Güneşi Beklerken - Kerem ve Hande ögrencilerin, genclerin gözbebegi, idolü,

Güneşi Beklerken

Kerem ve Hande ögrencilerin, genclerin gözbebegi, idolü, en cok sevdikleri ve örnek aldiklariyken film de olsa farketmez nasil ugursuz cirkin yüzlü bir falcinin ellerine kaderinizi birakip, üste para vererek ondan gelecekten haber vermesini beklerler. Ve söyleyeceklerine onay verirler. Ve onun verdigi ugursuz iki tasi elinizden düsürmeyip aylarca o taslari tasirlar.
Senaryoda illa falci hurafesi olmak zorunda miydi? Falcinin verdigi o iki ugursuz ve hurafeli tas yerine sahil kenarinda yürürken, ya da araba kazasindan sonra yerden bulduklari baska bir tas veya baska bir objeyi saklatarak, anilarinda onunla ilgili umutlar besleyip büyüterek birbirine baglanan ve birbirine karsi aski tasiyan bu iki genci bir anida bir hayalde ayni cizgide bulusturabilirdi. Ya da dilek fenerini havalandirirken onlara feneri veren cocuk onlara dilek tasi hediye edebilirdi tutulan dilegin anisina. Cünkü dilek dilenirken dilenen dilek yürekten, icten dilenir. Dilek dilemek hurafe degildir. Batil degildir. Bagnazlik degildir. Oysa fala büyüye inanmak. Fal bakmak ve fal baktirmak, allahtan baska birinin gelecekten bize haber verecegine inanmak ve baskalarini da bu hurafeye inandirmak gelecekten haber verdigini söyleyenlere para ödeyerek karsiliginda olacaklari söylemesini beklemek hurafedir. Ne akilla, ne bilimle ne de cagdaslikla alakasi yoktur.
Kim fala ve falciya inanirsa, kim gelecekten haber verdigini söyleyenlere bel baglayip kendi aklini bir kenara koyup, bilimden bilgiden akildan nasibini almamis o cirkin yüzlü ve cirkin ruhlu adina falci denilen ugursuzlara inanirsa akilcilik cizgisinden sapmis, aydinlik yoldan cikmis, temiz ruhunu kirli olanin ruhuyla kirletmis demektir.
Kader yolunda akli birakip hurafeye dalanlar göklerde yildiz olup parlayamazlar. Akil ve sanatla beslenen ruhlar yücelir, hurafe ve bagnazligin gölgesinde kalan ruhlar körelir. Kerem Bürsin ve Hande Dogandemir cok degerli, cok kiymetli esine az rastlanir saflikta ruhlara sahip olan iki cevherken onlari böylesine ucuz bir oyunun karanliginda harcanmasina nasil izin verdiniz. Onlarin ruhu en yücelerde hurafelerin ve gölgelerin uzaginda saf ve temizdi.
Falci fikri kimden cikti, iki degerli yildizi nasil böyle bir bagnazligin icine sürüklediniz inanamiyorum. Hem Kerem hem de Hande oyunculuklari ve varliklariyla bambaskaydi ve bir benzerleri de yoktu. Onlari örnek alan milyonlarca ögrenci var. Onlari örnek alanlar da mi duygularini, hislerini, kime asik olduklarini ya da olacaklarini ögrenmek icin falcilara gidecekler. Onlar da mi falcilara gidip paralar ödeyip gelecekte neler yasayacaklarindan haberler alacaklar. Onlar da mi hayatta tek bir kitap acip okumamis olan cahil, bilgi yoksunu ugursuz ve cirkin yüzlü, kötü ruhlu falcilardan medet umacaklar ve onlara inanacaklar. Gelecegi tek allah bilir allah disinda ne haci ne hoca ne falci ne muskaci hic kimse bilemez. Bizim kimi sevip kimi sevmedigimizi, kime ask, kime nefretle bagli oldugumuzu birakin hic tanimadigimiz kötü ruhlu bir falciyi bize en yakin olan annemiz bile bilemez. Biz kimi sevip kimi sevmedigimizi, kime asik olup, kime uzak oldugumuzu bir baskasina sorarak degil sadece ve sadece kendimize sorarak ögrenebiliriz. Bir dilek feneriyle en icten en derinlerden hayatinin askina sahip olmayi, ona kavusmayi dileyebilir, bununla ilgili hayaller kurabilir ve gercek askin kimde olduguna dair duygu dünyasinda kesfe cikabilir. Ask yolunda akildir insana yolu gösteren. Ruhundur rotani belirleyip seni yücelerdeki askinla bir kilan. Kalbindir gözden göze kalbten kalbe giden sevgi köprüsünü kuran. Gönlündür kalbinde büyüttügün sevgiyi ask ikliminde yeserten. Kader yolunda akilciliktan sapmadan, sevgi günesinden vazgecmeden, ruhu en yücelerde askla tasimaktan tavizler vermeden yürümesini bilmek ve bildirmektir asl olan. Hayat kocaman bir oyun sahnesi ve su koca yalanin icinde gercek olan tek cevher askken, nasil akilciliktan tavizler verirsiniz.
