya anlayacağım, çözeceğim bu işi sanki. seviyorum size :)

akşamdan beri 12'ye ulaşamasam da 7 rakamını oturtabiliyorum bir yerlere (bu konu daha once yazılmış olabilir hatta ben bile yazmış olabilirim. dedim ya kafa yerinde değil şu saatte artık. tekrar ise kusura bakmayın)

gökkuşağındaki 7 renk, bu renklerle temsil edilen 7 çakra ve 7 çakranın ifade ettiği 7 biliç düzeyi. bu 7 bilinç düzeyini defne’nin ömer’e “ ya eşsizsek? ya bu koca evren hepimizi eşit derecede seviyorsa? ya hiç birimizin hayatı aslında diğerinden daha önemli değilse? ya biz bir yıdız oluyorsak” dediğinde düşünmüştüm ilk. 7. bilin düzeyinde
gökkuşağındaki 7 renk sırayla kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, açık mavi, çivit mavi ve mor. bunlar aynı zamanda 7 çakranın da sırayla renkleri ve bu çakralar ve temsil ettikleri ise:
maddi çakralar
ihtiyaçlar - 1.kök çakra/muladhara: dünya enerjilerine açılan merkez, yaşam enerjisi, temel yaşamsal ihtiyaçlarımız, ilkel ya da içgüdüsel yönlerimizle ilgilidir. fiziksel farkındalık, kuvvet, kalıtım, güvenlik, tutku ve itimat. aile, para ve iş ile ilişkileriniz. fiziksel ağrı ve zevk. fiziksel dünyaya bağlantı. kundalini enerjisinin merkezi. “olma” ve “olmayı kabul etme” kavramlarını belirtir. tekamülün ve kişiliğin inşasının temelidir. enerji, kendini – ifade, ihtiras ve istikrar gibi yönleri kapsar. duygusu: kabullenme - prensip: fiziksel var oluş - rengi: kırmızı - gerçeklik: sahip olmak - ana konu: hayatta kalma
arzular - 2.sakral/karın çakrası/svadisthana: cinsellik ve yaratıcılık merkezi. bedendeki şuursuz faaliyetler, cinsel dürtüler ve otomatik güdüsel ilişkilerle ilgilidir. yaratıcılık, sosyal farkındalık, öfke, duygular, korku, besleme içgüdüsü, gıda ve seks ile ilgili idrak/duygular, gereksinimler. başkaları ile ilişkileri ayarlayan hislerin akışı. hislerin alma ve verme dengesi. bu iki çakrada da en güçlü ve en sorunlu cinsel bağımlılıktan üreyen, karmanın tohumları saklanmaktadır. duygusu: değişim - prensip: varlığın yeniden yaratılması - rengi: turuncu - gerçeklik : hissetmek (duyum) - ana konu : cinsel enerji ve duygular
güç - 3.solar plexus/manipura/güneş sinir ağı çakrası: ego ve güç merkezi/dünyadaki mevki. entelektüel farkındalık, başarılar, irade, ego yansıtmaları, hayati enerjiler, kontrol ve kendiniz olma özgürlüğü. burası egonun bulunduğu yerdir. “içgüdü”, “hissetme” ve “olma” burada bütünleşir. duygulara ve imajinasyona bağımlılıktan üreyen karmanın tohumları saklanmaktadır. duygusu: kararlılık – prensip: varoluşun oluşumu - rengi: sarı - gerçeklik: sevmek ve sevilmek - ana konu : güç ve enerji
manevi çakralar
birlik - 4.kalp çakrası/anahata: sevgi ve şifa, paylaşma, adalet merkezi. duygusal ve güvende olma farkındalığı, varoluşun daha üst ve daha alt planlarını birleştirir. zaman hissi ve ilişkiler. çakra sistemlerinin merkezi. estetik ani tesirler hislere çevirilir. özgürce sevme yeteneği – korkusuz veya ben – bilinçliliği olmadan- burada üretilir. negatif duygular nötralize edilir. kabul veya tahammül ile iyileşme. kendine – saygıyı davet eder/hatırlatır ve yükseltme hissi canlanır. “ruh’a giriş kapısı”. bu çakra bedenimizin, zihnimizin ve ruhumuzun hissetme merkezidir. bu çakra ile mutluluk, üzüntü, haz ve acı hissedersiniz. kendimiz ve başkaları için sevgimizi, güzelliği takdir etmeyi ve merhametimizi kontrol eder.burada sevgi ve şefkatle ilgili tohumlar saklıdır. duygusu: sevgi - prensip: kendinin ötesini sevmek - rengi: yeşil - gerçeklik: sevmek ve sevilmek - ana konu : evrensel, koşulsuz sevgi
ifade - 5.boğaz çakrası/visudha: ifade /iletişim, felsefe merkezi. iletişim, ifade ve yüksek düşünsel süreçlerle ilgilidir. fikirlere ait farkındalık. konuşma, işitme. duygular kahkaha veya ağlama gibi ifadelere dönüştürülür. sanatsal ifade. arınmayla ilgili karma tohumları saklanır. duygusu: dürüstlük - prensip: varoluşun ifade edilmesi - rengi: turkuaz mavi - gerçeklik: konuşmak ve işitmek (yaratmak) - ana konu: iletişim ve yaratıcı kendini – ifade
aydinlanma - 6.alınçakrası/3.göz/ajna: algı,sezgi, farkındalık ve bilgelik merkezi. yüksek düzeyde kendi kendinin farkında olma, içsel vizyon, mutluluk, neşe, zihin gücüyle ilgilidir. sezgisel farkındalık. düşünce, içsel ve dışsal görüş, vizyonlar ve rüyalar. yaradılış’ın fiziksel olanın ötesindeki parçasına bağlanma. spiritül konuları “bilme”. psişik gücün merkezi. bu çakra hislerimiz, duygularımız, görüşümüz ve psişik yeteneklerimiz ile ilgilidir. ayrıca bu çakra ile düşünür ve kararlar veririz. ancak, en önemlisi bu çakranın bizi dünyasal planın ötesinde olan spiritüel ve daha yüksek seviyelere bağlamasıdır. üçüncü göz zihnimizi, kulaklarımızı, bilinçaltımızı, rüya durumumuzu ve hafızamızı ve öğrenme kapasitemizi kontrol eder. ayrıca örneğin duru görü, telepati ve aura hissetme gibi psişik hislere açıklığımızı kontrol eder. bilgelik tohumları saklanmaktadır. duygusu: bilinç / bilgelik - prensip: varoluşun bilinmesi - rengi: lacivert - gerçeklik: görmek - ana konu: sezgi ve algı
yükseliş - 7.tepe/taç çakra/sahasrara: kozmik bilinç, bütüne ulaşmak, manevi kavrayış, birlik, bütünlük, ruhsal enerjilere açılan merkez. kendini bilme, en yüksek şuurluluk ya da aydınlanma ile ilgilidir. imgesel farkındalık. evren ve tanrı – bilinçliliği ile bağlantı, spiritüel, gerçeğin içine çekme ve bilme. kozmik enerjiler ile saf ruh ile karşılaşma. tüm var olan ile bağlantı. rüyalar ve vizyonlar, umutlar ve gerçekleştirmeler bu çakra ile gerçekleşir. inançlar bu çakra altında gelir. eğer gerçekten yaşamınızdaki hedeflere adanmışsanız bu çakra önemlidir. duygusu: birliği hissetmek - prensip: saf varoluş - rengi: mor- gerçeklik: bilmek - ana konu: ruhu anlayış

