Muhteşem Yüzyıl - Kösem - şimdi dördüncü bölüm ile ilgili bir

Muhteşem Yüzyıl - Kösem

şimdi dördüncü bölüm ile ilgili bir değerlendirme yapıyorum.ilk öncelikle aklımı kurcalayan ilk şey şu mehmet giray fahriye sultanla olan büyük ve çok gizli yazdığı mektubun altına adını soyadını falan mı yazmış ki her okuyan onun yazmış olduğunu anlıyor.bu bana mantıksız geldi.sonrasında başka bir konu var ki yeniçeri ocağı başı zülfikar ağa neden ikidebir bir şeyleri ikiye ayırıyor.en son bölümde yine başlıyor ey talip dünya ikiye ayrılır kul olanlar ve olmayanlar.sonra yok efendim ey talip dünya ikiye ayrılır müslüman olanlar ve olmayanlar.anlam veremedim.sonrasında derviş her an bir yamuk yapacakmış da her seferinde vazgeçiyormuş gibi duruyor.bunu fahriye sultanla neden evlenmesini kabul ettiğini sorunca handan sultan hemen kıvırıp kurtulmasından anladık.ahmet ile nasya nın aşkına diyecek hiçbir sözüm yok.süperler çok romantikler ama maalesefki nasya nın şu kaçma senaryosu çok uzatılıyor ve insanı sıkıyor.bir de safiye sultan sürekli bir anda kahkaha patlattım ortalığı yaygaraya verecekmiş gibi bir görüntüsü var.konuşurken sanki bir şey okuyomuş da o sırada da gülmesini tutuyormu gibi saçma bir hal alıyor.gene de ahmet ile karşılıklı atışmaları başarılı ve sultan havasında.dördüncü bölümde benim hoşuma en çok giden sahne celaliler ve şahin giraydı.kara saitin girayı kalenderoğlunun önüne atması kalenderoğlunu beğenemedin mi gibi bir bakış atıp konuşması şahin girayın ahmeti tahtan indiricez demesinde celalilerin he hadi kalk indirek de gelek gibi gülmesi girayın ben hükümdar olucam demesinde celalilerin yine yav he he olursun tamam gibisinden gülmesi tam anlamıyla harikaydı ve komikti.genel olarak güzel bir bòlümdü ama yine de eksklikleri var senaryo üzerinde değişiklikler yapılması gerek.perşembe günü izleyip göreceğiz artık.