Zeynep ne demisti konusmasinda Kereme kafa tutarken ben ne Cihan hocaya ne Jale hocaya güvenerek ardina yaslanacagim daglar ararim. Ben yolumda sadece kendime güvenerek kararlar alir ve saglam adimlar atarim demisti. Sadece kendi gücüne, kendi aklina, kendi cesaretine ve ruhuna inanan bir Zeynep nasil olurda okuma yazmasi dahi olmayan, cirkin yüzlü,cirkin suratli, karanlik ruhlu bir kadinin söylediklerine bel baglayip falci kadinin söylediklerine inanarak onun söylediklerine takilip, onun söylediklerine umut baglayip yollar alabilir. Fala inanmak gericiliktir ve geriye götürür. Fala inanmak ugursuzluk ve yücelme sansini sifirlayip kayiplar getirir. Hurafeler karanliktir ve ruhu öldürür. Bagnazlik kader cizgimizin yok olmasina, hayatimizin icinden cikilmaz bir kör dügüme dönüsmesine ve gericiligin hortlayip mutlulugumuz ve cosku dolu ruhumuzun yok olmasina sebeb olur. Ilime inanmak ufka bakmaktir. Akilcilik aydinliktir ve ruhumuzu yüceltir. Hicbir falcinin sahte umutlar dagitmaya gücü yetmez. Hic kimse kimseye duymasini isteyecegi hos sözlerle yollar cizemez. Hic kimse kimsenin gelecegini okuyup, kaderinden haberler veremez. Akil ve bilime inanan her insan bilir ki umut da bizim icimizdedir umutsuzluk da. Sevgi de bizim icimizde nefret de. Ask da bizim icimizde kin de. Akil da bizim dimagimizda sakli akil kapisini hurafelerle örten aptalliklar da. En büyük yanilgi tüm cevaplar bizim varligimizda sakliyken bizim sorulari bizi bilip tanimayan yabancilarda ve bizim yazilmis olan güzel kaderimizi bizden calan ugursuz falcilarda aramamizdir.
13. Bölüme kadar hersey mükemmel giderken, 13.bölümden sonra ugursuzluguyla gelen o habis ruhlu falci kadindan sonra dogrularla yanlislar, sevenlerle sevilenler, iyilerle kötüler, kahramanlarla figuranlar, esas olanla yalan olan, degerlilerle degersizler, aklarla karalar, kirlilerle temizler birbirine karisti. Ve güzeller güzeli nese ve cosku dolu Zeynepimiz siliklesmeye, o eski cosku ve enerji dolu Keremimizin yüzündeki mutluluk yerini hüzne birakmaya basladi.
13. Bölümden sonra seyirci eski kahramanlarini özler ve arar oldu. Nerelerdeydi seyircinin gönlünde taht kuran kahramanlari ?Model alinan ögretmenleri Örnek alinan yolundan gidilmek istenen Kerem abiler, Zeynep ablalar neredeydi? Dogruluktan ve ideallerinden vazgecmeyen, dostu dahi olsa dostunun degil dogrunun yaninda olan siirler yazan o saf ve masum Baris neredeydi?
13. Bölümden itibaren seyirci karanliklar arasinda özlemle sabirla geri gelecegine inandiklari yildizlarini ariyordu ama bilmiyorlardi ki hurafelerin ve bagnazlarin karanligi onlarin en sevdikleri göklerde parlamaya amade yildizlarini yutuvermisti. Artik yildizlari yoktu cünkü günesi bekleyen yildizlarin aydinligini karanliklar calmisti.
Ayni kardese asik iki kiz kardes, ayni kiza asik cocukluk arkadasi iki ayrilmaz dost, babasinin metresiyle gizli ask yasayan bir ogul, Hurafeye inanan falcinin verdigi taslari ellerinden düsürmeyen aski tasimaya hak kazanan iki degerli cesur yürek nasil bagdastirilir?
Deger miydi cok güzel baslayan bu hikayeyi bir falcinin hurafeleri ve ugursuzlugu ile heder etmeye?
Siz destanlasacak,yillarca sürecek bir hikayeye ve kurguya sahiptiniz. Emre Kinay basta olmak üzere cok degerli ve cagdas bir ekiple yola cikmis bir aile olmustunuz ve her aile de genclerini size emanet edip sizin ailenizin bir parcasi olmak icin gönülden hazirdi. Yediden yetmise herkes sizleri keyifle izliyordu. Ve sizler bizim ailemizin, bizim yasantimizin ayrilmaz bir parcasi olmustunuz. Ve bizler bu kocaman ailenin icinde sevgimizle askimizla iki yildiz büyütüyorduk. Gönlümüzde taht kuran o yildizlarin ismi Hande ve Kerem filmdeki adlariyla Zeyker di. Cocuklarimiz onlarin asklarini dillerine dolayarak, onlarin basarilarini ve güzelliklerini örnek alarak gelecege adimlar atiyor bilardo ve santranc oynamaya, yüzmeye, kosmaya, boks yapmaya, resim cizmeye, siirler yazip, sevgiler büyütmeye, ekranlarda askla tanisip kendileri de böyle bir aska sahip olmanin hayallerini kurup aska yürümeye, aski yasatmaya adimlar atiyordu.