tüm bunlar da bana bilincin 7 katını hatırlatıyor; altan üste doğru sıralandığında;
1.güvenlik merkezi ( uyandırdığı duygular; korku, üzntü kaygı, endişe = mutsuzluk ve yalnızlık merkezi )
2.duygu ve haz merkezi (uyandırdığı duygular; düş kırıklığı, engellenmişlik, sıkıntı ... seksle doyumu arayışı yani arzular haz saplantısı )
3.güç merkezi ( uyandırdığı duygular; her şeyi kontrol etme ihtiyacı, huzursuzluk, öfke, nefret ...)
4.sevgi merkezi ( her ne oluyorsa o şimdi ve burada pekala ...olana kabul verme )
5. bolluk merkezi ( dost bir dünyada herkes sanki size çalişiyormuş hissi herşey bol ve bereketli )
6.bilinçli farkındalık merkezi ( diğer 5 merkezdeki dramin gözlendiği tiyatro oyuncusu olduğun bilincini taşimaktir her an derin bir sesszilk ve kabullenme ...)
7.kozmik bilinç merkezi ( öz farkindaliktan saf farkindalik oluşu 2lik ten tekliğe variş )


bence defne - ömer - sır üçgeni de böyle bir süreci takip ediyor.

umarım bu yazım da bir yerlede dizinin örgüsünü çözmeye yardımcı olur...
olmadı cuma heyecanına verin lütfen.

sevgiyle

Kiralık Aşk

21-04-2016

sevgili kiralık aşk perilerim,

wolfistg, gölcüklü ve hülya analizlerinizi çok beğeniyorum lütfen devam edin. senaryolara bayılıyorum, büyük zevkle okuyorum. yazılarınızla beynimi çalıştırmaya çalışıyorum. sıla35 (sıla 100. bölüm için çok heyecanlıyım… ) , karakedi, (iyi tatiller. bol bol enerji ile geri dön lütfen, senaryoların için çok sabırsızım.) baküden sadaget, gülçin senaryolarınızı bir yerde toplamaya ne dersiniz, bazen dönüp dönüp okuyorum keyfim yerine geliyor. tüm senaryo yazan arkadaşlar süpersiniz. belki okur yazar bize bu tarz bir alan sağlar. ne olur kusura bakmayın hepinizin ismini tek tek yazamıyorum ama hepinizin yazılarından çok şey öğreniyorum. sağ olun zenginleştiriyorsunuz beni.

ömer sırrı biliyor mu? bilmiyorum ama biliyor ise bu kadar acı çekmeleri ve yıpranmaları biraz tuhaf gelmiyor değil hani. ama biliyor diyen arkadaşların analizleri de çok güçlü.

gelelim 2. fargmana. ilk izlediğimde böğrüme öküz oturdu resmen. bi bunaldım ama sizleri okuyunca biraz da düşünmeye başladım. eee burada o kadar güzel şiirler paylaşılınca şiirli bir fragman evrenden bir mesaj mı dedirtti ban. dizi ekibi ile, meriç hanım ile aramızda telepatik bir durum var bence.

şiir üçlemesi:
ilk olarak şiir okuyan erkeklere bayıldığımı bir daha söylemek istiyorum. hele sesi güzelse, hele okuduğu şiiri seviyorsam, hele bay iplikçi okuyor ise işte o zaman dağılıyorum… şiir ömer ile sinan arasındaki ilişki için mi yoksa defne ile ömer ilişkisindeki bir dönüm noktası için mi bilemedim. ama şiirin tamamını okuyunca bir arkadaş, bir dost ya da kardeşe okunmazmış gibi geliyor. ben ömer’in defne ile ilişkisini sorguladığı ya da daha çok kendi aşkını sorguladığı kanısındayım.
bu hafta yine üçlemelerden bahsettik ya aklıma geldi: ömer’in 3. defa şiir okuduğunu duyuyoruz. her biri defne ve ömer’in aşkının farklı bir düzleme taşındığı bölümlerde okundu.
1 – beni bu havalar mahvetti şiiri (ömer neci ile birlikte okumuştu) – 13. bölümde defne ile artık bir ilişkiye başladıkları bölümde gelmişti. 12. bölüm ömer defne’ye ben varım, eminim artık dedi ve ilk defa aşklarını konuştular. 13. bölüm sonu beklenen öpüşme gerçekleşti ve 14. bölümde dağ evinde baş başa kaldılar.
2- sevme beni (ömer rüyasında eskrim yaparken okumuştu) – 24. bölüm bu şiirle başladı. şiiri okurken ömer kiminle olduğunu hala bilmediğimiz bir eskrim maçındaydı. (hala ömer’in karşısındakinin kendisi mi? defne mi? yoksa aşkı mı (kalbi ile beyni mi)? bilemiyorum ama bölüm geneli itibari ile kalbi ile beyni olması yüksek olasılık) 23. bölüm sonu itibari ile ömer meşhur bankta güvenmiyorum diye defne’yi terk etmiş ve 24. bölümde birbirleri olmadan eksk olduklarını ve birbirlerinin yörüngesinden çıkamadıklarını anladıkları bölüm olmuştu.
3- herkes kadar, ker şey kadar, sen kadar – 43. bölüm. an itibari ile artık nişanlı olduklarını herkese ilan etmeye başladılar. ömer annesinin yüzüğünü bir daha çıkartılmamak üzere defne’ye taktı. birbirlerini kıskanıyorlar. beklenen tehlike deniz ve fikret’ten gelebilir. deniz yine para meselesi ile ortalığı karıştırabilir ama bence düşük ihtimal. fikret ömer için son kozunu oynayarak sırrı söyleyebilir. ki anka kuşu olayı bibi ömer’in dinleyeceğini, defne konusunda fikret ile konuşacağını pek düşünmüyorum. sürpriz: araları iyice gerilen ve sinirine hakim olamayan sinan’ın sırrı söyleyeceği. bu durumda ömer ve sinan’ın sesinden şiiri dinlemek anlamlı olacaktır. her ikisi de her ruhları bunaldığında içi sıkıldığında yaptıkları gibi basketbol oynayacaklar ama ilk defa ayrı ayrı. kendileri ile yüzleşecekler belli ki.

