07-05-2015
ben de yönetmen ve senaristlerin buradaki yorumları okuyacağı ve birazcık da olsa dikkate alacağı ümidiyle birşeyler yazmak istedim.
15-04-2015
ya allah aşkına. beyza neden gerçekleri söylemekten kaçiyor. efsun sizin kiziniz değil demiyor. hakikaten seyirci aptal yerine konuyor. ayiptir yaziktir.
06-03-2015
yorumlarınıza ben de katılıyorum arkadaşlar. gülserenin arkadaşı deryanın iğrenç olduğunu düşünüyorum. yazıklar olsun . zorla cihanı aklına sokuyor. kocasıyla barışmasına yardım edeceğine ya da en azından tarafsız kalacağına hiç sevmediğim bir karakter olmasına rağmen özkanla aralarını bozması evli bir kadın için ne kadar kötü. kendi başına gelirse acaba tepkisi ne olur? iki evliliği birden yıkmaya çalışıyor. öyle arkadaş olmaz olsun. derya karakterinden nefret ettim.
19-02-2015
arkadaşlar cansu ve ozan süt kardeş. yani, öz kardeş kadar yakinlar. süt kardeşler hem dinen hem de örf ve töre olarak kardeş sayilirlar. bunu unutmayin. ayiptir yahu başka bir ilişki beklemek çok çirkin.
17-02-2015
iyi akşamlar. benim adalet anlayışım mı farklı diye düşünmeye başladım. arkadaşlar, bir insan iyi olduğu için ya da hırçın ve kaprisli olduğu için o evde yaşamayı hakediyor denebilir mi? siz istermiydiniz? hastanede karışsaydınız ve gerçek ailenize 15 yıl sonra kavuşsaydınız, sadece huysuz veya gurusuz, paracı vb. olduğunuz-olduğumuz için insanlar bize"sen o aileyi haketmiyorsun" deselerdi, bu adil olurmuydu. yaa çıldıracaaamm. bu nasıl bir adalet duygusu. o zaman afrikadaki açlar, ezilenler, sömürülenler hakettikleri için mi bu durumdalar? ya da tüm zenginler iyi kalpli oldukları için mi dünyada en azından maddi sıkıntı çekmiyorlar? la havle çekiyorum. hazal kötü, o evi haketmiyormuş!!! ne biçim mantık bu, nasıl bir empati ekskliği. allah allah. bu dizinin izleyicileri olarak, başka değerlendirmeler yapacağımıza, sanki mahkeme kurulmuş, bizde yargıç olmuşuz da, cansu iyi kalpli, ,y, hayatı hakkediyormuş da, hazal kötü kalpliymiş de o yüzdeennn kesinlikle o evden ayrılmalıymış da. gerçek hayatta da allah korusun doğumda bebeklerin karıştığı haberlerini duyuyoruz. allah korusun hepimizi. üzüleceğinize, hepimiz mahkeme kurmuş kim iyi kim kötü ona göre aileleri hakkediyorlar tartışması yapıyoruz.
10-02-2015
arkadaşlar merhaba. bu bölümde en çok üzüldüğüm ve inşallah haklı çıkmam dediğim şey, özkan'ın hazal'a hiç de iyi gözle bakmadığı gibi bir endişeye kapıldım. alçak adamda her türlü pislik var. diğer taraftan, cihan başrol oyuncusu ona bir şey olmaz. eda herşeyi mahvetti. rahmi denen alçak adamdan arkadaşlar gerçek hayatta varki, senaristler yazıyorlar. allah, hepimizi böylelerinden korusun. senaristlerin, hazal'ın arkadaşlarının tepkilerini, davranışlarını inanılmaz bir gerçeklikle yazmalarına hayran kaldım. keriman'ın sürekli birşeyler yemesini hem de çirkin ve hayvani bir tarzda yemeklere saldırmasını pskologlara sormak lazım. hep diyorum ya, yazık olmuş hazal'a. bu hikayede tek mağdur hazal.
08-02-2015
hazal'ın kendi öz ailesinin yanında kalmasından daha doğal ne olabilir? allahım kafayı yiyecem. nasıl bir tepki bu? allah hiç birimizin başına vermesin. hastanede biz karışmış olsaydık. aynı şeyi yapmazmıydık? hazal'ı seveleim demiyorum. sadece haksızlık etmeyin yeter.
