O Hayat Benim - diziyi ilk bölümden beri izliyorum. en beğendiğim ve yeni

O Hayat Benim

diziyi ilk bölümden beri izliyorum. en beğendiğim ve yeni bölümlerini beklediğim bir diziydi. ancak, gerçeğin ortaya çıkması geciktikçe gecikti. dizi kısır döngüye girdi. diziyi uzatmak için anlamsız hikayeler uydurulmaya başlandı. son bölümler, nuran, efsun ve hülya’nın aptal aptal yaptıkları ağız dalaşı şekline döndü. her olay, hemen unutuluyor. efsun hırsızlık yapıyor, aptalca savunmayla babasını ikna ediyor. manık hataları giderek artıyor. istanbul’da denize düşen ateş, sakarya’da hastanede bulunuyor. bari istanbul’a yakın bir yer uydurun. türk polisi ile alay ediliyor. denizden çıkarılan arabanın neden denize uçtuğu, fren sistemi kontrol edilir ve fren yağının patlatıldığı bulunur. bunlar yok. hele o onur’un yönetim kurulu sahnesi, 1960’lı türk filmlerinin basitliğinde..önceleri sempatik olan nuran ve efsun’un ağız dalaşı, şimdilerde mide bulandırmaya başladı. bu kadar tekrar olursa bozulmuş yemeğe döner. artık onların aptal suratlarını görünce, gene mi bağırmayla sonuç alacaklar deniyor. bu dizi hamdi alkan ve de bu senaristlerle gitmez. bir iki bölüm içinde gerçek ortaya çıkmalı. hikâye, tıpkı kocamın ailesi dizisindeki gibi yeniden başlamalı. yoksa pazar akşamı yeni bir dizi başladığı an bu dizinin reytingi tepe taklak gider ve dizi maliyetini karşılayamaz. çare senarist kadrosunun güçlendirilmesi ve yönetmenin değiştirilmesi. oyunculara da yazık oluyor