atarlı defne’nin saçını çok sevdim. bence çok güzel olmuş. umarım galo’ya yürüyordur. yarını 4 gözle bekliyorum.

son olarak fragman ile gelen can yücel şirine yine can baba’dan bir başka şiirini hatırlattı bana. sanki ömer defne’ye aşkını anlatıyor bu şiirle…

“seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek… aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi… isırmazdım dilimin ucunu… özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. islanmazdım yağmurlarda… yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki…
ya aklin başka yerlerdeydi ya yüreğin…”
sevgiyle

Kiralık Aşk

20-04-2016

ka perileri
bir şey dikkatimi çekti. f'daki dizinin resmi sayfasında 4 saat once 17. bölümdeki defne'nin kıskançlık krizi sahnesi paylaşılmış. hani arabada sabah işe giderken iz telefon edip beni alın diyor da şükrü de size bıraktığım otelden değil mi? diyor ya o sahne.

takip ettiğim kadarı ile genelde eski bölüm video'ları paylaşmıyorlardı. bu kadar eski bölümden bu sehneyi neden paylaştılar acaba?

sizinle paylaşmak istedim.
sevgiyle

Kiralık Aşk

13-04-2016

allahım ne güzel senaryolar, paylaşımlar analizler var bu hafta... siz yazmasaydınız nasıl geçerdi bu hafta bilemedim.

herkes kendini aşmaya başladı artık paylaşımlarında. ruhunuza ve kaleminize sağlık. isim yazamıyorum her birinizin yazısı ayrı ayrı kapılar açıyor kalbimde artık.

o değil de ben sürekli kılavyede f5'e basar oldum bir an once senaryo okuyayım diye. bir nevi gel cuma, gel foto, gel özet, gel fragman zincirine gel senaryo eklendi.

gamze'm aşkı hissetmek için dolu dolu atan bir kalp bir de güçlü ruh lazım. hissedebiliyorsak şanslıyız, yaşıyoruz demekki...

seviyorum hepinizi...

gamze gönderdiğin balonlar ömer'in evine ulaşmış...

Kiralık Aşk

13-04-2016

sevgili kiralık aşk perilerim,

mevlana aşkı tarifi ederken “aşk sandığın kadar değil yandığın kadardır.” demiş… biz de cuma akşamları oturup başladık alev almaya…

bir yaz akşamı ufak bir esinti ile başladı her şey. zamanla esinti rüzgara dönüştü. bir yerlerden esen rüzgarı fark etmeye başladık ılık ılık… bir yanda içi kıpır kıpır alev alev yanan bir kızıl güneş bir yanda kendini hep saklamış, zorlamış bir buzlar prensi. ne derindi aslında her ikisinin de kendilerine sakladıkları; kitaplar, şiirler, müzikler anlatmaya çalışıyordu olanları. yaz rüzgarı bizi biraz serinletecek diye beklerken alev aldı her yer. kızıl güneşin alevi önce görünen sonrada görünmeyen buzlarını çözmeye başladı yavaş yavaş. birleştiler sonra bir oldular, bu sefer çağlamaya başladılar hiç durmadan birbirlerinin yüreğine. içlerindeki aşk ve tutku o kadar büyüktü ki önlerine hangi engel gelirse gelsin hızlıca aşıyorlardı. zamanla şiddeti akan ve karşı koyamadıkları akış hızı, duygu seli o kadar büyüdü ki hep birbirlerine çarpmaya başladılar. kış vakti gelip de sertleşen rüzgar canlarını acıtsa da yine bu acıları bir tek kendileri dindirebildi. göz yaşları ekleniyordu suya arada bazen sevinçten bazen acıdan.. soğuk sert kış rüzgarı dudaklarımızı çatlattı öpülerek iyileşmeyi bekledik. gözlerimizi yaşarttı, acıttı bir ufak buseyi bekledik akan yaşlarımızın üzerine. sonra birden, aniden duruldu tüm akan sular kızıl bir göl olup mucizelere inandıran yıldızları yansıttı bize… o yaz akşamı başlayan rüzgar hızlandı, kastı kavurdu, yordu tüm yürekleri, şimdi bahar rüzgarına dönüştü, taze çiçek kokularını getiren ruhumuza.. serin serin omuzlarımıza, boynumuza saçımıza çiçek kokuları bıraktı. sonunda vazgeçilemeyeceğini anlattı aşkın. içimizi serinletmedi hiç aksine bir kıvılcımla kırmızı, turuncu, mor renklere bürünüp koskoca bir yangın çıkardı. ruhumuzdaki ateşi körükledi.. şimdi burnumuza metabolizmamızı hızlandıran, koklayınca öksürten :) ama yüzlerce baharattan kendilerine has acı tat ve kokuları ile vazgeçilemez olan tarçın ve karabiber kokusu getirmeye başladı. tadını aldık bir kere artık ne bizim ne de vuslatla daha da harla yanmaya başlayan çiftlerin vazgeçilemezi oldu. şimdi sıra artık karabiber ve tarçını kahveye atmaya geldi…

topraktan ateşten ve denizden
doğanların
en mükemmeli doğacak bizden...
... ve insanlar ellerini
korkmadan
düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak
yıldızlara bakarak:
- "yaşamak ne güzel şey!"
diyecekler; …. (nazım hikmet)

sevgiyle

Kiralık Aşk

13-04-2016

aman allahım sana geliyorum. t'da alisami diye birisi gökhan türkmen'in bir öykü şarkısına deföm klibi yapmış. dizinin ilk bölümlerinden son bölümüne kadar deföm'ün muhteşem sahneleri ama hem şarkı melodisi hem sözleri hem de klibin sonu feci. ay gece gece ağlayacağım resmen. sonunu hadi yazayım. defne trafik kazasında ölür ve ömer kavaklıkta defne için ağlar...