04-02-2015
arkadaşlar merhaba. burada haksızlığa uğrayan tek kişi "hazal" dır. sakın olaki karakterini çok beğeniyorum, çok iyi falan dediğim gibi bir şey anlaşılmasın. ben sadece şansızlık ve haksızlıktan bahsediyorum. bu hikayedeki tek mağdur hazal. en azından şimdilik. zira, çocukların değişmesi yüzünden hazal baba sevgisinden uzakta, çirkef bir halanın yanında üstelik yoksulluk içinde büyümüş. öte tarafta, gülserenin gerçek kızı cansu ise, mükemmel ilgi ve sevgi gösteren bir babanın yanında, kendisini çok seven bir abiyle birlikte büyümüş. dilara ya gelince. kaç defa cansuyu ne kadar çok sevdiğini söyledi. hazala karşı bir sevgi hissettiğini ise hiç belli etmedi. cansu o ailenin gerçek çocuğu olmadığı halde en güzel okullarda en iyi eğitimi alarak, at binerek, kayak yaparak, bolluk içinde yaşadı. yazık ki dilaraya kötü anne deniliyor. bu dünyadan habersizmişsiniz gibi. çocuklarını bırakıp kaçan, şiddet uygulayan, başka erkeklere kaçan, evde yemek bile yapmayan çocuklarına küfür eden, allah korusun hatta kızlarını pazarlayan anneleri hiç mi gazetelerde okumuyorsunuz. hayret ediyorum. ayrıca, bu dediklerimin sadece çocukların karişmasi gibi özel durumlarla ilgili yorumlar olduğunun altını çizmek istiyorum. dolayısıyla, bilerek isteyerek bir sahipsiz yavruyu evlat edinen anne babaları bu konuların dışında tutuyor, o insanların elleri öpülesi, saygıdeğer insanlar olduğuna yürekten inanıyorum. bizim bu hikayedeki derdimiz başka. kardeşim hazal'i sevelim veya sevmeyelim ama haksizliğa uğrayanin şansiz olanin sadece o olduğunu kabul edelim.
04-02-2015
arkadaşlar merhaba. cansu'nun dilara'ya karşı "odamdan çık ", "bütün derdin bu değil mi", vb. çıkışları, azarlamaları ne kadar saygısızca. buna rağmen, hala çok terbiyeli kız denilmesine hayret ediyorum. bir de cihan'a sen de gel istersen demesi, dolayısıyla gülseren'le arasını yapmaya çalışması da ayıplanacak bir durum. ozan'ın öz kardeşini kabullenmeyişi, dilara'nın hazal'a karşı soğuk tavırları vs.vs. hazal'ın emine diye hitap ederek emirler vermesi de ayrı bir saygısızlık. anlaşılabilir gibi değil. arkadaşlar, dilara'nın boşanmak istememesini gurursuzluk olarak görenleri anlamakta zorlanıyorum. kadıncağız iki çocuk doğurmuş, yuvasını niye dağıtsın niye kocasını başka kadınlara elleriyle teslim edip, nikahını versin. aşk bitince evlilik bitecekse, tüm evliliklerin sonlanması lazım gelirdi. biraz empati lütfen.
26-01-2015
arkadaşlar merhaba. 9. bölüm fragmanındaki bir sahne sanırım sizin de dikkatinizden kaçmamıştır. ya inanamıyorum. senaristler de yönetmen de türk seyircisini çok hafife alıyorlar. gülseren'in annesinin mezar taşında 1961 doğumlu olup 1985 yılında öldüğü yazıyordu. bu durumda gülseren 1985 doğumlu oluyor yani, 29-30 yaşında:)) bu durumda 13- 14 yaşında evlenip, 15 yaşında hazal'ı doğurmuş olmalı:)) tabiiki, nurgül yeşilçay nasıl montajda fotoşopla, çekimlerde de özel ışık ve filtre sistemiyle gençleştirilip güzelleştiriliyorsa, bu yetmiyor. çok genç, seksi, dayanılmaz dolayısıyla evli bir adamın baştan çıkmasına haklılık katacak :)) kadar genç de olmalı. ya da en iyi ihtimalle, gülseren'in annesi de (gerçeğinden allahım tüm gençleri korusun), 24 yaşında öldüğüne göre o da çok küçük yaşta anne olmuş olmalı. ben anlayamadım , nedir bu zorlamalar.
21-01-2015
burada anlamadığım şeylerin başında, "bir annenin kendi öz yavrusunu bulduğunda nasıl bu kadar umursamaz olabileceği" geliyor. tamamen gerçek dışı. hiçbir anne, gülseren ve dilara gibi davranmaz. ikisinin de kendi yetiştirdikleri kızları benimsemeleri, sevmeleri çok doğal. sevgi emektir. üstelik öz çocukları zannederek büyüttükleri için bu durum anlaşılabilir. ayrıca, emzirdikleri için de süt annesi oluyorlar. dolayısıyla, ozan ve cansu da öz kardeş kadar yakın sayılabilir. buraya kadar tamam. ancak, hayretler içinde izliyorum, kendi özbe öz evlatlarına her ikisi de ne kadar samimiyetsiz davranıyor. senaristler sanırım bu duygudan yoksunlar. hayvanlar bile yavrularına karşı içgüdüsel olarak farklı bir bağlılık ve sorumluluk hissederken bu dizideki saçmalığı anlamak mümkün değil. hele o dede olacak rahmi denen adamın bırakın öz torunu olmasını, herhangi bir genç kıza, çocuğa kötü davranması yemek yerken eline vurması ne kadar iğrenç. ozan deseniz başka bir vaka.