Kiralık Aşk

12-04-2016

sevgili kiralık aşk perilerim,

ne kadar güzel senaryolar, hikayeler ve yorumlar var. sürekli takipteyim ama yazamadım bir türlü zaman bulup. tekrarlarım olursa ne olur kusura bakmayın sürekli takip etmeye çalışıyorum ama size yetilmek zor oluyor. cuma gününü beklediğim heyecanla bekliyorum sıla35, karakedi, baküden sadaget, gülçin senaryolarınızı.

gülgüncüğüm nice yıllara aşkla…

yasemin p. hiçç yanlış anlamam, olur mu öyle şey. şahsen ben de çok şaşırdım. şaka sanman normal. zaten 2-3 bölüm öncesine kadar özetler kafamı daha çok karıştırıyordu, şimdi bu kadar açıklayıcı özet hepimizin içine kurt düşürüyor, inanamıyoruz bir türlü.

gelelim konu başlıklarıma:

--> magazinsel:

bildiğiniz gibi dün elçin sevgilisi ve kerem fırtına ile beşiktaş maçına gitti. bu sabah itibari ile elçin hanım ve yunus bey’in stad dışında beklerken yanyana, sarılmış vs. fotoları düştü. dün barış da etilerdeki avm’ye tek başına gidip spor giyim eşyaları almış. arabasını beklerken bir video çekmişler final var mı? diye soruyorlar. barış da “daha belli değil. devam eder, her şey yolunda gidiyor yaaa.” diyor. keyfi de pek yerinde.

--> bölümsel & dizisel:

ben geçen bölümü aslında son 2 bölümü çok beğendim. güldüğüm, hatta kahkaha attığım sahneler oldu. en çok defne ve ömer’in ofisteki, ömer’in evindeki ve defile öncesi kulisteki kıskançlık konuşmaları yaptıkları sahneleri beğendim. özellikle barış çok iyi oynamış bence. bu bölümden beklentilerime gelince:

fotolarda da gördüğümüz gibi bu bölüm kaldığı sahneden başlayacak. şimdiye kadar kendi kendimi kibar bay iplikçi nezaket ve sahne kuralları gereği fikfik’in elini tuttu diye telkin etmeye çalışsam da son gördüğüm fotoda eller tutulu şekilde indirilmiş fikrete bakarak gülümseyen ömer’i görünce çok sinir oldum. (ne yalan söyleyeyim benim bile içim cız etti ilk gördüğümde) bu sahne itibari ile defne’de film kopar bence. çünkü defne korkuyor: fikret sırrı ömer’e söyleyecek diye korkuyor. fikret, deniz, sude ve fikfik tehlikesinden korkuyor. sırrı öğrenen ömer beni dinlemeyecek diye korkuyor. beni terk edecek diye korkuyor. ömersiz hayat nasıl olur bilemediğinden korkuyor. çünkü defne güvenmiyor: hala kendinin ve kadınlığının hiç farkında değil. ömer’i ne hale getirdiğini fark etmiyor. sen kim ömer kim diyen nero’nun söyledikleri aklında sürekli dönüp duruyor ve kendini ömer’e yakıştıramıyor. kendine güvenmiyor. sahildeki bankta sana güvenmiyorum diyen ömer hala sana güveniyorum diyemedi. selim’den kıskanması her ne kadar defne’nin ruhunu okşasa da ömer’in kendine güvenmesine güvenemiyor. aslında hem ömer’i hem de defneyi aşkları yakıp kül etti ama her ikisi de tam farkında değiller. her ikisi de birbirleri olmadan nefes dahi alamayacaklarını biliyorlar ama bu aşkın karşılıklı büyüklüğünü daha idrak edemedikleri için. sadece kendi tarafların gördükleri için aşkının büyüklüğüne güvenemiyor. daha önce sizlerin de yazdığı gibi bence defne aradan çekilmek (ki bunu bence sadece ömer’e dile getirecek çekilmeyecek) ve galo bile olsa savaşmak arasında gidip gelecek.

bir de galo’nun ömer’in ensesinden huylanma meselesini bilme konusu var. malım patlamayacak silah sahnede yer almaz. bu konu da defne’yiz üzecek. belki de party’de patlayan konfeti vs. ömer’in ensesine yapışacak bunu almak isteyen sinan ya da başka birine fikret ömer’in ensesinden huylandığını söyleyebilir. bu nokta ise defne için artık bardaktan damla değil de selleri boşaltabilir. düşünsenize sadece sevgilinizle size özel olduğunu düşündüğün bir şey, ki bu da huylanma vs. gibi bence kişiye özel bir nevi mahrem sevgilinize aşık başka bir karşı cins tarafından biliniyor. bence nergiz’in de tüyolarında da bahsettiği ömer’in defne’yi çok üzmesi ve kırması bununla olacak. elini tutması bir nevi gereksiz kıskançlık gibi görülebilir ama böyle bir olay açıklanması ve hatta affedilmesi daha zor olacaktır.

şimdi biz diyoruz ya aslında ayrılık sonrası yine yansımalar yaşanıyor ama farklı sonuçlanıyor diye. buradaki party’de bence 17. bölümdeki sude’ye hoş geldin partysinin yansıması olacak bence. o party ile sude’ye hoş geldin deniyordu. bu party ile galo’ya güle güle diyeceğiz artık bence. o party’de herşey bitti diyen defne’yi iz’in elinden tutarak terk eden ömer bu sefer zorla defne’nin elinden tutup çıkaracak belki de. bu olmasa bile kimse kimseyi bırakıp gitmeyecek. bu party’de yaşananlar biraz daha uzun vadede (yani bölüm sonunda) deföm’ü daha da yakınlaştıracak… nergiz’in tüyosundaki gibi kırgın da olsa after-party’e katılacak ve bombeler patlayacak. asıl bombe arada tartaklanan koriş’e patlamış ama koriş’in de dediği gibi bomde’nin kaynağı defne. büyük ihtimalle sizin söyledikleriniz gibi ya deniz yada başka biri defne ile ilgilenecek ve zaten selim yüzünden kıskanan ömer deli olacak. bence defne buna kırılacak hem selim hem de party’de yaşananlar nedeni ile bana güvenmiyorsun gibi. sonuçta ertesi gün işte her ikisi de birbirine tavırlı oldukları fotolardaki ve fragmanın ilk görüntülerinden belli.

bir de bu galo diziye dünyaca ünlü modacı diye girdi ya… elbette tüm gazetelerde ve magazinlerde galo & iplikçi çifti büyüledi. muhteşem beraberlik. aşk mı doğuyor? gibi haberlek çıkacak bence. o nedenle de herkes defne’nin odasına gelip hani evleniyordunuz falan diye soruyor ve defne ofisin önünde zor atıyor bence kendini, çok üzgün bir yüz ifadesi var defne’nin.

bu noktada da devreye sinan girecek…
ve sinan. aslında şu ana kadar sinan’a nasıl kardeşim dediği kişiye aşkını yaşaması için yardım etmez diye kızıyordum ama galiba yanılmışım. bu ilişkiye en çok yardımcı olan kişi sinan oldu:

- defne sinan sayesinde ömer’in asistanı oldu. (sinan neriman’a oyun için ok vermeseydi defne ömer’in hayatına giremezdi)
- ömer defne’ye karşı hislerini sinan nedeni ile yaşadığı kıskançlık nedeni ile daha hızlı kabullendi.
- istifa eden defne’yi kendi asistanı yaparak ömer’in gözünün önünde tuttu ve ilişkilerine ivme kazandırdı.
- dağ evinde defne’nin terk ettiği ömer’i dizginleyen, onu anla dedi.
- dağ evi olayı sonrasındaki ödül töreninde sırrı anlatacak defne’yi ömer’in dinlemeye hazır olmadığını bildiği için susturdu, engelledi.
- tüm yaşanan gel gitlerde defne’ye destek oldu. yanında olduğunu hissettirdi. ömer’i en iyi tanıyan kişi olarak defne’yi ömer’in yörüngesine soktu. annesinin ölüm yıldönümü gibi önemli anlarda ömer’in yanında olmasını sağladı. ömer’e defne ile aynı merkez etrafında döndüklerini hatırlattı.
- beraber çizim yapmalarını sağladı. aslında birlikte nefes alabildiklerinin farkına varmalarını sağladı bir yandan.
- artık sırrı taşımaktan yorulup tüm bentleri kırılmak üzere olan defne’yi ve ömer’i yazlık evine göndererek ve birbirlerinden daha da vazgeçilemez yapacak vuslata vesile oldu.
- şimdi de ufak bir oyunla önce seminere ikna edecek. sonra birbirlerini kıskanan bu ikiliyi yalnız bırakma riski ile suyu bulandıracak ve buzların kırılmasına vesile olacak.

galiba cümbül cemaat koriş’e geçmiş olsuna gidiliyor. neriman, necmi, sude, ömer, sinan, yasemin herkesler koray’ın evinde. galiba akşam. defne hariç herkesin kıyafeti aynı. ömer defne’yi o akşam özel bireyler yapmak için ikna edecek ve defne koray’ın evine üstünü değiştirip gelecek bence. burada da neriman elinde bir dergi ile hem özel olarak hem de koray’ın yanında defne ile konuşuyor. galo’nun biletini kesme meselesi. burada yaptığınız yorumlara katılıyorum. dededen korkan neriman sırrı bilen fikret’i tehlike olarak görecek ve uzaklaştırma planlarına başlayacak.

akşamında da ömer’in defne’ye sürprizi. katılıyorum sizlere yıldızlar altında tekrar evlilik teklifi ama bu sefer “benimle evlenir misin?” şeklinde ve yüzüğün bir daha çıkmamak üzere takılması. (3. ve son defa olacak) dilek ağacı süper bir fikir. ömer hep benim için söylediklerinden çok yaptıkların önemli diyordu ya. şimdi ömer öyle bir ortam yaracak sadece ikisine özel. yıldızlar vs. gibi onlara özel şeyler ile bence “seni seviyorum”u yaşatacak önce defne’ye sonra söyleyecek. geçen bölümdeki seni seviyorum hiç ömer’in tarzı değildi. sizin de belirttiğiniz gibi ömer kendine söyledi bunu. şimdi ise defne’ye söyleme zamanı. 2. vuslat olabilir bence böyle özel bir gecenin ardından.

bir de geçen hafta ömer’in evinin dekorasyonu değişmiş fotolar gelmişti. defne’nin deniz’den çek aldığını öğrendiğinde ömer’in siyaha boyadığı ve sonradan alışveriş listesi yapılan duvar tekrar beyaza boyanmış. bence burada geçmişe sünger çekiliyor. girişteki kapının yanındaki kırmızı konsolun yerine siyahı gelmiş, üzerinden sır topu kalkmış. deri koltuklar yerini kadife koltuklara bırakmış, salondaki cam orta sehpa ahşap doğal görünümlü sehpa olmuş. duvardaki maviş gidip yerine fesli gibi bir adam resmi gelmiş ve salona mor bir halı serilmiş. hani defne’ye çok yakışan ve defnenin ömer için seçtiği mendilin rengi olan mor. bence bunlar yavaş yavaş yapılan evlilik hazırlıkları. 14. bölümde şehirdeki soğuk evde defne’ye benzesin istiyordu ya ömer benzetiyor işte defne evi kendine. önce bahçedeki çiçeklerle başladı şimdi dnasına giriyor ömer’in hayatının. sabırsızlıkla bekliyoruz bunları görmeyi de…

son olarak ben kıskanan ömeri çok seviyorum. hep görmek istiyorum. hyper ego bay iplikçi ne de güzel kıskanıyor. barış da çok güzel yapıyor ama bakışlar, tavırlar, konuşmalar.

sevgiyle…

Kiralık Aşk

12-04-2016

selamlar ka perileri,

passioniss çalışanları finançı kız ve çocuk (hani kriz zamanı ömer ve sinan ile toplantı yapanlar) zeynep ozan kıvanç vs. bir video paylaşmışlar. set öncesi karavanda hazırlık yaparken dans ediyorlar. "sabah sabah güzel enerjimizle caravanda set öncesi hazırlık çılğınlığı" yazmışlar. lokasyonda "etiler" yazıyor. yani ofis çalışanlarının seti ofiste değil ömer'in evinin olduğu yerde. neler oluyor aceba? ofis çalışanları neden ömer'in evine gelir ki?

aceba defne'ye doğumgünü sürprizi mi var? yada arkadaş arası nişan kutlaması gibi bir şey mi? ??? bilemedim.

sevgiyle

Kiralık Aşk

01-04-2016

saat ne oluyoruz yaaa karatmayın güzel ruhunuzu. defne iso'nun sözleri sayesinde eski cevval tuttuğununkoparan olacak. bizim istediğimiz cevval güçlü kadın olacak bu geceden sonra... aşkı için dünyayı yakacak şimdi önce birbirlerini yaksınlar sıra nergisin dediği gibi nero, sude ve tranba şer üçgenine gelecek.
bu noktadan sonra oyun kurucu defne'dir diyorum.

Kiralık Aşk

01-04-2016

galo bölümleri harik ben çok eğleniyorum. kahkahalar bile attım uzun süre sonra.

ya düğün türkan & hulisi'nin olmasın. ay onlarına ne komik olur. eee defne şimdi rahat rahat ömer'e desin deden anneanneme yürüyor. büyük aşk var. büyük bir aile oluyoruz barışmanız lazım... güzel olur di mi? türkan'ın hattına barışır artık ömer de...
ay bi de benim naif kuşum defne'nin derdi de yatak değiştirmek... hay 1000 kunduz


Kiralık Aşk

01-04-2016

ya bi sakin olalım bakalım vuslat olacak diyorum ve bu aşamadan sonra ömer defneyi bırakmaz. o düğün defomındur. konuştuklarımız çıkıyo yavaş yavaş bakın. zaman atlaması(ok biraz farklındüşünmüştük ama olsun) düğün 14. bölüm yansıması. seni istiyorum şarkısıyla başladı.

mendil olayı var bakmamız gereken şimdiden daha üzerine yorum yapacağımız. ayşe kulin mehmet yaşin dünyalı - anadolulu (ömer ve defne meteoru mu?)

şimdi derin nefes alıp anın keyfini çıkaralım hep birlikte. şahsen yaşadığımın farkına varıyorum. nefesim kediliyi, kalbim çarpıyo...

Kiralık Aşk

01-04-2016

aman yaaa ne koşturmaca işten çıktım bakıcıyı gönderdim akşam babayla uyusun diyen kızıma rüşfet oyuncak aldım (ye allahım çocuk eğitimi temel'leri ile ilgili kestiğim ahlatlardan sonra bile bile ka için yaptıklarıma bakın) onları doyurdum sofrayı kaldırdım şimdşmpijama giymeye ikna edip baba kız oyun kurdurup kaçmam lazım. aaa çok az kaldınyeni bölüme de aman soluk soluğa başlıcam galiba yine

Kiralık Aşk

01-04-2016

hacer'ciğim,

benim bu diziye başlama motivasyonlarımdan en ön sıralarda gelenlerden biri de yakışıklı barış arduç idi. tabi kıskançlık durumu yaşandı bir müddet. ama dizinin benim haleti ruhiyemdeki pozitif etkisi ile bu aşamayı aştık şimdilerde. bu akşam kızıma eşim bakacak ben diziyi izleyeceğim. artık eşimden de tam destek noktasındayız. daha once de yazdım ya, inşallah bitmez noktasında eşim. biterse protestolara katılacağını belirtiyor:)

eklemek isterim ki benim eşim de barış'tan daha yakışıklı...

şimdiden aklımdaki saçmalıkla 1,500 bakalım gecenin sonunu nasıl bulacağız. hakkımızda hayırlısı...

sevgiyle

Kiralık Aşk

01-04-2016

sevgili kiralık aşk perilerim,

yazılarım ile ilgili beğenilerini ileten tüm arkadaşlarıma çok çok çok teşekkür ediyorum, çok mutlu oldum. biraz önce eski paylaşımlara baktım ve bazı yazıları görmediğimi fark ettim. okumaya kaldığım yerden devam ediyorum ama galiba daha önce görmediğim eski paylaşımlar araya giriyor bu yüzden atladığım olursa ne olur kusura bakmayın. mavi, semraant, mehveş, fenerli, hülyaksu, senay, hasret, nilgün, şeyma, suzal, şeyma, can, gülgün, hacer, güneş, rengi, kanada'dan sevgilerimle, fanes, nevin, gamze, gökil, selma, blk, özlem, hacer sizlerin mesajlarınızı okudum çok çok teşekkürler.

mavi’ciğim; sana özel mesaj yazmıştım ama şimdi ben de göremiyorum. mesajın ile çok dugulandım, biraz da ağlamış olabilirim. beni benden aldın canım benim. çok teşekkür ederim. seni seviyorum…( umarım bu sefer sana ulaşabilirim :)

- bu akşamki bölüm için beklentim:

defne artık içi, gönlü kaygıdan, sıkıntıdan, yalandan uzak bir şekilde, deli dolu seven, aşkını yaşayan bir kadın olarak; aşık olduğu adamın onu sarıp sarmalayan, ona güvenen, gücüne güç katan, çok, güzel ve özel seven kalbinin üstüne koysun başını dinlesin sevdiceğinin kalbini. ömer’in kalbince daha çok şey var defne’ye anlatacağı. ömer sevgi dolu kollarına dolansın sevdiğinin kızıl saçlarını, hissetsin defne’nin ürkek kalp atışlarındaki güçlü kadını, sevdiği için yapabileceklerini anlasın… sadece birbirlerinin duyabileceği kokuları burunlarından tüm hücrelerine yayılsın. yayılsın ki bir daha anlasınlar nefes almanın da nefeslerinin kesilmesinin de sadece bir nefesken olabileceğini. cemal süreya’nın aşağıdaki sözleri ile bir diyalog hayal ettim bu gece için:

ömer: bir isteğim var sadece senden, onun kokusunu al getir, onu saçlarını al getir, hatta mümkünse onu al getir bana rüzgâr. (defne’nin yine kaçtığını düşünüp kaybetmekten korkan ömer)
defne: çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini…
ömer: sesinde ne var biliyor musun? söyleyemediğin sözcükler var.
defne: bazen diyorum ki ne olacak söyle gitsin. sonra diyorum söyleyince ne olacak sus bitsin.
ömer: zaman lazım sadece, unutacaksın! nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını. kırılan kalbini de öyle unutacaksın. ( sır meselesi konuşulduktan sonra, defne’ye güvenip onunla olamayı seçen ömer’den kendi kendine sırrı unutmak için…)

- final olur mu?

okur yazar’cığım 1 nisan şakası yaptığını düşünüyorum!!! şu anda pek çok yeni diziyi tutundurmaya çalışan kanallar ve büyük bütçe ve büyük isimlerle işler yapmaya çalışan bir sektör var. sektörün içindeki dengeler her zaman rasyonel ilerlemiyor bence. çok iyi senaryolar, yapımcılar, senaryo ekipleri ve oyuncu grupları olmasa da izleyiciyi yakalayamayınca ya da konuyu ilerletemeyince erken finallerle karşı karşıya kalabiliyorlar. fakat bence kiralık aşk için durum biraz farklı. yaz sezonu için 13 ya da 20 bölümlük bir anlaşma ile işe başlayan ka ekibini inceleyince

1- yapım şirketinin, müge turalı ve haktan pak’ın sektör konusunda oldukça tecrübeli, öngörülü ve başarılı olduğunu düşünüyorum. bir önceki projeleri yıllarda özel bir dijital platforma yayınlanarak fenomen haline gelen, ulusal kanala geçtikten sonra final yapan izleyici talepleri doğrultusunda bir daha başlayarak toplamda 8 sezon süren 1 erkek 1 kadın. bu proje ile tecrübelerini sağlamlaştırdıklarını ve ka için de edinimlerini kullanacaklarını düşünüyorum. zaten şirketin şu anda hayata geçmiş başka bir projesi yok. dolayısı ile başarılı projelerinin sonuna kadar arkasında duracaktır.

2- senarya & meriç acemi: bildiğim kadarı ile 20 farklı dizide senarist ya da senaryo ekibinde yer aldı. en uzun soluklu ise ka yapım ekibi ile 8 sezonluk 1 erkek 1 kadın projesi oldu. yapım ekibinin kendini özgür bıraktığını ve bu nedenle güzel işler çıkartabildiğine inandığını söylüyor röportajlarında. çok geniş izleyici kitlesine ulaşan ilk dizisi olduğunu düşünüyorum. bu noktada kendi kariyeri için, hayallerini ve anlatmak istediklerini iletebileceği çok önemli bir fırsat bence ka dizisi. ayrıca popüler kültür içerisine sanatın tüm kollarını katabilen, seyircisinin hayaline sahneler bırakabilen ve başrol haricinde diğer karakterlerini de çok güçlü bir örgü ile sunabilen güçlü bir kalem bence. (bana prost’u, neruda’yı, s.ali’yi, dante’yi, c. süraya’yı, rossini’yi vs. hatırlattı ya senaryodaki kopuklukları, unutulanları, hataları aklıma getirmiyorum. olur o kadar) meriç hanım’ın güçlü kalemi ile hepimiz pek çok kadının hayalin güçlü, başarılı, karizmatik, kibar, yakışıklı, dürüst, zeki, adil, insancıl ve çok güzel seven bir ömer iplikçi (aşk ile törpülenen biraz anti-sosyal, hayata kırgın, güvensiz yönleri de olan) pek çok erkeği kendine hayran eden güzel, doğal, samimi, fedakar, zeki, dobra, becerikli, sosyal, iyi niyetli ve kocaman seven defne topal’ın naif, masalsı aşkına yelken açtık gidiyoruz.


3- oyuncu ekibi – bence mükemmel bir casting var. bu konuda ahkam kesecek bilgiye sahip değilim ama standart bir izleyici olarak en tecrübelisinden işine yeni başlayanına kadar her biri harika oyunculuk sergiliyorlar. en çok ön plana çıkan oyunculuklar bence; salih b., barış a., elçin s., onur b., kerem f., sinem ö. ve nergis k..


düşünsenize biz burada yazarken duygu ve düşüncemizi istediğimiz kadar uzun cümlelerle, betimlemeler daha da olmadı parantezlerle yazarken onlar pek çok duyguyu bakışlarla, duruşla ve mimikle anlatmak zorundalar. bunun düşüncesi bile beni yoruyor. örneğin barış ve elçin’e senaryodan ve yönetmenden “heyecandan titre, yüzünde çok şaşırmış bir ifade olsun, çok kızarma - sosyal medyada madara olmayalım, gözlerinde büyük aşk ve tutku olsun, sadece dudaklarına bak, bu arada sol elinle büyük bir şefkat ile saçını okşa, sağ elinle onu çok arzulayan fakat kendini zor tutan his yaratacakmış gibi beline sar, yüzleriniz öpüşecekmiş gibi olsun ama öpüşmeyeceksiniz.” şeklinde bir yönlendirme gelsin. düşünsenize tüm hikaye örgüsünden ve karakterden çıkmadan bunları aklında tut. hadi tuttun yaparken hissetmek için konsantre olman lazım ama etrafında yönetmen, sesçi, ışıkçı vs. vs. 20 kişi olsun. oldu olmadı, ışık döndü, ters açı girildi, dışardan ses geldi, rüzgar esti, su sıçradı …50 defa tekrarla. şimdi bir de bunun sağ-sol, ön-arka, alt-üst, aşağı-yukarı açısını çekelim. ha bi de yorgun olmamalısın (diğer işlerine de yetiş, sosyal sorumluluk alanında da faaliyet göster, özel hayatında var ona da zaman ayır ki motivasyonun yüksek olsun), aklında sevgilin, ailen, paparazziler, fanlar vs. olmasın. bir de 120 dakika olacak ve x güne yetişecek. valla allah kolaylık versin gerçekten çok zor iş yapıyorlar ama bence çok başarılılar.


diğer taraftan kadronun neredeyse tamamı bu dizi ile popülerlik kazandı ve adını duyurdu. eminim şuanda bunu arttırmak için yani başarılarını pekiştirmek için canla başla çalışıyorlardır. fakat bu da üzerlerine çok daha fazla yorgunluk ve stres yaratıyordur.

4- yönetmen ve teknik ekip – çok zor bir iş yapıyorlar. başarılı bir işi zirvede devir aldılar. daha önceden oluşmuş bir yapımcı, senarist, oyuncu kadrosu ve hatta izleyici ilişkisine sonradan dahil oldular. önce tam olarak duyguları anlayıp aktarmak gerekti. bu arada yok kafa kesk, yok hızlı geçiş, yok kopukluk vs., sizden öncesi muhteşemdi eleştirileri ile boğuşarak yukardaki dörtlünün konfor alanlarında kendilerine yer açmaya çalıştılar. en çok onlar için zor olduğunu düşünüyorum, hele ki iş duyguları yansıtmak olunca. ama son bölümlerde artık oturdu diye düşünüyorum. artık bence onlar da bu aşkı hissediyor ve hissettiriyor. bu arada sağlık sorunları da var. barış y. bey operasyon geçirmiş. geçmiş olsun diliyorum kendisine.

5- sorunlar ve kriz yönetimi: yaz dizisi olarak başlayan, küçük yaş grubunu hedef alan (15-25 sanırım) dizi daha ilk 3 bölümü ile birlikte her yaş grubunda çok yüksek bir popülarite ve başarı kazandı. oyuncularının büyük çoğunluğu bu dizi ile sosyal fenomen – yıldız oldular. sosyal medya’da her hafta tt oldular ve kısa sürede takipçileri milyonları buldu ve haklarında milyonlarca entry yapıldı. oyuncusundan ışıkçısına-sescisine, oyuncuların kardeşlerine kadar herkes takip edilir oldu. seyirciler oyuncuları, oyuncuların özel hayatlarını, yapımcıları, senaristi, yönetmeni, fragmancıyı, kanalı bir yandan sevgiye boğarken bir yandan da taciz eder oldular. bu konuda belki de bu kadar büyük bir olay yaratacaklarını beklemedikleri için biraz hazırlıksız yakalandılar bence. profesyonel destek almadılar ya da geç aldılar ve iş çığırından çıktı. bir yandan hayal ettiği hikayeyi yazmak için yapımcısından destek alan senariste, bir taraftan asılsız iddialar ile oyunculara, senaryonun sıfırlandığı ve seyirciyi mutsuz eden ayrılık aşamasında işi devralan yönetmen ve teknik ekibe veryansın başladı. barış’ın rahatsızlığı ve belki de meriç hanım’ın dizideki diğer karakterlerin de başrol kadar güçlü olduğunu göstermek istemesi nedeni ile deföm sahneleri azaldı. defne’nin (defne ile kendini bulan kadın karakterlerin) yükselişi beklenirken aşk karşısında kendini bulamaması, çok çirkin giydirilmesi, çoğu diyaloglarda saçmalaması, borç yüzünden basiretsiz kalması defne’ye yakıştırılmadı. bir de üstüne defne’ye alternatif kadın konuk oyuncuların uzun kalması ve sürekli kıskanan defne karakteri ve kimsenin kızcağızın elinden tutmaması seyirciyi raydan çıkardı. seyircinin çok sevdiği naif aşk hikayesinde mucizeyi, iyinin kazanacağını görmek için sabırsızlandıkça meriç acemi’nin aşkı ilmek ilmek örmesi reyting’lere yansıdı.

bence son 2 haftadır durumun ciddiyeti fark edildi ve bu hafta her ne kadar fragmanın geç verilmesi ile kızılca kıyamet kopmasına neden olsa da hepimizin beklediği vuslata adım adım gidiş, bunun çok naif ve dozunda yansıtılması, seyirciye merak etmeyin bu sefer ayırmıyoruz mesajının verilmesi ile kriz yönetiminde önemli başarı sağlandı. umarım bu akşam 1. sıraya yükselir dizimiz ve uzun soluklu nice sezonlara hep birlikte gideriz.

bir başka açıdan dizinin ve oyuncuların sosyal medyadaki popülerliği son dönemde reklam kampanyalarının artmasına da neden oldu. şu anda hem oyuncular, hem yapımcı hem de kanal için yaptıkları işin başarısının yanı sıra bu işi yapmanın temel nedenine parmak basıyor. reklam anlaşmaları yapılıyor ve para kazanıyorlar. 2 günde fragman izlenme sayısı milyonu geçti bile… şu an tüm taraflar için hem maddi hem de manevi tatminin en üst seviyeye ulaştığı nokta. ekonomideki yaşam eğrisi meselesi elbette ki zirve bir süre sonra düşüşe geçecek ama şu anki durumun sadece bir noktadan ziyade uzun soluklu bir doğru almasını diliyoruz. erken final ya da final kararı tüm tarafların zararına sonuçlanacaktır.

eğer final kararı alınırsa galiba en çok eşim etkilenecek. geçen hafta final olursa protesto gösterilerine katılırım vs. diyordu anneme  …

o zaman ne yapıyoruz. bu hafta hepimiz ekran karşısına geçip anın tadını çıkartıyoruz ve tag'e, tüm ekibe destek vererek biz de bu işin parçasıyız üstümüze düşeni yapıyoruz diyelim...

sevgiyle

Kiralık Aşk

31-03-2016

selamlar barış g ile avm'de yine marketten alışveriş yapmışlar. fragman sahneleri sonrası avm'ye gitmeseler çoook şaşırırdım. fenerli :((

(test) Kiralık Aşk'ta hangi karaktersiniz?

15-01-2016

sinan

(yarışma) Kiralık Aşk - Ömer'i ne kadar tanıyorsun? Test et, öğren :)

14-12-2015

Doğru: 2
Yanlış: 5
Boş: 0
Süre: 00:03:37
Puan: 13.2714
..

reklam veriletişim • © 2024 YazarOkur Dizi